• sıkı bir gelinim olur musun izleyicisi olarak hakkında üç beş kelam etmek istediğim insan. (daha önce yazdıklarım (bkz: #6058616) aldatmasın, bu kadın hakkında da söyleyeceklerim var.. ve evet, semra yücel adındaki insanlara özel bi ilgim var, nedir yani)

    en çok bağıran en haklı sayılır düsturundan hareket eden bir teyzedir bu. her şeyin en doğrusu ve en güzelini bildiğini sanmaktadır. bu gibi sanrılara kapılmış bir insandan da başka türlü hareket etmesini beklemek beyhude olur. lakin benim esas dikkatimi çeken bu teyzenin başarısız savunma mekanizması ve bu yetersiz kalkanlardaki deliklerden saldırmayı bilmeyen rakibeleridir. bir iki örnekle açıklayayım;

    şimdi efenim bu yarışma programının bir de canlı yayın kısmı vardır, sunucu eşliğinde yapılan.. izleyici telefonları alınır, tartışılır, önceki günün değerlendirmeleri yapılır. işin bokunun çıktığı kısım bu kısımdır aslen.

    -----------------------------------------------------------------------------------------------------------------

    semra hanım, nazime hanım'a gıcık olmaktadır.* izleyicimiz arar canlı yayında. semra hanım'ın ikiyüzlülüğünden dem vurur.

    izleyici: bakın siz nazime hanım'ın arkasından şunları şunları dediniz dün akşam... şimdi burda tersini söylüyorsunuz.
    semra yücel: ben demedim öyle bişii hamfendi, siz bilmiyosunuz burda ne olduğunu.. demedim ben öyle bişii, açalım bakalım hepsinin vtr'si var..
    izleyici: evet var, herkes de gördü..
    sunucu: evet zaten birazdan o görüntüleri de izliicez, telefondaki izleyicimize teşekkür edip uğurlayalım..
    izleyici: çat!
    sunucu: evet semra hanım ne oldu dün akşam?
    semra yücel: bakın ebru hanım ben kimsenin arkasına başka yüzüne başka konuşmam.. ben açık bi insanım..
    sunucu: evet semra hanım biliyoruz sizin ne kadar açık sözlü olduğunuzu.. o zaman bi görüntülerimizi izleyelim ondan sonra tekrar beraberiz..

    vtr girer.. semra hanım arkasından konuşmadık insan bırakmamıştır evde, bunu izleriz vtr'de.. biter, canlı yayına dönülür..

    sunucu: evet semra hanım burda şok iddialarınız var yarışmacılar hakkında, izledik..
    semra yücel: (kafa sağa ve öne doğru mahzun bi şekilde yatık) efendim ben çok hastayım, ilaçla ayakta duruyorum.. hatırlamıyorum mesela ben bu söylediklerimi, yaşlılık.. malum...

    -----------------------------------------------------------------------------------------------------------------

    başka bir izleyici arar..

    sunucu: buyrun efenim, hoşgeldiniz..
    izleyici: sağolun, ben semra hanım hakkında konuşmak istiyordum.
    semra yücel: buyrun efendim.
    izleyici: efendim siz şimdi sinem'e* banyodan sonra elinizi öpmedi diye kızdınız, o kadar laf söylediniz de böyle bir adeti ilk defa duyuyoruz... nedir olayınız?
    semra yücel: efenim o sizin şeyiniz.. bizde böyle bi adet vardır, banyodan sonra büyüklerin eli öpülür.. ben böyle gördüm büyüklerimden...

    tam bu noktada sıkı bir izleyici olarak söze karışmak ister gönlüm..

    bacak: hmmm.. peki her gelenek doğru mudur? biliyosunuz töre cinayetleri falan (savaş ay tadını yakalardım hiç çekinmeden)
    semra yücel: konuyu saptırıyosunuz..
    bacak: hayır efenim aksine tam ortasına düşmeye çalışıyorum.. bakın sizi kendi silahlarınızla nası da vuracam.. efenim siz evvel zaman içinde dediniz ki "kızlarımız tabi genç, rahatlar biraz.. ee yakışıyo da onlara, gençler ne de olsa, hoşgörüyorum ben her şeyi"
    semra yücel: evet?
    bacak: ee n'ooldu hoşgörünüze?
    semra yücel: efenim affedilmeyecek bazı şeyler vardır..
    bacak: mesela?
    semra yücel: siz bu evde değilsiniz, her şeyi görmüyosunuz neler oluyor, bilmeden konuşuyorsunuz..
    bacak: hmmm.. yilginçç.. devam edin lütfen..
    semra yücel: bi insan kaynanasının karşısında bacaklarını uzatamaz mesela.. biz gençliğimizde yapsak tokadı yerdik.. biz böyle yetiştik..
    bacak: yani diyorsunuz ki ben en güzel şekilde yetiştirildim, en doğrusunu ben biliyorum..
    semra yücel: e tabi tecrübemiz fazla onlara göre..
    bacak: peki efenim siz mutlu muydunuz gençliğinizde, bu kadar katı kurallarla yetiştirilirken.. böyle çağdışı gelenekleri niye bir sonraki kuşağa da taşımaya çalışıyorsunuz?
    semra yücel: bakın konuyu gene saptırıyosunuz.. (titreyen elini alnına götürür) ebru hanım bi su alabilir miyim.. lık lık lık lık.. ohhh.. (ses yükselir) efendim ben aydın bir cumhuriyet kadınıyım, ne demek istiyorsunuz siz..
    bacak: hmmm.. efenim madem o kadar terbiyeli yetiştirildiniz, bu cazgırlığınızı neye borçlusunuz?
    semra yücel: ben doğru bildiğimi söylerim bağıra çağıra.. herkesin yüzüne söylerim..
    bacak: efenim doğruysa zaten doğrudur.. bağırarak söyleyince daha mı bi doğru oluyor acep sizce?
    semra yücel: ?
    bacak: sizin kızınız, gelininiz de bööle cazgır, edepsiz bişii olsa hoşunuza gitmez ama..
    semra yücel: efenim, benim yapım bu.. karakterim..
    bacak: e kızdığınız diğer insanların da yapısı, karakteri başka türlü demek ki.. niye kabul etmiyorsunuz bunu..
    semra yücel: ?
    bacak: shine var bak, süper film.. çat!!!

    -----------------------------------------------------------------------------------------------------------------

    not: evet, popüler kültürün köpeğiyim. bayılırım.
  • hareketleri, cazgırlığı, ultra itici mimikleri, istemli/istemsiz el kol hareketleri ve o sokaklarda yankılanan cırtlak sesiyle gelinim olur musun'u "semra show"a çevirmiş; gördüğü ilgiyle kabardıkça kabaran egosunu nerelerine saklayacağını şaşıran sorunlu bir birey.

    kendisiyle ilgili getirilen "şikayet edecekseniz izlemeyin kardeşim o kalitesiz şeyleri, ben izlemiyorum hiç, entelektüel insanım" yorumlarına şaşırmamak elde değil. televizyonu açıyorsunuz, böyle dehşetengiz bir programda 1.45 boyunda bir kadın cüssesinden çıkması beklenmeyen bir sesle barım barım bağırıyor. parmağını kameraya sallayarak "beeeen şöyleyiiim, beeeen asla hede yapmaaam" şeklinde yırtınıyor. dönüp bakıyorsunuz elinizde olmadan. yolda yürürken iki taksici yumruklaşmaya başladığında da bakıyorsunuz aynı şekilde çünkü. formula 1'i kaza olması ihtimaliyle n lap izliyorsunuz, sirklerde trapezcileri "ya düşerse" diye izliyorsunuz. bu da tam öyle bir şey işte, olmaması gereken anormal şeyler cereyan ediyor, siz de bir zaman sonra bunun müptelası oluyorsunuz.

    semra yücel psikolojik çözümlemesine dönersek, ortaokul mezunu ve asker kızı olan bu bayanın hareketlerini baskı altında yetişmesine ve cahil olmasına bağlamak mümkün. "cemiyetimiz, muhitimiz" diyip duruşundan anlıyoruz ki, kabul görmeyi umduğu sosyal çevresi oturduğu mahalleden ve komşularından ibaret. oğlunu uygunsuz görülebilecek bir kızla evlendirmek istemiyor çünkü içinde "komşular ne der?" korkusu var. yine de kameraların yayınlarda kendisine dönük olmadığı zamanlar, zaten hali hazırda kameralarla doldurulmuş bir evde olduğunu unutup oğlunu ve oğlunun sevdiği kızı destekleyici konuşmalarda bulunuyor. ertesi gün canlı yayına çıktığında ise bunları unutup bir öncekinden daha sert ve terbiyesiz bir üslupla bir üst oktavdan çığırmaya başlıyor. artık bu yayınlar başka kimsenin söz alıp da konuşamaz olduğu, semra denen insanın "ben oğluma höt dedim mi sustururum, ağzına çarptım mı dişlerini dökerim, kapıyı tekmeler girerim, bittiii bittti" çemberinde dönen konuşmaları etrafında gelişen ufak minik "semra show"lara dönüyor. eh, halk da bunu istiyor, bunu izliyor. belki "helal olsun kadına" demek için belki de "allah senin belanı versin" demek için. sebep ne olursa olsun rating'ler tavanda, show tv mutlu.

    semra yücel, normal bir anne olmaktan çok uzak. kızının arifesinde olduğu evliliği bile "biz çırağan'larda düğün yapacağız, kızımın düşünmesi gereken çok başka olaylarımız var, sosyeteye giriyoruz" şeklinde bir şeyleri ispatlama çabasıyla kullanabiliyor. paçalarından kompleks akan semra hanım çocuklarını bu uğurda ayaklar altına alıp çiğnemeyi ilk kez bu programda yapmıyor belli ki. üç gün önce yerden yere vurduğu insanları üç gün sonra göklere çıkarıp "ben öyle bir şey demedim" söylemlerine sığınan, her çığırışında "allah, türk halkının vicdanı, ata" gibi keyword'leri itinayla kullanıp tribünlere oynayan ve oraya girişindeki amacını ne pahasına olursa olsun gerçekleştirmek için ufacık hacmini şekilden şekile sokarak trajikomik hallere koşan bir kadının çocuklarının karakter sahibi olup "anne ne diyorsun sen, bi sus" diyebilmesi de beklenemezdi tabii.

    yine de işte bu insanlar yurdumuzun portresidir, topraklarında yaşadığınız memleketin etiler'den taksim'den oluşmadığını hatırlamanız için vesiledir. çünkü etrafımız gerçekten de kompleks ve gerzekçe bir asabiyetle yoğrulmuş, ama bu acınası durumlarını hayatın başka alanlarında yaptıkları terbiyesizliklerle gösteren semracıklarla doludur. işte gece eve geç geldiğiniz zaman apartman camından gözetleyip dedikodunuzu yapan, otobüs sırasında 45 yaş üstü ve kısa boylu olduğu için kuyruğu hiçe sayan, ciyak ciyak bağırarak saygı bekleyen kadındır semra yücel. eze eze belki de psikopat etmekte olduğu oğlu bir gün birinin başını yaktığında akla gelmeyecek olan kişidir.
    acınasıdır.
  • antalya'da bir otobüste yanında oturan koltuktaki delikanlıya yapılan bıçaklı saldırıda zanlıları ekarte ettiğini iddia etmiştir.

    ne hikmetse olay polise intikal etmemiş, mevzu magazin çevrelerince çözülmeye çalışılmıştır. hatta teyzem çeşitli haber bültenlerine konuk olmuş, her anlatışında bıçağın boyutları değişmiştir;

    -evet olay nasıl oldu semra hanım?
    +cam tarafında oturuyordum. yanımda oturan çoçuğun boğazına biri saldırdı. sonra bıçak çekti. ben de ayaklarımla çocuğa bir koydum (poposuna koymuş öyle diyor) vs. vs...

    girilen vtr üzerine yeniden sohbet devam eder;

    -peki otobüste bir panik oldu mu?
    +tabi ki ama ben soğuk kanlıydım. satırı * görünce belime felç geliyordu
    vs. vs..

    üşenmemişler bir halk otobüsünde olayın canlandırmasını da yapmışlar. tekrar stüdyoya döndüğümüzde ise;

    +3 kişi bindiler otobüse. bir panikle döndüm ki ne göreyim; delikanlının elinde döner bıçağı *

    +bir panikle döndüm bir de baktım ki ne göreyim; adamın elinde katana...

    +bir panikle döndüm bir de baktım ki ne göreyim; siyah giyinmiş bir adam elinde lightsaber...
    pıhh mıhh sesler geliyor. ayağımla bir tepik. kafasındaki siyah kask düştü.
  • -oğlunun vefatı ardından; ”çok üzgünüz” diyerek kendisine yaklaşan bir muhabire: "ben hiç üzgün değilim, asker kızıyım, güçlüyüm. benim de bir şehit vermem gerekiyordu" diyerek, hala daha kuyruğu dik tutmanın derdinde olduğu anlaşılan kadın…

    -evinin penceresinden kafasını çıkararak mahallesindeki diğer kadınlara:
    “oğlumu medya damat etti. medyanın damadı oldu. görün de salmayın evlatlarınızı…” diyerek akıl vermenin, nutuk çekmenin; yeri, zamanı ve şekli olmayacağını herkese gösteren kadın…

    -24 yaşında ölen oğlu için: “verirken sevindiğin kula, allah alınca üzülmeyeceksin.” diyerek popülizmin sınırlarını zorlamaya devam eden kadın…

    -vatanı için şerefle ölenler ile aşırı dozda uyuşturucudan ölen oğlunu aynı kefeye koymaktan hiç ama hiç çekinmeyen kadın…

    -annemin değerini çok daha iyi anlamamı sağlayan kadın…
  • yok kaynanaymış, yok deliymiş şimdiye kadar gerçekten umurumda olmayan, en fazla mizah öğesi olarak varolan bir kadındı. ama oğlunun ölümüne verdiği tepkiye inanamadım.
    gördüğüm en bencil insanlardan bir tanesi zannediyorum. kendi hayatını yaşadığı yetmiyor gibi bir adet oğlan yapıp oğlanın hayatını da onun yerine kendisi yaşayan, o çocuk aracılığıyla kendi hırslarını ve heveslerini tatmin eden, çocuk ölünce de genç bir insanın yok olduğunu hayatını yaşamadığını düşünmeyen, bu çocuğun ölümünü kendi verdiği bir şehit, kendi yaptığı bir fedakarlık olarak alan inanılmaz kadın.
  • aşırı ve gereksiz yere meşhur olmanın getirdiği "ne oldum delisi olma sendromu"na kapılan oğlunu bir overdose veya golden shot her neyse sebebiyle kaybetmiş bir kadındır.

    oğlu şehit olmamıştır, gazi de olmamıştır ancak "niyazi" olduğu konusunda hiç kimsenin en ufak bir şüphesi yoktur.

    şehit ; terhisine 2 gün kala hakkarinin yüksekova ilçesinde teroristlerle girdiği müsadere sonucunda hayatını kaybeden jandarma eri yüksel akça dır mesela veya onun gibi niceleri ama büyük lafların çapsız adamı olmaktan öteye gidememiş gariban ata değil.

    ne kadar acı ve hezeyan içinde olursa olsun semra yücel bu şehit lafını bir şekilde geri almalıdır egosunu tatmin etmek için tükürmüş olduğunu yalamalıdır. yoksa şehitlerin manevi huzurunu kaçırmaktan mahkemeye verilebilir.başına iş alabilir..
  • "oolumsssss, kıymetlimsss" - semra yücel
  • dün itibariyle dünyadaki en büyük acıyı yaşamış bir anne olarak bundan sonra hiç bir tv kanalında görmek istemediğim insandı kendisi ama yine çıkmış konuşmuş bir tv kanalına ve oğlum şehit oldu demiş. yapma teyzem, yapma bunu! anla artık şu medya maymunluğunun sana hiç bir faydası olmayacağını, bak gencecik oğlun gitti artık. dönüşü yok . sus artık lütfen. sus ve acına gömül. kızına ve küçük oğluna sarıl sımsıkı. ölümü bile reytinge dönüştürmek isteyen akbabalardan uzak dur. artık tek bir söz söyleme ölümün üstüne.
  • kendisini asker kızı ve şehit anası olarak tanıtan, böylece alkol komasından ölen merhum oğlu ata'nın asıl mesleğinin degüstatörlük olduğunu anladığımız kişi..
  • insanoğlu çiğ süt emmiş in canlı örneğidir. ulan oğlun öldü be bu saçma sapan hayat için. şimdi kalan emekli maaşı ile geçinemiyormuş da yapımcılardan iş istiyormuş. domuz.
hesabın var mı? giriş yap