• otu boku faşizme bağlayanları yine ortaya çıkarmış durum. her otobüse bindiğimde ağlayan, zırlayan çocuk olmasın diye dua ediyorum resmen. çocuk ağlamasını seven, bundan keyif alanlara sözüm yok, mazoşizm de bir özgürlüktür en nihayetinde. ama benim migrenim var ve bu tarz fitil olduğum seslerde yoklamaya başlıyor. firma gün içinde yalnızca 1 seferini küçük çocuk olmayacak vaadiyle düzenlesin, tüm işlerimi ona göre ayarlayıp, daha fazla ücret vererek o saatte gitmeye çalışırım. eminim ki benimle aynı fikirde olan kişi az değil, çeken bilir.
  • bugün 15 saatlik otobüs yolculuğuyla istanbul'dan muğla'ya geldim. yanımda 65 yaşlarında otobüste sohbete zorlayan, 5-10 dakikada bir derin derin öksüren ve üstelik kucağında sürekli ağlayan, bağıra bağıra ortalığı inleten bir bebek olan yaşlı amca vardı. bebeği arada sırada arkamızda oturan kızına(çocuğun annesine) verdiyse de her ağladığında kucağına aldı ve her aldığında da "bak sus abi kızıyor" diyerek hem uykumdan uyandırdı beni, hem başımın etini yedi. adam sanki tüm olumsuz özellikleri üzerinde barındıran, kötülüğün bir voltranı gibiydi. allah'ım dedim bu nasıl olabilir; sanki otobüste bir insanın başına gelebileceklerin toplamıyla sınıyordu beni; yemin ediyorum kendi kendime kaç defa sıçtık dedim. bu adam resmen bölüm sonu canavarıydı. bu adamı geçene "otobüste en iyi yolcu birincilik teli" vermeleri gerekiyordu.

    hala bu yolculuğu nasıl bitirebildiğimi bilmiyorum. hala kafam düğün salonu gibi.
  • insanın sabrını tüketen, ne uyku ne akıl sağlığı bırakan ve ek olarak kafa si.en, genellikle bitmek bilmeyen, tüm yolculuğu (ki bu yolculuklar genelde akşam başlayıp takip eden günün sabahında son bulan tatil başlangıcı yolculukları olur) zehir eden, ama yine de "ulan çocuğun da bi derdi var heralde" diye de merhamet duygularını harekete geçirten durum.
  • bu durum hiçbir zaman hoşuma gitmediği ve cok rahatsız oldugum içindir ki kızımı 8 yaşına gelmesine ragmen hala uzun seyahatlere cıkartmadım... gerekirse gitmedim... hiçkimsenin huzurunu bozmaya hakkım olmadıgını dusunmusumdur. çünkü adı üstünde çocuktur.. bebektir... sıkılacaktır, ağlayacaktır... hakkıdır... ve bunun sadece diğer yolcuların değil, en başta çocugun da hoşlanmadıgı bir durum oldugu aşikardır... eger çok mecbur kalsaydım ne mi yapardım... gece yolculugunu tercih eder ve rahatlaması için rezene çayı verirdim... herkes rahat rahat uyurdu sanırım... çünkü bence yolculardan çok, çocugu etkileyen bir durumdur bu... yol boyunca kucakta kalmak. kıpırdayamamak, oyun oynayamamak, altındaki kirli beziyle kalmak... inanın çocuklar yolcudan daha çok işkence çeker. ve en önemlisi de anne, bebeği susturmaya çalıştıkça bebeğin sinirleri daha çok bozulur ve daha feryat figan ağlamaya başlar. o minicik bedeni bu kadar sıkmaya hakkımız var mı bilemiyorum... ve daha da kötüsü butun gece aglamaktan ve sıkıntıdan uyuyamayan cocuk gunduz olup gidilmesi gereken yere varınca uyuyakalır... uyutmama gibi bir şansınız yoktur... uyur... bu sefer de uyku düzensizlikleri başlar... haftalarca duzenini geri kazandırmak için ugraşıp durursunuz... şimdi... en başta bebeğinizi bu kadar rahatsızlık içine sokmaya, kendinizi bunca stresin ortasına atmaya, onca insanı o kadar yol boyunca tedirgin etmeye hakkımız var mı? bence yok... bu gezinin adı tatilse gitmezsin olur biter... ha mecburiyet ise, rezene çayı bir miktar daha iyi gelecektir... en azından bebişinizin huzuru adına...
  • çocuk olmasa bile mümkündür.

    bahtsız bir bedevi olduğumdan dolayı kidotoner gibi çekerim çocuklu aileleri. otobüsün en arkasından bilet alırım ön koltuğumda olur, gider en önlerden bilet alırım yan koltuğumda olur. ama illa ki olur. şaşmaz.
    bir keresinde önüm arkam sağım solum 3 tarafımda en büyüğü 3-4 yaşında olmak üzere tam 5 tane çocuk vardı.-yalanım varsa sevsinler-

    neyse, geçen gün yine bindim otobüse 4 saat süren bir yolculuk yapıcam, bi baktım çoluk çocuk yok etrafımda, hep üniversite öğrencileri ya da yaşlı amcalar teyzeler falan. iyi, güzel... gidiyoruz tıngır mıngır, derken, "ciyak ciyak" bir bebek ağlaması duydum. sesin geldiği yere bakıyorum bebek yok, 50-60 yaşlarında iki tane teyze var. "ulen, nerden geliyor bu ses, nerden geliyor..." diye etrafıma bakınırken, teyze cep telefonunu bi çıkarıyor ki ortalık bebek ağlamasıyla inliyor*. teyzenin gözü de görmüyor, kaldı ki arayanın ismini okuyacak da, telefonu açma tuşunun üstüne boşta duran elinin işaret parmağını denk getirecek de, basacak da, telefon açılacak. piiii...

    yol boyu en az 4-5 kere çaldı o telefon. 4-5 kere o bebek ağladı. o ağladı, ben ağladım... bu da böyle bir anımdır.
  • ağlayan çocuğun babası da horlamaktadır. dünyaya gönderilme nedenleri insanları yolculuk yaparken rahatsız etmektir.
    bu yüzdendir ki, otobüsten indikten sonra asla bulamazsınız onları. bir sonraki yolculuğunuzda şekil değiştirerek varolurlar. ruhanidirler.
  • cocugun annesinin yerine kendimi koydukca stres oldugum olay. baskasinin yerine stres olmak galiba bu. ha simdi biri oflayacak ha simdi biri soylenecek diye bana dert oluyor olay.
  • bir adet kulaklık sayesinde, bertaraf edilmesi olası rahatsızlık türüdür. şehirlerarası otobüs yolcukluklarında asıl sorun; otobüsün hareket etmesi ile, koltuğu kucağınıza "caart" diye yatıran ve arkaya doğru "sıkıyosa bişey de" bakışı atan bir öküzün varlığıdır. asıl, onun ağzına kürekle vurulması lâzımdır.
  • hayatta en nefret ettiğim şeylerden biridir. yavrucağın tabii ki hiçbir suçu yok. suç tamamen ebeveynde.

    mecbur kalınmadıkça zaten 5 yaş altı çocuklarla yola çıkılmaması gerekir. çocuk için de zararlı bir şey sonuçta, mecbur mu daha bağışıklık sistemi tam gelişmemiş bir çocuk 47 farklı insanın mikrobuyla beraber seyahat etmeye 8-10 saat boyunca? hadi bir gaflet çıkıldı diyelim, mecbur mu bütün gece rahatsız bir ortamda uyumaya? çocuktan bahsediyoruz, ilgisi, neşesi ve kederi 30 saniyede değişebilen bir varlıktan. gündüz aa kuş aa çiçek böcek oyalarsın, oyuncak verir oynatırsın, konuşur, şirinlik eder oyalarsın, gece ne yapacaksın, hadi uyudan, pış pıştan anlar mı, ben 35 yaşımda otobüs belli bir eşiğin üstünde sarsılırsa uyuyamıyorken 2 yaşındaki çocuk mu uyuyacak?

    daha başka insanların uykusuna tecavüz edilmesine gelmedim bile, gelmeme gerek yok zaten, bu kadar utancın o ebeveyne yetmesi lazım zaten.
hesabın var mı? giriş yap