• piyonlar en değersiz görünse de iyi(!) bir oyunu her zaman piyonlar kazandırır.
    hayatta değersiz gördüğümüz ya da görmezlikten geldiğimiz kişiler, nesneler, fikirler kısacası herşey bizim gerçekten başarılı olmamızı sağlar.
  • düşüncesizce hareket etmeyi seven, yaptığı planlara muhtemel hiçbir olumsuzluğu hesaba katmaksızın inanan insanlar için satranç, çok iyi bir hayat simülasyonu olabilir. risk almanın çok kazançlı, ama aynı zamanda ölümcül bir hata olabileceğini öğretir örneğin. stratejilerini sadece kendi isteklerine göre kurmazsın. hem satrançta, hem de hayatta bu böyle olmaya başlar. belki farkında bile olmadan bu oyundan öğrenilenler bilinçaltına yerleşir ve kararlarını etkiler.
  • "bu derste öğrendiğimiz gerçek hayatta ne işimize yarıcak hocam,markete gidip bana 3 üssü 2 kilo patates mi ver diyecez" diyen kafaların seneler sonra açmış olabileceği başlık
  • tam olarak mümkün değil. hayat bir hamleler bütünü değildir. içinde şans faktörü vardır. tavla gibi tamamen şans ile de yürümez işler. onu yönetmeniz gerekiyor.

    biraz ışığın yayılma özelliği gibi olabilir. kimilerine göre tanecikli, kimilerine göre dalgalı ama aslında dalgalar halinde yayılan tanecikli yapıya sahip olması gibi...

    hayata uyarlayabilecek kadar mükemmel bir oyun henüz keşfedemedik canlarım. uyarlayabileceğiniz bir şey varsa o da hayatın kendisidir.

    bana bu hayatta hamle yapma şansı çoğu zaman verilmedi. doğduğumda zaten oyunun yarısındaydım.

    hayat ile satrancı aynı cümle içinde kullanarak ne hayatı basitleştirin ne de satrancı yüceltin derim ben.
  • birincisi ve bence en önemlisi zaman kullanımı; maçın ortasında özellikle blitz ve rapid maçlarında her iki oyuncunun da sanki ellerinde pimi çekilmiş bomba varmışçasına derin hesaplamalara girmeden süre tüketim sırasını karşıya geçirme çabası. haliyle kıza zaman içerisinde sağlam hesaplamalara girilemeyince kazanma ya da kaybetmenin ince çizgisinde gidip gelen oyunun bi hamle de +9 ken bi hamlede -9 olabilme durumu. bu şartlar altında sakinliğini koruyup, zaman kullanımını doğru ve zamanında yapan bir oyuncunun haliyle daha iyi hesaplayacağı ve bunun zamanla deneyimlenmesi sonucu şüphesiz gerçek hayatta nadal gibi çelik gibi sinirlere sahip olma lüksü.

    ikincisi, hayatta her şeyin zeka olmadığı aslında çoğu şeyin çalışmak olduğudur; satrançta bir yığın oyun açılış teorisi , oyun ortası taktik ve stratejileri ve oyun sonu etütleri gibi bilinmesi gereken çeşitli hususlar vardır ki her büyük ustanın bunlara ne kadar vakit ayırdığı aşikardır tabii cabaplancayı ayrı tutmak lazım:). bu da bize gerçek hayatta bitmek tükenmek bilmeyen bir çalışma arzusu ve azmi vermeli bence hayatta bir şeyi başarmak için.

    bir diğer üçüncüsü ise, fırsatları değerlendirebilmektir; satrançta asıl önemli olanın rakip şahı mat etmek olduğu unutulmamalıdır ki bu da bize aletlerin sayısal bir anlam ifade etmediği yeri geldiğinde kaz gelecek yerden tavuk esirgenmeyeceğini gösterir. bu da gerek rakibin hatası gerek oyuncunun parlak bir hesaplama sonucu kombinezon atmasına olanak vermektedir. burda da michael talı ayrı tutmak yerinde olur ama tabiki de:) kendisinin de dediği gibi "bi doğru fedalar vardır bir de benimkiler" sözü onun oyunu rakibinin çoğu zaman, zaman sıkışması sürecinde , doğru savunmayı bulamaması sayesinde kazandığı bir gerçektir. velhasıl kelam bunu gerçek hayata yansıtacak olursak da yeri geldiğinde fırsatları kovalamalı ve girişken olmalıyız bunları başarabildiğimizde de özgüvenimizin perçinleneceği aşikar.
  • at önemlidir
  • satranç oynadığım bi arkadaşım vardı, ciddi ciddi 5-10 hamle sonrasının tüm ihtimallerini düşüne düşüne giderdi, 2 kişi birleşip bir anlık dikkatsizliğinden de faydalanıp öyle yenebilmiştik bir keresinde. sıkıcı bir arkadaştı.
  • satrancın bana hayatla ilgili en büyük katkısı; sabırlı olmayı öğrenmek.
  • rok'tur baba. yumurta kapıya dayandığında, iki işi bir arada yapabilmektir.
  • satranç hayata uygulanamaz ama yaşanan hayatın satranca etkisi vardır. ne zaman işler sarpa sarsa istisnasız satranç performansım düşüyor.
hesabın var mı? giriş yap