• dinlenme tesisleri zaman (gece-gündüz) ve mevsim (yaz-kış) farketmeksizin soğuk olur.
  • * mola yeri soğuğu, yaz kış farketmez her daim soğuktur
    * otobüs yıkamanın çok zahmetli olduğu
    * gece yolculuğunun gündüzü döveceği
  • her defasında bir daha asla yolculuk yapmayacagım demek. gelecekteki mesleğininin ise otobuslerde geçecegi gercegini hatırlamak... of neyse alırım elime mikrofonu konuşur dururum.
  • koridora çocuklarını yatıran anne babalar görünce herkesin evebeyn olamayacağını anladım
  • uzun zamandır otobüsle şehirler arası yolculuk yapmamıştım, 2 hafta evvel bulunduğum ilden 9 saatlik bir yolculuk yapma durumum oldu.
    yalnız yapılan bir yolculuksa eğer insanın hayatı sorgulaması, kendini dinlemesi, iç muhakeme yapması için güzel bir fırsatmış. özellikle cam kenarında oturmak daha da konforlu hale getiriyor, zira doğanın da güzelliklerinin farkına varıyorsun.
  • ıssız yerlerde bacası tüten, toprak, kerpiç, derme çatma evlerin çok zorlu olması. o açıklıkta buz gibi rüzgarın haneye işleyeceği, en önemlisi etrafta alışveriş yapabilecekleri, ani ihtiyaç giderebilecekleri bir bakkalın dahi olmaması, büyük ihtimalle haftadan haftaya en yakın köye gidip erzak depolamaları. diyelim ki birşey çatladı, kırıldı, patladı (cam, pencere, elektrik) o an tamir malzemesi de yoksa çekilen zorlukların benim boyumu aşacak olmasını ve hane halkının ne kadar dayanıklı insanlar olduğunu son olarakta kendimin ne kadar muhallebi çocuğu olduğunu fark ediyorum.
  • ilker arası kültürel ve ahlaki uçurumlar olması, sanki kıta değiştiriyoruz
  • 10 yıl sonra otobüse bugün binen biri olarak,

    kamil koç'un satılmış olması,
    muavininden otobüs kaptanına kadar insanlara hayvan muamelesi yapmaları,
    sıcak servis yapmamaları,
    soğuk servisi bile özensiz yapmaları ve hatta her yolcuya yapmamaları,
    geçilen onlarca şehire dayanarak türkiye'nin hiçbir mimarisinin olmayan bir ülke olması,
    her yerin baraka gibi, renk ve boyut uyumu olmayan binalarla dolu olması,
    değişen teknolojiler gereği her koltukta usb girişi olması,
    yolcuların telefonla ya görüntülü konuşması ya da konuşmayı hoparlöre vermesi,
    terminallerin iç karartıcı olmasıdır.

    ayrıca akşamları iç terminal ışıklarının kör yanması ve her türlü kırmızı led bilgilendirme olmasına rağmen saat olmamasıdır.

    edit: eklemeler
  • bir anadolu kırsalından geçiyorsanız mutlaka gözünüze çarpar

    üzerinde bel fıtığı ve altında telefon numarası yazılı bir gecekondu duvarı
  • yıllar sonra bir kez daha bu otobüsteyim. hatırlattığı şey 10 yıl öncesi ve sık sık üniversiteden memlekete giderken aklımdan geçenler. ne hayaller kurardım, molada ablamla konuşurdum bilirdim çünkü gecenin o saatinde ayakta olacağını. mola yerinin soğuğunu da çok iyi hatırlıyorum, birazdan maruz kalıcam, bütün gün yanmış olmama rağmen geldiğim yerde.

    hayallerim dedim. sonra dönüp baktım hayatıma. en başta, sevdiğim kadınla evlendim. mutlu bir evliliğim var. henüz çocuk yok ama yapmaya göt de yok. ıkinci olarak, o zamanlar hayalini kurduğum işteyim. abartmıyorum, tam olarak hayalimdeki şehirde, şirkette, sevdiğim işi yapıyorum. stresi yok mu? hayvan gibi. bu yaşımda bu kadar beyaz saç normal değil. ne yapalım, yine çok şükür.

    bunlar büyük hayaller ve hedeflerdi. sonra bir küçüklere geçtim. ev sahibi oldum. hayalimdeki arabayı aldım sürdüm bir süre. artık araba sürmüyorum pek ama hevesimi aldım. çok bir numarası yokmuş ama insanların neden bu konuyla kafayı bozabildigini anladım.

    pek güzel gitmeyen şeyler az önce bahsettiğim stres ile ilgili. sağlığıma dokunuyor, en çok da akıl sağlığıma. hoşuma gitmiyor ama dayanmaya çalışıyorum.

    buraya kadar okumaya sabredenler, size bir kaç daha diyeceğim var, özellikle 10 yıl önceki benlere.

    hayat size istediklerinizi verebiliyor. dayanın. ama hiçbir garanti yok. az önce bahsettiğim her şeyde şanslıydım, çok şükür. bazen de hiç düşünmediğiniz şeyler ters gidiyor. zaman geçtikçe perspektif değişiyor. hayaller ufalıyor, ufaldıkça ufalıyor. bir bakmışsın ertesi günkü toplantının iyi geçeceğini hayal ediyorsunuz. kıssadan hisse zaman geçiyor, insan kesinlikle değişiyor. size olanlar sizi başka bir insan yapıyor. ben bu yolculuğa borçluyum geçmişime dönüp bi "neler olmuş be" demeyi. siz de sebepler arayın daha çok yapmak için bunu. dönün bakın, hayalleriniz ne durumda, neler başardınız o genç versiyonunuz için. çok bir şey değişmediyse üzülmeyin de.

    life is life.
hesabın var mı? giriş yap