• satrançtaki stratejilerin olduğu gibi hayata aktarılmaya çalışılması yada benzetilmesi bence saçmadır.ama satrançtan her insanın çıkarabileceği çok önemli bir ilke vardır ki o da birkaç adım sonrasını görmeye çalışmak,görebilmek.kısacası ileri görüşlü olmak,yaptığı hareketlerin sonucunu düşünerek hareket etmek.bunu toplum olarak benimseyebilsek cemiyet olarak daha mutlu oluruz bence.
  • savunma konusunda saldırıdan daha iyiyim. hatta o kadar iyiyim ki benimle satranç oynamak mezara girip ölmeyi beklemek demek. hamleleri ve kuralları bilmek bir oyunu kazanmak için yeterli değil. kazanmayı amaçlamanız gerek. hayat da böyle işte, bir şeyler hedeflemek gerek. aksi halde boşuna savaşırsınız.
  • hiçbir şeye, kaybetmeye mecbur değilsin. karşıdaki ne tepki verirse versin, istediğin zamanı bırakıp gidebilirsin.

    işler ters mi gidiyor? gemi su mu almaya başladı? hiçbir çözüm yok mu? eminsen ve karşıdakinin "şah" dediğinde "mat" edemeyeceğini biliyorsan, yık kuralları ayrıl oyundan.

    not: iş bu giri oyunlarda mızıkçılık yapın diye yazılmamıştır.
  • hayatta en iyi neyi yapıyorsan ve ne ile mutluysan onu muhafaza et. gerekirse onu korumak için önemli gibi görünen fazlalıkları feda edebilirsin.
  • satrançta şans gibi koca bir faktör görmezden gelindiği için pratikte hep bir parça eksik kalacak öğretilerin yaşama aktarılmasıdır.

    ilgili ayar, hediye olarak satranç gönderip "kim daha çok düşünüyor, kim daha iyi biliyor, kim daha ileriyi görüyorsa o kazanır. işte hayat budur" notunu iliştiren hint imparatoruna, pers imparatoru tarafından gönderilen tavlaya iliştirilmiştir:

    "evet, kim daha çok düşünüyor, kim daha iyi biliyor, kim daha ileriyi görüyorsa o kazanır. ama hayat biraz da şanstır…"
  • (bkz: gambit)

    oyunu kazanmak ya da kazandıracak bir pozisyon elde edebilmek uğruna en değerli taşı bile feda edebilme erdemi.
  • stefan zweig'ın satranç romanını akla getirir.
    karşı hamleyi düşünmekten kendi hamlene odaklanamazsın, hayat da böyle. geleceği düşünmekten anı yaşayamıyoruz.
    karşı hamleyi düşünmeden yapacağın hareket de mat olmana neden olur. zira yaşamda da gelecek kaygısı olmadan fütursuzca yaşamak insana sonunu getirir.
    nereden baksan dilemma...
  • tartışma esnasında çok oluyor bu aktarılma. bir şey söyleyecekken karşı ne cevap gelebilir die ölçerek tartarak söyleniyor bir müddet sonra. yani düşünmeden konuşma eylemini azaltıyor.
  • ilk ve orta öğretimimde amatör olarak satrançla uğraştım. satrancı gerçekten çok sevmişim ki, 7 yaşındayken okuyamadığım bi tane rusça satranç kitabi yüzünden bir ara rusça dahi öğrenecektim :). konuya gelirsek, böyle bir şey var. insanları, durumları, olayları veya duyguları incelerken, sanki güzel bir oyun ortasına bakarken ya da tatlış bir kombinezonu analiz eder gibi bakabiliyorsun. ben şu anki düşünme diyalektiğimin biraz da satrançla ilerleme kaydetmiş olabileceğini düşünüyorum. kıssadan hisse: çocuklarımıza satranç eğitimi aldırmak yararlı olabilir.
    yazma konusunda yeniyim, fikrim var dedim ve geldim, sevgiler, saygılar dilerim. -bir çaylak
    |21.07.2017 tarihinde yazım hatalarını ve bazı anlamsal hataları düzeltmeye çalıştım
  • gelmiş yine bobby fischer'lar.

    hiç kasmayın olm. onca senedir satranç oynarım, en cahil kız bile bazen acayip şah çekiyor.

    iş desen varoş bi patron tepende, sonradan görme, köylü köylü yarak kürek laflar eder, kafanda sikerim hamlesini çekerim emaneti oluşuyor, bi anda o entel beyaz yaka adamdan eser kalmıyor. dağıtıyorsun taşını da vezirini de.

    bunu uygulayabileceğin zaman uzam bu coğrafya değil. zaten ben de artık tavlaya bağladım. şansıma ne gelirse artık.
hesabın var mı? giriş yap