• herkesin bir şekilde kullandığı insanlardır efendim bunlar..
    bir şehit çocuğu olarak diyorum bunu..
    bir olay olur, devlet erkanı çıkar, televizyonlarda (ki o da şehit sayısı fazlaysa) çıkıp intikam nutukları atar. toplum desen sosyal medyada (bence) göstermelik icraatlarla (facesine fotoğraf koyup, iletisini değiştirenler) vicdan masturbasyonunda bulunurlar. en fazla bir haftalık hatırlanma süreleri vardır, sonra yine herkes ( doğal olarak) dağılır. siz kalırsınız artık o evde tek başınıza, bir de o'ndan kalan bir fotoğraf.. aslında her şey biraz daha mattır ondan sonra...
    odanın rengi , fotoğrafın rengi, anılar... bi tek dolapta duran o salak madalya parlar küfür edercesine.
    her gelen biraz daha ruhunun mastürbasyonunu yapar acınızın üzerinden. muhalefet olanlar, sizin üzerinizden saldırır, başta olanlar size yapılan iyilikleri söyler durur..
    15 yaşındaydım ben babamı kaybettiğimde..
    okulu bırakmayı düşündüm.
    o bir kaç insan olmasa, doktor değildim şuan..
    hep yalnız başıma bir şeyler yapmaya çalıştım, ne iyi misin diye saçımı okşayan biri vardı, ne de 3 yaşındaki kardeşimin; metroda giderken, çocuğunu seven babaya bakışını bana açıklayabilecek bir insan..
    bazen yardım değil de, "yardıma ihtiyacın var mı?" cümlesini arıyor insan, yanında bir nefesin olabileceğini belki de. göstermelik verilen, koca devleti-aliyenin verdiği databank yerine.
    hiç bir zaman, bana çok da benzemeyen insanlara küfürler saydırmadım çoğunluk gibi.. neden böyle oluyor dedim sadece kendi kendime. çoğunluğun aksine, tek suçluyu da onlar görmedim. çift taraflı düşündüğümden dolayı, garip karşılayanlar da oldu, sivasın doğusunu yakmak isteyenlere yine ben "neden öyle düşünmemesi gerektiğini" anlattım. tam tersi platformlarda, tam tersi kişileri savunduğum gibi.
    .
    .
    .
    aslında diyebileceğim çok şey var, ama yazıp siliyorum. faydası olmayacak çünkü, biliyorum. çok da konuşmazdım aslında böyle, hatta belki de ilk ama ne ajitasyon ne de saniyelik etkiler bırakmak istiyorum şuan çünkü..
    bir şehit çocuğunun başını okşamamış, bi selamı eksik görmüş, yanında babanın olmadığını görünce kazıklamak için taklalar açmış insanların ortasında, konuşmanın anlamı yok..
    boş nutuklara, boş sloganlara malzeme aradığınız an biz yine buradayız, hiç çekinmeyin..
    onun dışında siz o güzel hayatlarınıza biz yokmuş gibi devam edin...

    tanım:bir yakını şehit düşen aile, ama başka bir aile, bizim ailemiz olmayan başka bir aile..
  • başımızın üzerinde yeri olan, haklarını ne yapsak da ödeyemeyeceğimiz aileler. 20 yaşındaki çocuklarını toprağa vermiş bu insanlar. hem de evlatlarını kurşunla, mayınla, roketle, bombayla kaybetmişler.

    gencecik sırım gibi delikanlılar baba ocağına kolu, bacağı bedenden ayrı naaşlarıyla geri döndüler. bu acıyı yaşayanlar bu vatanın esas sahipleridir.

    devletin bu ailelere tanıdığı pozitif haklar sadece eksik, yetersiz, az olabilir. inanın bu ailelere ne yapsak az. hiçbir şekilde borcumuzu ödeyemeyiz. buna rağmen tanınan haklara gereksiz diyenlerin kalbi kurusun.

    ben kendim adıma şehit ailesinin yanında ikinci sınıf vatandaş olmaya razıyım. onlar daha iyi evlerde otursun, çocukları en iyi okullarda okusun, kardeşleri kolay ve iyi işler bulsun, kardeşleri askerlik yapmasın, ana babaları zor yüzü görmesin, maddi zorluk çekmesinler. devlet dairelerinde sıra beklemesin, otobüse, uçağa indirimli binsinler. mahallelerindeki okullara oğullarının adını verebilsinler... ne yaparsak yapalım yine de haklarını ödeyemeyiz.
  • sivasiz evinin balkonuna bayrak asmayanin ve "vatan sagolsun" minvalinde laflar sarfetmeyenlerinin medyada pek yer almadigi aileler.

    dun gece, ntv'de afyon'a canli baglanti esnasinda, haber sunan muhabirin konusmasini sabote! ederek, "3 aylik egitimsiz askeri cephanelige yolluyorlar, allah hepsinin belasini versin" dedi, bu ailelere mensup biri. sehit babasiydi sanirim.
    konusmasi bolunmeyip, kenara dogru itiklenmeseydi, daha da fazlasini soyleyecegi muhakkakti.
  • bedelli askerlik çıktığı dönemlerde nerede, ne yapıyor oluyorlar çok merak ediyorum. yani durumu hiç üstlerine alınmamaları falan çok garip geliyor bana...

    mesela benim oğlum ölecek -hani oğlum falan yok ya- sonra birilerinin keyfi geldiği için benim oğlumun uğrunda öldüğü "şey" para karşılığı satılacak ve benim de gıkım çıkmayacak... allah? allah?

    velhasıl şehit ailesi hesap sormayandır...
  • ramazan aylarında devlet kademesinin verdiği şehit ailesi iftarlarına çağrılarak politikacıların ve bürokratların vicdanlarının rahatlamasını sağlayan ailedir.
  • şehit aylığı ve tazminatı alıyorlar değil mi?
    bugün aklıma berbat bir şey takıldı; "gitti giden, en azından geleceğimizi daha fazla karartmayalım" diye düşünerek ve gercekten de o paralara ihtiyaç duydukları / duyacakları için içten içe isyan edip, söz konusu ölümü kabullenemezken, cenazelerde makul davranışlar sergiliyor olabilirler mi? öyleyse kabul...
    "oğlum cinayete kurban gitti, inanmıyorum savaşınıza" diyen aileye maaş bağlanmış mıdır, merak ediyorum.
    aklım almıyor; ben yıllarımı vererek ilmek ilmek işleyeyim, zorla savaşa soksunlar, ölsün yavrum, "olsun" diyeyim...
hesabın var mı? giriş yap