şemspare

• almayı ve okumayı düşünmediğim kitap. elif şafak benim için pinhan ın yazarıdır öyle de kalmasını istiyorum.
• çizimler perkerin elinden çıktıysa gazete vb yazılarının toplamıdır. artık alıştık bir çok yazarın bir-roman-bir-deneme-kitabı rutinine.
  
  not: öyleymiş, kitap kapağında yazıyomuş. dikkat etmemişim. pehh^*
• bir romandan değil denemelerden oluşan kitaptır.
  içine şöyle bir göz atmak için http://www.idefix.com/…are-elif-safak/kitap_oku.asp
• şems'den nemalanması bir türlü bitmeyen, şimdi de şemspare yaparak pare pare eden elif shafak'ın kapağı şemsiyeli yeni romanı. biri bunu durdursun. edeb ya hu.
• adı, tam tatil öncesi çıkması, d&r'lardaki boy boy reklamları falan neden insanda böyle bir iç bulanması yaratıyor acaba. geçen sene tatil yerlerinde herkesin elinde iskender vardi, ondan önceki sene sanırım aşk, bu sene de bu olacak.
• iki mim koyuyorum buraya. bakınız, hiç yakışmıyor.
  
  kitap bir roman değil, hikaye kitabı da değil, ama bunu satış sunumunda göremiyorsunuz...
  bütün kitap sitelerinde aynı alıntı var:
  
  "gönülden yazılmış her roman,
  her hikaye, her kelime,
  bir şemsparedir...
  güneş parçası..."
  
  bu alıntı açık ki kitabı olduğundan farklı bir imajla sattırılmaya çalışılıyor. bu kadar vahşi pazarlama olur mu?
  medyada, ekşide, twitter'da takip ediyorum, etrafından çok güzel dolanılıyor, o kadar uzmanlıkla sessiz kalınıyor ki bunun bilinçli bir tutum olduğundan eminim.
  ilk bir kaç hafta, durum netleşene kadar romanvari davranalım. ne güzel.
  
  üstüne üstlük içerik yani denemeler "yeni" bile değil... sabah haberinden alıntıyla yazıyorum:
  "...kasım 2010'dan bu yana habertürk gazetesinde yayımlanan yazılarından oluşan seçkisi şemspare adıyla yayımlanıyor..."
  
  eh... çoğunu okumuş olduğumuz, belki halen web'den okuyabileceğimiz yazıları derleyip 100.000 basmak gerçekten vahşi.
  yakışmıyor. dönüp dolaşıp diyebileceğim bu.
  ha bir de, habertürk size bu yazılar için telif ödediyse, ki bedava vaktiniz yoktur bu çaptayken... kazanım sağlanan yazılardan sadece bunları bir araya getirmek suretiyle yeniden kazanım sağlamak.. sineğin suyunun suyudur.
  ha, gel gelelim legaldir.
  etik bulmama hakkımızı kullanıyoruz biz. kim takarsa artık.
• (bkz: yazın geldiğini anlama yolları)
• gazetede yayınlanan denemelerden oluştuğu basında veya kitap sitelerinde hiçbir şekilde belirtilmeyen, kitabı kitapçıda elime alıp karıştırdığımda farkettiğim yine yeniden bir pazarlama projesi
• kitabın arka kapağının günümüz pazarlamasına kurban gittiği bir kitaptır. öyleki ne güzel kitaplar vardır, arka kapağından vurulursun, bütüne giderken de yorulmadan okursun. zaten kitapların arka kapaklarının özelliği de pazarlamadan çok, kitabın kendisini anlatmasıdır. bu kitapta bu olmamış. arka kapak tam anlamıyla okumadığın, birbirini takip etmeyen yazıların yer aldığı bir gazete parçasından yazarın okuyucuyu vurmasını istediği bir kaç cümleye yer edilerek yaratılmış. haydi bunu da bir kenara bırak, gazete yazılarının derlenip, kitap oluşu serüveni bana çok boş geliyor. nihayetinde gazeteye yazarken ileri de kitap olacak bugün birinci sayfayı, yarın ikinci sayfayı yazarım, gazeteye gönderirim demiyorsun. ha burada bir pazarlama yapacaksan da ve iyi bir yazarsanda benim söylediğim metot ile yap da en azından gazetenin satış tirajı üzerinden bu akıllı pazarlama tekniğinin meyvasını al. yok arkadaş, evet toplum olarak net bir ifadeyle "gazete okumayan bir toplum" başlığını taşıyoruz ama biz taşıyoruz. dünyaca ünlü bir yazarın bu açığı kitaba çevirmesine göz yumması ise, işte bu kısım kocaman bir soru işareti olarak çıkıyor karşımıza. tabi o da anlayana... kitap yazmak ve gazetede köşe yazısı yazmak arasındaki farkın yazarın iyi anladığı iki dilde de karşılığı var oysa ki? neyse bu kısmına hiç girmiyorum. hayırlısı olsun.
• arka kapak yazısını görünce, bir umut kaplamıştı içimi; bir pinhan, bir mahrem çıkmıştır belki yıllar sonra yeniden diye düşünmüştüm. şu sıkıcı refakatçi günlerimde ilaç gibi gelir demiştim. fakat altı üstü gazete derlemelerinden oluşan bir yaz kitabıymış şemspare. n'apalim kısmet değilmiş.