• mazoşizmden öte "submissive" eğilimlere (itaatkârlık) fazlasıyla derinden değen, "akşam benim için kurufasulye ye e mi canım"daki cinsel kıpırtıları bile açığa çıkarabilen, huzur verici, neredeyse aydınlatıcı film. özellikle mutlu evlilik konusuna değinmesiyle amacının, ilişkilerin "ben dünyanın en normal insanıyım" edasıyla yaşanmadan da normal olabileceğini göstermek olduğunu tahmin ettiğim başarılı yapım.
  • kelime olarak secrettan gelmektedir. sır saklayan, patronun özel işlerini bilen anlamında kullanılmaya başlanmış ve bugünlere kadar gelmiştir.
  • --- spoiler ---
    bir elinde kahve, bir elinde dilekçe, ağzında faks ile başlayan film. kurgusu çok güzel, kapı kapanıyor ve o duruma nasıl gelindiği anlatılıyor. gerçekten çok sürükleyici. kızın psikopat annesi 5 saat önceden kızının işten çıkmasını bekliyor. kız başlangıçta çok sümsük. sonradan her şeyi öğreniyor. zarf yalaması bile değişiyor.
    hukuk bürosunun girişinde sekreter aranıyor ışıklı tabelasının sürekli durduğunu görünce çok şaşırmıştım.
    keşke bu 2. ya da 3. film olsaydı da ilk filmde jack'in paltosunu çiğneyen kadınla neler yaptığını izleseydik.
    lee'nin sabrını takdir ettim.
    dvd daktilo sesleriyle açılıyor.
    aynen kapağında yazdığı gibi "alışılmadık bir arz-talep ilişkisi"
    --- spoiler ---
  • ilginç ve yakıcı bir aşk filmiymiş, ben dün bunu gördüm. izleyenlerin çok komikmiş gibi en ciddi muhabbetler sırasında gülüp durmalarının dışında bir sorun yoktu. ayrıca, elde kırbaç, kolda kelepçe pornografik görüntüler izlemeyi umanların çıkıştaki hayal kırıklıklarını görme şerefine de nail olduğumu söylemeden geçemeyeceğim. ciddiye alınması gereken bir film olduğunu düşünüyorum, ne de olsa aşkın böyle anlatıldığına tanık olunabilecek pek de fazla eser yok.
  • "in one way or another i've always suffered, i don't know why exactly. but i do know that i'm not so scared of suffering now. i feel more than i have ever felt and i have found someone to feel with, to play with, to love...in a way that feels right for me. i hope he knows that i can see that he suffers too. and that i want to love him"
  • sadist gitsin mazoşist gelsin… mi? değil işte! kendilerini bilen ve birbirini bulan iki insanı anlatan çok güzel bir film. ‘ben arıza bir insanım, beni sevmesen iyi olur, taşıyamazsın, kendine zarar verirsin…’ ‘…arıza diye bişey yok, biz buyuz… ve ben korkmuyorum, seviyorum, hadi gel ! …’ diye akıp giden çok kısa bir 90 dakika… aşk filmi mi? hayır.. aşk bu !
  • bence james spader'in süper bir oyunculuk sergilediği film..
  • anlamadığım bir yığın nokta barındıran film..

    --- spoiler ---

    her şeyden önce "amanın sadist insanlar, mazohist insanlar varmış filmde... şimdi kan revan, çığlık, gözyaşı vs mahvolacaz" korkusuyla seyredilince kıç pataklama sahnesi dışında ortada somut anlamda acı veren hemen hiç bir şey görünmemesi ilginç... ve ne yalan söyleyeyim sevindirici de kendi akıl sağlığım açısından...

    boş zamanlarında kapanla fare yakalayıp sonra o fareleri çayıra salan james spader aslında bir sevgi kelebeği olsa gerek...

    yine de kendisinin sadist yaklaşımlarını orkidelere enjektörle renk vermesi, kahvesinin şekeri konusunda her fincanda karar değiştirmesi veya bilgisayar çağında daktiloda ısrar etmesi gibi detaylardan çıkarmak gerekiyor sanırım.. allah bilir karbon kağıdı kullanmaya da izin vermiyordur.. yine de ben onun yerinde olsam, 3 kopya bundan, 5 kopya ondan emir verirken fotokopi makinasını da devre dışı bırakır direk oturturdum kızı daktilonun başına yazsın dursun işi ne...

    insanın normalde içinde nefes alamadığı söylenen bir de üstelik asla evlenmeyi düşünmediği bir adamın annesine ait bir gelinlikle 3 gün boyunca sabit pozisyonda oturması bir de o gelinliğe işeyip ıslak ıslak oturması harbi mazohistlik olsa gerek.. ben daha fenasını düşünemiyorum...

    solucan olayını kesinlikle anlamadım, itiraf ediyorum... neden solucan? neden sümüklüböcek değil mesela? solucan esprisi vardı da ben mi kaçırdım bilmiyorum...

    lee'nin annesi ev kadını mıdır? işi yok mudur? kocasını evden attıktan sonra neyle geçinir bu aile? neden günlerini kızının işyerinin otoparkında geçirir? bu kadının akıl sağlığı çok mu yerindedir yani?

    bir de son olarak, normalde sinek avlayan büronun tuvaleti lee ne zaman girse doludur.. bunu neye bağlıyoruz bilmiyorum.. ayrıca o nasıl bir ofis tuvaletidir öyle çift kabinden oluşan? normalde en iyi ihtimalle 5 kişiye bir kabinden hesap yapsak, 10 kadın, hatta 10 kişi o ofisin neresinde gizlidir bilmiyoruz yani..

    evet bu kesinlikle bir sanat filmidir...

    --- spoiler ---
  • erotik anlamda bir seyi olmayan (ki erotik film katagorisine sokuldugu icin söylüyorum) hos bir film. birbirini tamamlayan iki bambaska insan, efendi-köle iliskisi, acı cekmek ve zevk sadece filmin ayrıntıları gibi... rahatsız edici degil oldukca eglenceli hatta. insana hep merak edip söylemeye utandigi bir seyi yapmıs hissi veriyor.
hesabın var mı? giriş yap