• en nadide ve şahane örnekleri japonyada yer alır.
  • bu yazının şarkısı bu olsun. youtube linki

    yaşadığım yerde de var bir tane. bu aralar dadandım desem yeri. annem nereden baksan on yıldır bir tadını çıkarmadık, bir yürüyüş yapmadık şurada diye sürekli dürtükler sağolsun. kısmet bugünlere imiş. geliyorum ve genelde de aynı banka oturuyorum. çünkü bence en güzel manzara o bankta var. havalar serinlediği için orada üşüyene kadar bir müddet oturup sonra da parkın işletmesi olan kafeye oturup ısınmak için bir bardak çay içiyorum. bugün sabah kahvaltıdan sonra dişimi fırçalamaya üşendiğim için ağzımdaki tat hiç hoş değil. bankın kenarındaki çöpü de kaldırmışlar. sigara izmaritini elimde gezdirip tee ötedeki bankın yanındaki çöpe gitmek zorunda kaldım. ben de bu yüzden bu sefer kafeye erken geldim oturdum. ağzımı iyice iğrenç yapan sigara yüzünden bugün çay değil ice tea içeyim diye düşündüm. şekerden dilim kafayı bulsun da bir müddet rahat edeyim diye sanırım. park çok tatlı gerçekten. çocuk oyuncaklarının olduğu kısmı en çok seviyorum ama anne baba olmayıp orada oturunca insanlar bazen hoşnutsuz oluyor. ben de insanları rahatsız ediyorum rahatsızlığıyla uğraşamam şu anda. bugün süs havuzunun fıskiyelerini açmışlar. rüzgar da var, amma şaşkınca hareket. savruluyor sular. yağmur gibi yüzüme yüzüme bile savruldu bir ara. gerçi bilirim su temiz değil ama minik minik rüzgarlanmış suyun yüze vuruşu tatlı geldi işte. kuşlar uçtu demin, büyük bir sürüydü. bir günlüğüne beni de götürseler keşke. içgüdüsel bir yolculuğun ızdırap vermeyen türünü ben de yaşamış olurdum. yazının ortalarında sigara yaktım ama içmeden külü düştü bitti. gerçi zaten canım sigara da istemiyor aktivite ama sonuçta artık sigaranın bir dalı 1 lira oldu. bu yaptığım nereden baksan israf. allahtan ice tea kendi kendine bitmiyor. hafif toplu iki teyze girdi şimdi park kapısından. parklardaki teyze ve amca popülasyonu pek fazla. komşular mı ömürlük dost mu, hep bunu meral ediyorum. teyzeler daha bıcır bıcır. amcalar yan yana çöküp kirli sarı montlarıyla oturuyorlar genelde. bayağı köpek var parkta. bazen benim bankın arkasındaki heykellerin etrafında oynuyorlar. bazıları daha güzel, ama çoğu normal sokaktan köpekler işte. bu parkı bazen yol üstü de kullanıyor insanlar. poşetleriyle gelip transit arka taraftaki kapılara doğru yöneliyorlar. bir teneffüslük kadar parktan istifade ediyorlar yani.

    eh ben de kutu çayım bitmeden bir sigara daha içeyim zevksizce. hazır su fıskiyeleri de çalışırken tadı çıksın. bugün hava bir gri bir sarı aydınlık. sularla beraber oturduğum masanın etrafındaki sandalyeler de uçuyor biraz. neyse ki ben rüzgara bayılırım. uçamıyorum belki ama hayao miyazaki filmindeki elbiseler gibi uçuşuyor kıyafetlerim .

    herkese iyi perşembeler, sevgiler.
hesabın var mı? giriş yap