• kavaklıdere ilkokulu ile kavgalarda süper sloganı vardır: "teğmen kalmaz sınıfta kalmaz kavaklıdereye yuh"
  • anasınıfını ve ilkokulun tamamını okuduğum o dönem* ankara'da siyah önlük giyilirken mavi önlük giyilen tek okuldu. şimdi hilton oteli olan arsa o zamanlar boş olup, yıl sonuna doğru zaman zaman piknik amaçlı olarak kullanılırdı.
  • ankara tahran caddesi üzerindeki bir ilkokul. en yakınındaki bakkal arzum sarkuteri olunca tabi klasik ilkokul cocugu ve bakkal sahneleri cok gercekleşemiyordu. iki binasının arasında hep kilitli bi kapı bulunurdu arkasında bi avlu ve cocuk bahcesi vardı. 23 nisanlarda en güzel izcilik gosterilerini bu okuldakiler yapar ve cok harika hasta olurlardı.
  • hüseyin çeliğin adının kaldırılması için insanları ve milli eğitim bakanını galyana getirmeye çalıştığı okul.
  • gece gece nereden aklıma düştüğünü anlamadığım "ilk" okulum.

    "teğmen kalmaz sınıfta kalmaz kavaklıdereye yuh" diye toplu protesto ve ayaklanmayı bu okulda öğrendim. haftada bir, ders arasında bir kişi galeyana getirir ve tüm okul olarak bu sloganla inletirdik ortalığı. ha bir de "3 5 7 10 teğmen kalmaz şampiyon" vardı.

    futbola ilgimiz bu okuldaki meyve suyu kutularıyla yaptığımız maçlarla başladı. teneke kutu lükstü, bulunca altın bulmuş gibi sevinirdik.

    bi ali amca vardı servisçi. o zaman böyle bölge bölge ayrım yoktu, herkes istediği şöföre teslim ediyordu çocuğunu. işte bu yaşlı ali amcanın servisi hep tıka basa olurdu, millet ayakta giderdi. bu ne güvendi!

    tiyatro ile tanışmamızda o bodrum katında bulunan salon ile başlamıştı. "tilki" olmuştum desem. "hoş bir sada" derler ya, öyle bir anı bıraktı üzerimde.

    hatta şeyh şamili öğrendik okulda. müdür parayla hoca tutulmasına izin vermemişti, aileler toplanıp gizlice para verip "para vermiyoruz" diyerekten folklör öğrenmemizi sağlamıştı.

    flüt desen de bu okulda başladı, iyi de çalardım ha.

    vay be. arkadaş ben bu okulda 3-5 sene daha okusam bildiğin büyük bir sanatçı olurmuşum şimdi yazarken anladım.

    ne güzeldi be...
  • gece gece aklıma takılan "ilk" okulum. yaklaşık olarak 30 sene önce başlamıştım. benden sonra kardeşim ve kuzenlerim gitti. şimdi oğlum gidiyor. neredeyse evliliğim hariç en güzel zamanlarımı geçirdiğim yer. bu kadar yaşlı olmama rağmen hatırladığım bir sürü güzel anım vardır.

    bir de tabi rahmetli eğitim şehidi öğretmenim (bkz: nermin dağlı) isimli dünyalar güzeli ve insan iyisinin iyisi öğretmenim vardı. dördüncü sınıftan beşinci sınıfa geçtiğimiz yaz trafik kazasında vefat ettiğini öğrenmiştik. sanırım o zamanlar şu anda aklıma geldiğinde üzüldüğüm kadar üzülmemiştim. sonuçta çocuksun. son sınıftaki öğretmeniz (bkz: resmiye erkal) dı. resmiye hoca da iyi bir öğretmendi.

    neyse herkes ilkokul arkadaşlarını facebook ta arasın ben burada arıyorum. gülücük gülücük
  • 30 yıl önceki "ilk" okulumdur.
  • neredeyse 20 yıl önceki okulum. annem, teyzem, dayım, kuzenlerim, ablam derken neredeyse tüm ailemin ilk okulu. babamın iş yeri. herkese nasip olmaz babasının kanatlarının altında okula gitmek. en saf mutluluğumu, ilk hecelerimi bu okulda, ilk önce babamla paylaştım ben. okul birincisi bile olmuştum. sınıf öğretmenim serap turhan, müdür yardımcımız faruk yağmur, müzik öğretmenimiz mualla hoca, resim öğretmenimiz tülay hoca, hülya hoca, ismail hoca, esin hoca, kazım hoca, sibel hoca(ve ekürisi olan sosis köpeği) ve daha nice güzel insan. servislerin görevlisi yusuf abi vardı, servisçi yüksel, cumhur, uğur ve sezer abi vardı. keşke 1 gün olsun yeniden dönebilsek o zamanlara, o saf duygulara.

    edit: bugün bi arkadaşımın düğününde muzaffer hocamla karşılaştım. tam da bunları yazdığım gün nasıl denk geldi. servisçi abilerimin hepsi çok iyiymiş. eski öğretmenlerden bir tek o kalmış.
  • bize mücadeleyi ilkokul yıllarında öğreten okul, mücadeleden kastım kavaklıdere ile aramızdaki bitmek bilmeyen tatlı-sert husumet.

    (bkz: teğmen kalmaz sınıfta kalmaz kavaklıdereye yuh)
hesabın var mı? giriş yap