• oyunu ve filmi netflix üzerinden izleyip karşılaştırdığım harika eser. oyunu enfes. tek kelimeyle mükemmel bir oyun. izlerken çok eğlendim. çok mutlu oldum. bazı yerlerin kısaltılması ve fazlalaştırılması ile daha bile arşa çıkacak bir oyunmuş. demet akbağ müthiş iş çıkarmış diğer oyuncularla birlikte,yılmaz erdoğanın kalemi sayesinde. filmi ise...onca emeğe özür dilerim ama,oyunla karşılaştırıldığında ucuz bir komedi filmi tadını verdi bana. oyunculuklar,cast,dekor,set o hikayedeki detayları bana hissettiremedi. yarı buruk,yarı eğlenceli müthiş hikayeyi hissedemedim bir türlü.
  • oyunu çözünürlük kötü bile olsa izlemek iyi geldi.
    demet akbağ laf ebeliğinde, bu lafları dolandırmakta ve yedirmekte çok iyi. bu konuda ecem erkek daha durağan gelmişti. oyunu tekrar izleyince daha iyi anlaşıldı.
    salih kalyon için sanırsam bu rolden sonra açılma başlıyor. burada ve bizimkilerdeki takım elbiseli baba modelinden her role girebilen bir adam çıkıyor.
    cep telefonunun yeni yeni çıktığı, popülerleştiği yıllar. ve sonda telsim logosu.*
    netflix'in daha dünyaya açılmadığı yıllarda bitmiş gitmiş bir şirket. garip oldum.
  • filmi yayınlandığında ah dedim keşke tiyatrosunu da verse, bugün bir açtım karşımda.

    oysa ben de vcd'si vardı da kim bulacaktı izleyecekti. hem daha önce izlemiştim, sonra filmini de hatta.

    oyunu izledikten sonra anladım ki film yanında çok eksikmiş, bir demet akbağ, salih kalyon, zerrin sümer, şebnem sönmez, sinan bengier kolay yetişmiyormuş cidden.

    müthiş duygulandım. zamanı geri sarsalar keşke o sahnede izleyebilsem baştan.
  • netflix'de, hem yeni sinema versiyonunu hem de 1999 yılı tiyatro oyunu olarak orijinal halini izleyebilirsiniz.
    tiyatro oyununu izleme şansı olmayanlara ısrarla tavsiye ediyorum. oyunculukların ve senaryonun, bir seyirci olarak sizleri nasıl alıp götürdüğünü yaşayın.
  • tiyatro versiyonundaki ekip muazzammıs gercekten oyunun hakkını vermis.
    yılmaz erdogan, film versiyonundaki kadroyla tiyatrosunu yapmıs olsaydı oyunun bu kadar populer olacagını sanmıyorum.
    film olanı icin sunu soylemek gerekir, genel olarak sinemada is yaparken ticari kaygılardan dolayı altın oranı tutturacagım diye eli yuzu duzgun ama yeteneksiz kisilerle is yapınca sonuc boyle oluyor malesef.
    artık bir filmdeki kel bir karakterin kelligi bile simetrik oluyor bu da yavan geliyor izleyiciye.
  • tiyatro oyununu izlemeden filmi izleyip ve beraberinde ekşideki yorumlarını da es geçmeden şunları söyleyebilirim ki; ecem erkek (gülseren oyunculuğunu beğendiğimiz ve yetenekli biri olmasına rağmen buradaki gülseren kıyafetini tam olarak üzerine oturtamamış. tabi filmin tümü için bu böyleydi demek ona ve oyunculuğuna haksızlık olur. ama bazı sahneler vardı ki bahsedileni buram buram hissettiriyordu. bunlar bir yana akıcı bir filmdi. hele ki akışta gülseren'in o haşarı, haylaz halleri ve sivri dili fazlasıyla tebessüm ettirdi. konusundan bahsetmek değil belki ama filmin başrolü gülseren'in (ecem erkek) kendisi için önem arzeden babası nazif (engin alkan) , sevdiceği dündar (ahmet rıfat şungar) ve annesi iclal (devrim yakut)için söylediklerini çok değerli bulup sizin için şuraya bir yere bırakıyorum.

    babasının vefatını anlatırken;
    “ bir çarşamba günü tanıştım ben yalnızlıkla.
    sen yalnızlığı yakından gördün mü hiç?
    ben gördüm. öyle bahsedildiği gibi değilmiş.
    ben daha iri yarı bekliyordum. biliyordum işte, nereden biliyorum bilmiyorum ama biliyordum. olsa olsa bir çarşamba günü olurdu bu zaten. çünkü daha bir yalnız uyanıyorum ben çarşambaları. ne olduğu belli olmayan bir haftanın ortasında yapayalnız “ tanımlaması,

    dündar için ;
    “ kısacık bir hikayeydi ama o kadar çok güzeldi ki hani şey gibi; bir radyoda çok sevdiğin bir şarkıya denk gelirsin, tam sesini açacağın sırada şarkı biter ya öyle bi'şey“ ifadesi,

    ve başına gelenleri anlatırken;
    “ bunda şaşılacak bi'şey yok, adettir benim sevdiklerim çabuk ölür “ demesi ve annesine en hiddetlendiği anda “seni seviyorum artık öl anne, seni seviyorum artık uyu anne” demesi bence akıllarda kalması gereken sahnelerdendi.”
  • geçen gece arkim mesaj attı sanki seni izliyorum şu an dedi ne diyosun gtü açık yatıyorum kimsin dedim amacın ne?
    ben deniz ateş böcekli film izliyorum sanki seni anlatıyorlar bana dedi.
    merak ettim azcık izledim aynı ben gerçekten de çekilmez bi film.
  • -spoiler-

    “hayatta hiç bişeyin mükemmel olmaması, ne kadar mükemmel değil mi?”

    -spoiler-
  • hangisi önce bilmiyorum (tahminen shabg öncedir), "bana bir şeyhler oluyor" 'u izlediyseniz eğer tiyatro versiyonunu izlemeseniz dahi çokta birsey kaybetmiş sayılmazsınız aslında...

    zorunlu not:
    sanmayın ki küçük gördüm verilen emeği ( ne haddime) ortada çatır çatır oynanmış bir oyun ve gösterilmiş bir emek var. ama oyuncuların performansları, hikayenin işleyişi ve islenişi bile aynı. nerede kimin gireceği, nasıl bir tirat atacağı o kadar belli ki, bir öncekini izlemiş olduğu heyecanla izleyemiyor insan oyunu.

    bu arada iki oyunun basrolleri için konusmaktayim, sanki altan erkekli bir tık daha üst seviyeden oynuyor demet akbağ a göre, diğerleri iki oyunda da ayni zaten...
  • tiyatro oyunu da netflixte arzı endam etmiş olan yılmaz erdoğan eseri.
hesabın var mı? giriş yap