• bazı çingene vatandaşlarımıza nerelisin diye sorduğumuzda aldığımız cevaptır.
    oysa ki söyle hangi mahalleden hangi yerleşkeden olduğunu, utanılacak bir şey değil çingene olmak.
  • 9-8'lik müziklerde kıvırma hissiyatını taşır. göçen siz ya da üst nesiliniz olmasa bile bu hissiyat genetik olarak size geçmiştir, muhtaç olduğunuz kıpırtı kanınızda mevcuttur. oooh yandaaaan.
  • selanik'e geri göçmesini istemediğimiz sarışın yeşil gözlü homo erectus
  • beyanlara bakılacak olursa türkiye'nin yarısı.
  • kıskanılırlar. atası, imparatorluğun sınırlarının zamanla küçülüp ve şekillenip türkiye halini almasıyla anayurda, ulus devletine gelmiştir. bu şam'lı biri de olabilir, bir kırım türkü'de, kafkasyalı bir balkar da. ve suyun öte yanından da olabilir. ancak bu son seçenektekiler bazı loserlara göre geldikleri yeri saklamak zorundadırlar. çünkü "hava atmaktadırlar". kerkük'lü bir türkmen ata toprağını söylediğinde onu hava atmış saymazlar. (buradan bilinçaltındaki ezginliği anlayabilirsiniz).

    bu hisleri umut sarıkaya karikatüründeki yozgatlı dedesini girit'e yollayarak oradan gelmiş gibi göstermek isteyen tiplemede de görebilirsiniz. ülkenin kurucusu ile hemşehri olduklarından özellikle şakirtleri kudurturlar.
  • (bkz: kemerburgaz)ın neredeyse tamamı bu şekildedir. selanik ile bir alakası var mı bilmiyorum ama fıstık gibi hatunlar cirit atar bu semtte
  • büyük bir çoğunluğunun kökeni konya karaman bölgesine dayanmaktadır. evet öğrendiğimde ne yani benim atalarım konyalı mı lan diyerek ufak bir hayal kırıklığı geçirmiştim ama mevzu bu şekilde arkadaşlar.
    osmanlı buyruğuyla türkiyenin bir çok yerinden selaniğe yurttaş gönderilmiş ve uç bölgelere yerleştirilmiş zamanı evvelde.
    bu bölgeye yerleştirilen vatandaşların zaman içerisinde geri çağrılması ile birlikte günümüz türkiyesinde elinizi sallasanız selanik göçmenine çarpmaktadır.
    eşit yaklaşık böyle bir şey işte bu insancağızların hikayesi.
  • zamanında göçmek istemeyen, hatta geldikleri şehirlerde bunalımlara giren insanlarmış.

    çanakkale savaşında gazi olan büyük büyük dedem ailesiyle zorla kütahya'ya getirilince günlerce yemek yememiş, üstündeki elbiseleri çıkarmamış ve hep kupkuru toprağa bakmış. selanik'in bereketli toprakları ve denizinden sonra, senelerce yaşadığı memleketinden sonra adamcağız kütahya'da yaşamaya ölene kadar alışamamış. tam olarak ne zaman göçtüklerini hiç sormadım ama zamanında insanlar selanik'te toprağın altına altınlar gömmüşler. gömdükleri yerleri akıllarında tutup daha sonra tekrar gelip almak istemişler. tabii şimdi altınları falan bilen kimse yok. her nedense zaten gitmemişler tekrar, belki de büyük dedemin psikolojisi bozulduğundandır. eskiden durumları çok iyi olan insanlar türkiye'ye göç ettiklerinde her şeye yeni baştan başlamışlar ne yazık ki.

    hep müslümanlar mıydı yoksa sonradan mı müslüman oldular bilmiyorum ama bu göçmenleri ve konuyla ilgili ayrıntıları çok merak ediyorum.
hesabın var mı? giriş yap