• aynı zamanda bir fıkıh deyimidir; sefih = aklı ermez, kapılgan, reşid olmayan, malını alabildiğine harcayan kimsedir.

    sefihin ne manada olduğu hususunda islam alimleri ihtilaf etmişlerdir.

    cumhura göre, alış verişi beceremeyen kadın,
    buluğa ermeyen reşid dahi olsa çocuk,
    babasını kaybeden yetim,
    dinin haram kıldığı yerlerde malı harcamaktan sakınmayan âkil ve bâliğ olsa da israfçı kadın veya erkektir.
  • malını zevk ve eğlencede, hovardalıkta yiyen.
  • eski dilde; malını haram olan yerlere harcayan...
  • sefih yöneticiler ile ilgili bir hadis;

    cabir b. abdullah der ki: nebi (sallallahu aleyhi ve sellem): ''ey ka'b b. ucre! sefihlerin yönetiminden allah seni korusun!'' dedi. ka'b: "ey allah'ın resulü! neden?" diye sorunca resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: ''benden sonra (sefih) bazı yöneticiler olacaktır. onların yanında bulunanları sözlerini onaylayanlar ve zulümlerine yardımcı olanlar benden (dinimden) değildir, ben de onlardan değilim, bunlar (cennetteki) havz'a, yanıma da gelemeyeceklerdir. yanlarında bulunmayanı sözlerini onaylamayan ve zulümlerine yardımcı olmayan kişiler ise bendendir, ben de onlardanım! bunlar da (cennetteki) havz'a, yanıma geleceklerdir, ey ka'b b. ucre! namaz kişiyi allah'a yaklaştırır oruç onu günahlardan korur, vereceği sadaka da suyun ateşi söndürmesi gibi günahları söndürüp yok eder, ey ka'b b. ucre! haramla beslenen bir beden cennete giremez! böylesi bir beden cehennemi daha çok hak eder. ey ka'b b. ucre! kişi sabah evinden çıktığı zaman (gün içinde) ya nefsini (kötülük yolunda) satıp kendini helak eder, ya da nefsini (iyilikler yaparak) satın alıp (cehennem ateşinden) azat eder.''
  • savaş ve barış'ın çevirisinde gördüğüm, sefil ile arasında hal sözcüğünün başı ve sonu kadar fark olan ve bu farklılığın anlamını da izah ettiği kelime.

    ps. bir de osmanlıca'da hal yazımındaki h ile sefih yazımının sonundaki h aynı olsaydı bir güzel ahkam kesecektim, o heves ile kitaba bunu not almıştım ama baktım, o kadar ahkam kesmem kısmet değilmiş. *
  • arapça sefh fiilinin ism-i fail halidir. fiil olarak kullanımına türkçe’de rast gelmemekle birlikte, kur’an’da geçen bir sözcük olduğundan eski kullanımları bulunabilir diye düşünüyorum. manası ise bir nevi hedonist savurganlık içerisinde olan, parasını ve malını zevkler uğruna akılsızca, budalaca, hesabını bilmeden harcayan kişidir.
  • yeraltından notlar kitabının türkçe tercümesinde bolca geçen, zannedersem hovarda gibi bir anlama sahip arapça kökenli kelime.
  • zevke,sefaya aşırı düşkün,düşüncesiz kimse.
    sevdiği kadın, aşkı uğruna ölürken, kralına bağlılığın vakarıyla ellerini göğsüne kavuşturarak sessiz kalmayı seçen, yeryüzünün en onursuz erkeği. erkeklerin yüz karası. aşkı için ölmenin yüceliği yerine, sarayın taş duvarlarında büyüyen kendi değersiz varlığının görkemli gölgesine sığınmaktan çekinmeyen, sefihlerin en rezili.
    ... ben soyluların en soysuzu patasana.
    patasana, ahmet ümit
  • ibn arabî’nin, tefsirinde beyinsiz ile anlamdaşmış gibi yer verdiği sözcük ve devamında iki sözcük için de görüşü zayıf olan kimse tanımını yapmıştır.
  • (bkz: sefahat)
hesabın var mı? giriş yap