• 2008 yılı mahsulü yaklaşık otuz dakika süren birbiriyle bağlantısız dört adet bölümden müteşekkil tayland yapımı bir film. orijinal ismi see prang olan film uluslararası piyasada phobia ya da 4bia olarak da geçiyor. tayland semalarındaki an itibariyle en meşhur dört yönetmen tarafından yazılıp yönetilmiş olan bölümler sırasıyla:

    happiness (yönetmen youngyooth thongkonthun)
    tit for tat (yönetmen paween purikitpanya)
    in the middle (yönetmen banjong pisanthanakun)
    the last fright (yönetmen parkpoom wongpoom)

    dahası ve fazlası için: http://www.otekisinema.com/?p=1014
  • "happiness" ve "in the middle" filmcikleri guzel.

    ozellikle "in the middle" bolumu oldukca eglendirici. gerilim filmi olarak demiyorum. gerilim janri icin guzel tasaklar donuyor; o acidan eglendirici. gerilim filmi severler oldukca egleneceklerdir bu bolumde... puak karakterinin "why must ghosts always be females, with long hair, covering their faces? evey horror movies i've watched have similar ghosts..." diyor; bu cumleyle bile taktir topluyor bolum.
    dikkat; bahsi - tasagi gecen gerilim filmlerinin hep spoiler'i yapiliyor; sonlari hakkinda yorumda bulunuluyor:
    + banjong pisanthanakun'un yaptigi bu bolumde, kendi filmi olan* shutter'dan bahsediliyor:
    --- spoiler ---
    puak: have you seen the film shutter?
    chin: shit! i haven't. please don't spoil it for me!
    puak: really.. you've not watched shutter?... at the end, the ghost was sitting on the lead actor's shoulders.
    chin: shit! you spoilt it for me!
    puak: that is why he always have neck pains.
    --- spoiler ---

    + bonus olarak shutter - titanic kombinasyonu:
    --- spoiler ---
    puak: i am the king of the world.
    ter: puak, are you crazy or something?
    puak: jack dawson... have you watched titanic? he was on the ship shouting, "i am the king of the world"
    ae: do you want our boat to sink too? like the titanic?
    puak: of course not! i just want to be jack.
    ter: chin, don't tell me you don't know, that the titanic sank !?
    chin: i have never watched it yet.
    puak: haven't watched titanic?... did you know, at the end, rose was on jack's neck. shutter copied this scene.
    chin: really?
    puak: true... titanic was released more than 10 years ago.
    chin: damn, copycat thai movies!!
    puak: does your village has a movie rental store?!!
    --- spoiler ---

    + the sixth sense:
    --- spoiler ---
    chin: puak... i think ae is dead.
    puak: bullshit! if he's dead, who's in the tent then?
    chin: damn, haven't you watched the sixth sense?
    puak: why?
    chin: the ghost does not know that he is already dead.
    puak: idiot! you spolied it for me! haven't seen it yet!
    chin: it's my turn...
    --- spoiler ---

    + the others:
    --- spoiler ---
    puak: so.. are we humans or ghosts?... damn! same twisted story like the others
    chin: shit! you spoilt it again!
    puak: why do you have to worry? we are all dead!!
    --- spoiler ---

    "tit for tat" digidik digidik ilerleyen, rock muziklerinin tuhaf tuhaf yerlere anlamsizca girdigi, special effectsin osurdugu** bir film. olamamis o yuzden.

    "last fright" ise klise bir film. kotu degil, iyi de degil.
  • farklı ülkelerin çektiği korku filmlerini keşfedip izlemek şu hayatta en çok keyif aldığım eylemlerden birisi. hele de izlediğim film kaliteli bir korku filmi çıkarsa değmeyin keyfime. bu anlamda bulup da izlediğim bir diğer korku filmi tayland yapımı 4bia (2008) oldu. ülkesinde büyük ses getiren bu filmin hemen ardından 2009 yılında ikinci filmi de çekildi.

    "4bia", dört kısa filmden oluşan bir korku antolojisi. farklı yönetmenlerin çektiği bu dört kısa korku filminden özellikle ilk ve sonuncu filmler korku anlamında oldukça başarılı işlerdi.

    loneliness (yön. youngyooth thongkonthun)
    ilk film açık ara antolojinin en iyi filmiydi. içinde tek bir konuşmanın dahi geçmediği bu film, akıllıca bir senaryoyla gereksiz efektlere gerek duymadan muazzam bir korku atmosferi yaratabileceğinizin açık bir kanıtı. adını bilmediğimiz genç bir kadın araba kazasında bacağının sakatlanması sonucu kendini eve kapatmak zorunda kalmıştır. evde tek başına bir yandan elinden hiç düşürmediği telefonu ve bir yandan da interneti sayesinde vakit öldürmektedir. bir gün telefonuna kayıtlı olmayan bir numaradan mesaj gelir. erkek olduğunu öğreneceğimiz bu kişi ile genç kadın kısa sürede birbirlerine ısınacak ve gün boyunca mesajlaşmaya başlayacaklardır. ancak birbirlerinden resim istedikleri andan itibaren romantik anlar korkunç dakikalara evriliverecektir.

    deadly charm (yön. paween purikitpanya)
    antolojinin en zayıf halkası ise bu filmdi. açıkçası izlenmese de olabilecek bir film. filmin ana teması uzak doğu korku filmlerinin en çok sevdiği konu olan intikam. okulda arkadaşları tarafından sürekli tartaklanıp duran ngid, bir gün tüm bu zorbalıklara isyan ederek kara büyüye başvurur. kara büyü sonrası kendisine bulaşan çocuklardan final destination misali tek tek intikam alacaktır. filmin en kötü tarafı ise her haliyle sırıtan bilgisayar efektleriydi. o denli kötü efektler kullanılmış ki efektlerin komikliğinden filme odaklanmak mümkün olmuyor.

    the man in the middle (yön. banjong pisanthanakun)
    antolojinin en komiği ise kesinlikle bu filmdi. filmde pek çok korku filmine de gönderme yapılıyor. özellikle the sixth sense (1999) ve the others (2001) filmlerini henüz izlemediyseniz bu filmler hakkında sürpriz bozan sahnelerin olduğunu söylemekte fayda var. dört kafadar rafting yapmak üzere ormanda kamp yapmaya karar verirler. ancak gece uyumadan önce birbirlerine anlattıkları korkunç hikayeler sonrası huzurları kaçıverir. ertesi gün ise rafting yapmaya koyulurlar ancak beklenmedik bir kaza grubu altüst eder. içlerinden biri suya düşüp kaybolmuştur. ancak kazanın yaşandığı günün gecesinde suya düşen arkadaşları ortaya çıkacaktır. buna başta sevinmişlerken daha sonra gelenin bir hayalet olabileceğini düşünerek yeniden korkmaya başlarlar.

    flight 244 (yön. parkpoom wongpoon)
    antolojinin bir diğer güzel filmi de buydu. hostes pim, ülke prensiyle yasak aşk yaşamaktadır. bir gün mecburi sebeplerle prensin eşi prenses sophia'ya yurt dışı uçuşunda hizmet etmek zorunda kalır. görünüşe göre prenses de bu yasak aşkın farkındadır ve kendince pim'den intikam alma niyetindedir. fakat uçuş, prensesin karidese gösterdiği alerjik tepki sonrası bambaşka bir hale bürünür. antolojinin ilk filminde olduğu gibi bu filmde de dar bir mekan ve az sayıda oyuncuyla muhteşem bir korku atmosferi yakalamayı başarmışlar. zaten bir korku filmi ne denli basitse o kadar ürkütücü olabiliyor.
hesabın var mı? giriş yap