• bir dakika bir dakika...

    çok duyarlı yönetmenimiz semih kaplanoğlu, bosna'da işlenen savaş suçlarını görmezden geldiğini ve hatta tasvip ettiğini iddia ettiği emir kusturica altın portakal'a davet edildiği için sinirlenmişti (filmi bal, altın koza'da ödül aldığından altın portakal'ın yarışma bölümüne giremeyeceği ortaya çıktıktan sonra olmuştu bu sinirlenme). ve duyarlı semih bey'in emir kusturica ile aynı platformda bulunmaya vicdanı elvermediğinden, festivale katılmamıştı, değil mi?

    pekiiiii. tamam, gerçekten vicdanı elvermedi diyelim bir mürted ile aynı festivalde bulunmaya. islami hassasiyeti de anlayabilirim. ama tutarsızlığa, şovmenliğe sinir olmak da bizim hakkımız değil mi? okuyun okuyun:

    "dünyadaki akademik ve kültür çevreleri, israil devletinin parasıyla gerçekleşen her tür etkinliği boykot etmeye çağıran, pek çok israilli aydının da destek verdiği bu boykot, son yıllarda epey yaygınlık kazandı; hatta israil hükümetini endişe ettirecek düzeye geldi. ken loach başta olmak üzere sayısız yönetmen, sadece israil'deki devlet-destekli etkinlikleri değil, geçen yıl bu ülkenin elçiliğinden cüzzi destekler aldıkları için toronto, edinburgh, melbourne gibi prestijli festivalleri de boykot etti, filmlerini programdan çekme kararı aldı; pek çok ünlü müzisyen bu çağrıya uyarak israil'deki konserlerini iptal etti. boykot cephesi özellikle mavi marmara saldırısından sonra daha da genişledi. pacbi komitesi, devletle bağlantısını tesbit ettiği her etkinlikte yaptığı gibi, en son eylül sonunda gerçekleşen haifa film festivali için de aynı çağrıyı yineledi.

    peki, antalya'dan tam bir hafta önce sona eren bu festivale türkiye'den hangi filmler katıldı dersiniz? "bal" ve "kosmos"... ikisi de yarışmadaydı ve iki ana ödülü paylaştılar: "kosmos" altın çıpa ödülüyle taçlandırıldı, "bal" ise israil'de dağıtım desteği kazandı. semih kaplanoğlu ve reha erdem, ödüllerini almak üzere haifa'ya gittiler mi bilemiyoruz, ama haifa'nın 200 km ötesinde yer alan gazze'deki filistinlilerin bu kayıtsızlık karşısında ne hissettiklerini tahmin etmek zor değil."

    http://www.bianet.org/…-cifte-standarttan-kim-olmus

    n'oooldu? hani duyarlıydın semih bey, çok vicdanlıydın? bak filistin'de de müslümanlar katlediliyor, hem de yıllardır. olay bir müslümanlar-yahudiler ikilemini de aşmış artık, bir insanlık dramına dönüşmüş, filistin'deki hadiseleri soykırım olarak niteleyenler bile var. e sen haifa film festivali'ne katılmışsın, birçok sanatçı boykot ederken, hatta bu boykot tutumu yer yer kurumsal bir hal bile almışken. bi de ödül almışsın, filmlerin israil'de dağıtım desteği görecekmiş, yani devlet desteği. ne diyelim o halde, allah işlerini rast getirsin kardeş. yolun açık olsun. kültür bakanlığı'ndan destek alırken filmlerin için, hem de kültür bakanı ile aynı fikirdeyken, mesela kürt sorunu hakkında eleştirel bir film çek demiyorum bak, aynen bu şekilde 'eleştirel' bir açıklama yap da görelim tutarlılığını. sen de gör dünyanın kaç bucak olduğunu.

    bıktık be kardeşim bu islamcı ikiyüzlülüğünden, tutarsızlığından. bıktık.
  • meltem cumbul'un davranışını faşizm olarak tanımlamış.
    ahmet şık özelinde onca gazeteci, güneydoğu ve doğu anadolu'da yakıp yıkılan onca kent, selahattin demirtaş ve diğer vekiller, nuriye-semih, yaşam biçimlerine müdahaleler faşizm değil bu faşizm öyle mi kıçımın sanatçısı??? lan atilla taş bile cezaevinde bee!!! haysiyetsiz insanlar, bir gün çok ama çok utanacaksınız ama biz hiç unutmayacağız!
  • kendisi hakkında yorum yapacak akplileri şimdiden uyarayım. eşi leyla kaplanoğlu zamanının sıkı cemaatçilerindendi. taraf'ta ve zaman'da yazardı. hani sonra çark etmek zorunda kalmayın.
  • semih kaplanoğlu emir kusturica'yı nasıl protesto edebiliyorsa meltem cumbul da kendisini gayet edebilir, bu denli şaşacak ne var anlamış değilim...
    herkes sizin doğrularınızla yaşamak zorunda değil, bunu bir öğrenebilseniz!
  • tipik islamcı.

    onlardan biri kadın eli sıkmaz, oo hoş görü, inanç özgürlüğü
    başkası bunun elini sıkmaz, oo foşşik moşşik.

    geçiniz.
  • kendisinin elini sıkmama davranışını "faşizm" olarak niteleyebilmiş "entelektüel". bunu da yüzbinlerce insanın "ihbarlarla" işinden çıkarıldığı, binlerce insanın "tweet" nedeniyle tutuklandığı, onlarca gazetecinin/siyasetçinin "hapiste" olduğu bir ülkede söylüyor.

    dalga mı geçiyor, ironi mi yapıyor, yoksa boş mu konuşuyor; çözemedim...
  • "eşitler arası bir selamlaşma ve yakınlaşma ritüeli olan el sıkışmayı; kendinden olmayanları ötekileştirenle, fakiri zengine böldürenle, güçlüleri tutup zayıfları hor görenle yapmayı reddediyorum" seklinde izah etmiş meltem cumbul tokalasmama eylemini. "yüreğime ve sevgiye düşman olanla, gözlerim ve ellerim dost olamaz" diye de eklemis.

    onay veren de olacaktır elestiren de. ben "nötr" pozisyondayım.

    ama mesela soyle spesifik bir soruyla yapsaydı desteklerdim:

    filistin halkina yonelik eyemlerinden dolayı tüm dünyada sanat ve sinema camiasinın ambargo koyduğu israil'de gerceklestirilen film festivaline tum uyarılara ragmen filmlerinizle katılim gerceklestirmisken kusturika'yı etmediği laftan dolayı lince davet etmenizden utanmiyor musunuz?
  • ben hiç bir partiye, siyasi akıma dahil değil diyeyim.

    sonra belirli bir siyasi partinin diliyle, yönelimleriyle, refleksleriyle hareket edeyim. bakanlık en büyük maddi desteği benim projeme versin.

    oh la la
  • kendisine antalya belediye başkanı'nın tepkisini de alıntılamak gerekli ki, samimiyeti konusunda fikir sahibi olunsun:
    "festivale katılmayacağını açıklayan yönetmen semih kaplanoğlu’nun tepkisini de doğru karşılamıyorum. çifte standart olduğunu düşünüyorum. altın koza’da ödül aldığı için biz kendisini eledik. filmi de yarışmadan fiilen düşmüş oldu. çekilmek kendi takdirleridir. ancak bunun kendi meslektaşına haksızlık olduğunu düşünüyorum. kusturica’nın geleceği iki ay önce belliydi. festivalden elendikten sonra çekildi. bu etik midir, çifte standart mıdır bunu kamuoyunun takdirine bırakıyorum."
  • yuh yahu, emir kusturica'yı "siyasi pozisyonundan" dolayı eleştirmiş de, ondan dolayı, israil'deki bir film festivaline katılabilirmiş de. bakın bu zatın aksine, duruşu, sözü, sanatıyla, bir aydın olan ken loach ne yapmış:

    "i support the call by palestinian film-makers, artists and others to boycott state sponsored israeli cultural institutions and urge others to join their campaign.

    palestinians are driven to call for this boycott after forty years of the occupation of their land, destruction of their homes and the kidnapping and murder of their civilians.

    they have no immediate hope that this oppression will end.

    as british citizens we have to acknowledge our own responsibility. we must condemn the british and us governments for supporting and arming israel. we must also oppose the terrorist activities of the british and us governments in pursuing their illegal wars and occupations.

    however, it is impossible to ignore the appeals of palestinian comrades. consequently, i would decline any invitation to the haifa film festival or other such occasions.

    best wishes,

    ken loach"

    kaldı ki, "yahu festivali filistinlileri katledenler mi yapıyor" diyenlerden "yahu netanyahu eline silah alıp kimseyi öldürmedi, o halde neden başbakanımız bu adamla görüşmüyor?" diye sormalarını da bekliyorum. haifa'nın işgal edilmiş bir filistin toprağı olduğunu da buraya not düşeyim istedim.
hesabın var mı? giriş yap