şaşkın damat

• kemal sunal filmografisinin kenarında,gözlerden uzak kalmış nefis bir elmastır...
  kemal sunal'ın filmdeki abdi karakteri hababam sınıfı öncesindeki filmlerindeki (salako,salak milyoner,köyden indim şehire) personayı yansıtır:epeyce grotesk bir saflık.lakin tüm kemal sunal filmleri içinde damakta bıraktığı hüzünlü tad bakımından hayli farklı bir yere sahiptir.pencereden içeri güller fırlatıp,gecelikle pencereden onu seyreden mahmur gözlü -ve güzeller güzeli- meral zeren'e bir "günaydın küçük hanım" der ki,baştan farkedersiniz aşkın bu filmde,üstadın filmografisindeki diğer örneklerden tamamen başka bir açıdan ele alındığını.abdi'nin serpile duyduğu aşk o kadar saf ve trajiktir ki,hakikaten filmin bazı yerlerinde boğazına bir şeyler düğümlenir insanın -mesela okuldan kaçıp elinde oyuncak bir pembe panterle serpil'in yaşgününe geldiği sahne-,zeki ökten çöpçüler kralında da daha farklı bir açıdan yansıyan komik ama bir o kadar da hüzünlü bir hisle,bir duyarlılıkla örmüştür filmi.
  filmin şarkısı bim bam bom müthiş etkileyicidir o sahnelerle birleşince,yasemin kumral'ın barok pop janrındaki nefis parçası sanki abdi'nin gülünç masumiyetini terennüm etmek için yazılmıştır.
  ve son bir not da kahraman kıral için,onun gibi bir çocuk oyuncu gelmedi bir daha ve de gelemeyecek.
• filmin başlarındaki çikolata partisi akıllara ziyandır. gençlerden biri elde bir kase erimiş çikolata ile gelir, herkes elini daldırıp yemeye başlar. sonra herkes bir köşeye çekilip sevişir. ama böyle çikolataları döke saça falan. uyuşturucu referansı diye düşünmüşümdür hep.
• kahraman kıral'ın serpil'e^* "ne istedin ulan elin garibinden" dediği sahnede insanın gözleri dolar.
• kemal sunal'ın kucağında pembe panter'le ağladığı sahne epey dokunaklıdır.
  
  kemal sunal ve meral zeren'in filmin sonunda küçük tofaş'a atlayıp bim bam bom eşliğinde zigzag çizerek yolda gittikleri sahne türk sinemasının en akılda kalıcı, en iyi final sahnelerindendir.
• --- spoiler ---
  
  şoko partisi esnasında basılması üzerine merdivenlerden inen kızın amcaya " noluyoruz amca bey. sende katıl partimize ne kaybedersin sanki" diyerek günaha davet ettiği sahne gözlerim yaşarana kadar gülmeme sebebiyet vermiştir.
  
  --- spoiler ---
• apti nin yatılı olarak kaldığı okul leventteki yıldız koleji dir. birde bebek yeni yıldız vardır onla karıştırmayalim.
• sadece şoko partisinde basılan kızlardan birinin amcabeye partilerine katılmasını teklif ettiği anda amcabeyin "bak hele aşiftiyee" demesini duymak için bile izlenmesi gereken filmdir. kemal sunal ın yanında ali şen de çok iyi bir performans göstermiştir.
• yamulmuyorsam ali şen'in evi, mavi boncuk köşkü...
  
  (bkz: stavro'nun köşkü)
  
  meral zeren'in annesigilin evini de özellikle sahte kabadayı filminden gözüm ısırıyor gibi...
  
  rifi ile uludağ tatili yanyana gelince ne olacak şimdi filmini de anmadan olmaz tabi.
  
  apti'nin müfettiş zannedilmesine nazire olarak pembe panter oyuncağını filmde görüyoruz zannediyordum ki, işin aslı öyle değilmiş... yasemin kumral'ın, bim bam bom plağının kapağında pembe panterli resmi varmış meğersem... güzel ayrıntı...
  
  simge fıstıkoğlu
  
  salako'nun müfettiş zannedildiği sahnede, mahmut hoca'nın kalp krizi geçirmesine neden olan tüccar görünürde akla hababam sınıfı gelmez mi be... adile naşit de cabası... bu arada adile naşit, canım kardeşim'de olduğu gibi bu filmde de kahraman'ın öğretmeni rolünde... bunu da not düşelim bari... kahraman'ın da çok kıral bir repliği var yalnız filmde;
  
  "ne istedin lan elin garibinden, oysa ne çok sevmişti seni..."
  
  apti'nin onca yaşına rağmen ilkokul sıralarında bir şeyler öğrenmesi de akla her gönülde bir aslan yatar'ı getirmedi değil hani...
• serpil: ben kaymaya gidiyorum
  apti: . ben de kaymak istiyom.
• -- spoiler --
  
  apti'den boş kağıdı imzalamasını ve karısından boşanmasını isteyen zengin görünümlü züğürt enişte ile apti arasında geçen şu diyalogla beni akşam akşam koparmıştır:
  
  bülent kayabaş: o kağıdı imzalamazsan bu evden canlı çıkamazsın.
  kemal sunal: o zaman ölüm çıkar..
  
  -- spoiler --