• -herkese niye 10 lira bana 5 lira
    -cunku onlar sendikali
    -e nolcek ben de harranliyem
    -git kardesim isine.
    -demek patronda sendikali hemserisini koruyo
  • eski adıyla devlet istatistik enstitüsü, yeni adıyla türkiye istatistik kurumu verilerine göre (ki bu verilerle "birazcık" oynanır her zaman) 1990'da kamu ve özel sektör çalışanları toplamının sendika üyeliği % 93 iken, bu oran 2000'de % 55'e inmiş. 82 anayasasının ve zihniyetinin getirdikleri bir yana, insanların çok büyük bir kısmının enformel sektörde çalışıyor olması (yani yasalarca tanımlanmış haklar kapsamında olmaması, yani sosyal sigortalarının olmaması, yani iş güvencesinin olmaması vs.) bunun en önemli sebeplerinden. öte yandan, özel sektörün yani çoğunluğu beyaz yakalı, parfüm kokulu, "ay şekerim zaten tuzları kuru bu kamu sektöründe çalışanların, niye grev yapıyorlar anlamıyorum" ablaları ve abilerinin sendikalaşma oranı 2001'de % 6 . 1990'da ise bu oran % 22 imiş.
    bu ablaların sendikalaşmaya dair algılarına bakınca şöyle bir şey çıkıyor: sendika mavi yakalı, pis işçilerin örgütüdür, oysa beyaz yakalılar işçi değildir...
    fazla yoruma gerek yok, böyle demokrasiye böyle rakamlar, böyle yorumlar.
    nihat doğan'dan geliyor: açılım, açılım, açılım, açılım, açılım...
  • isci cikarlarini korumak uzere kurulmus tuzel topluluk
  • isciler arasinda birlik ve dayanismayi saglamak, isveren karsisinda toplu bir tavir gostermek bu sayede de calisma kosullari, ucret, is goremezlik durumu, emeklilik gibi calisma hayatiyla dogrudan ilgili seylerde iscinin ** haklarini korumak icin yine iscilerce kurulan birlik. turkiye'de ne yazik ki yalnizca ucret sendikaciligi niteligindedirler; toplu pazarlik ve toplu sozlesme zamanlari disinda bi ise yaradiklari soylenemez (o konuda ne kadar ise yaradiklari da ayrica saibelidir).
  • insanlığa kazandırdıkları için:
    (bkz: cumartesi)
    (bkz: pazar)
    (bkz: 8 saat çalışma hakkı)
  • gönüllülük temelinde ve üyelerinin çıkarlarını korumak amacıyla kurulan sendikalar; sınıf ve kitle sendikacılığı anlayışına göre;sermayeden,devletten,siyasi partilerden bağımsız olmalıdırlar.

    emek sermaye arasında uzlaşmaz çatışmanın varlığında emeğin çıkarlarını savunmak amacıyla kurulan sendikalar, kuruluş amaçları gereği emekten yana tavır almak ve karşıtı sınıftan bağımsız olmak durumundadır.
    sermayedarlar sendika kavramını yozlaştırmak ve içini boşaltmak amacıyla sendika adı verdiği (tisk vb), ancak sendikal nitelik taşımayan örgütler kurabileceği gibi, sermayenin çıkarlarını savunan ve emek-sermaye çatışmasında üyelerinin hak kayıplarına rağmen uzlaşmacı tavır alan sendikalar da (sarı sendika) kurulabilir, kurdurulabilir.
    devlet, bir sınıfın bir başka sınıf üzerinde egemenlik kurma aygıtıdır. kapitalist toplumlarda da devlet sermayenin egemenliğindedir ve sermaye karşıtları üzerinde baskı aracıdır. bu özelliğinden dolayı emek örgütü olan sendikalarında devletten bağımsız olmaları zorunluluktur. emek- sermaye çatışmasında emekçilerin mücadelelerini bölmek, parçalamak, zayıflatmak, geriletmek ve hatta emekçilerin hak ve çıkarları aleyhinde çaba içinde olan, devletin desteği ve onayı ile kurulan sarı sendikalar bu tanımlamaların dışında tutulmalıdır.
    sınıf ve kitle sendikacılığı, sendika ile siyasi partiler arasında organik bağı reddeder.sınıflı toplumlarda emek sermaye arasındaki çatışmada iki temel siyaset vardır. bunlardan birincisi burjuvazinin ( sermayenin) çıkarlarını savunan burjuva siyaseti, diğeri ise emeğin ve emekçilerin hak ve çıkarlarını savunan, buna yönelik politikalar üreten emeğin siyasetidir.
  • cokacayip bise.
    cumle icinde kullanayim; "ben bugun sendika gordum"

    yaklasik 1 haftadir bi kamu kurumunun sendikali iscileri arasinda bi proje yurutuyorum. buradaki ortamdan biraz bahsedeyim;

    burdaki tum isciler sendikali... yamulmuyorsam ciddi maas aliyorlar ozel sektore (asgari ucretliye) gore.

    sabah 8 mesai baslangic (kimse olmuyor burada) eh iste 8.30-9.00 gibi doluyor... 10.15-10.30 arasi mola. bu yuzden 10.00 dan itibaren (09.50 de olabilir) kimse yeni is almiyor eline "moladan sonra baslariz" diyerek. hatta 10 gibi herkes birakip cikiyor.

    12.30 ogle tatili. ama 11.30 gibi filan yeni cikan tum işler ogle tatili sonrasina erteleniyor... 12.20 de herkes yemek oncesi sigara icin kayboluyor.

    13.30 is basi. ve 15.00-15.15 arasi yone mola. molaya ceyrek kala, mola sonrasina is ertelemesi baki... normalde mesai 17.00 de mi ne bitiyor. bu son 15.00 molasiyla mesai bitimi arasinda hicbir yeni ise baslanmiyor.
    cunku "yarin baslariz, birazdan vardiya degisecek"

    16.00 gibi herkes toparlanip cikmis oluyor. 16.10 itibariyle burasi bombos (normalde vardiya iscileri baslamis olmali ama onlar da ust bas degistirme, is oncesi sigarasi. hadi bi de cay icmecesi sebebiyle 16.30 a kadar hic gorunmuyor...

    vardiya da farkli degil. aksam yemeginden sonra 4 kisi onune 1 kg (abartmiyorum) cigdem dokup yemeye basladiklarinda gozlerim portlemisti... baya kantinde tv karsisinda cekirdek citliyorlar.
    basta sef olarak bulunan adam da "abi".. herhangi bi sekilde ise motive etmek bi yana, gayet iscilerle ekuri seklinde takiliyor.

    ıs yurumuyor arkadaslar. burada is yurumuyor... bunlarin 4 kisi olarak 2 gunde yaptiklari bi isi, ben "hadi ucundan tutayim da is ilerlesin" diye full performans bi calismayla yarim gun gibi bi surede bitirince epey sikinti duydular yaptigim isten...

    gercekten muthis bir israf var burda insan gucu anlaminda. full performans zaten hayal de, mola dongusunden cikamiyor insanlar. rehavet cok fena...

    bu basligin konusu degil ama, deginmeden gecemem ayni yazida. sistem de cok boktan... alimlar...

    ıhale sistemi... en ucuz teklifi verende kalir ihale. urunlerin kalitesinin filan hic onemi yok...

    normalde 5 dakkalik is, kalitesiz malzeme kullanimindan kaynaklanan hatalarin giderilebilmesi yuzunden 1 saate uzar ve gereksiz is gucu kaybi demek bu...
    adam o 1 saatte 5 er dakkadan 12 parti is yapar halbuki.. kalitesiz ekipman varsa ama, adam 1 saat duzeltmeyle ugrasir, diger 11 is uretim bandinda bekler...

    kaliteli malzeme 5 liradir. giderler 3 liralik ucuz teklif urununu alirlar. ama aradaki 2 liradan sakinmalari, onlara 2000 liralik is gucu kaybi yasatir...

    yazik lan buraya. valla kapitalist sistemin de amk ama is boyle yapillmaz... vallahi, bu degil yani... hic degil
  • bazıları 1 mayıs'ı taksim'de kutlayabilmek amacıyla kurulmuştur. başka herhangi bir amaçları yoktur. zira onlara göre çalışanın başka derdi yoktur.
  • türkiye'de içi boşaltılmış bir toplumsal örgüt tanımı daha, sendika, salt ekonomik hayatın içinde varolan bir örgütlenme olmamalı, bir çok sosyolojik olaya dahil olup bu konularda da yaptırım gücünü kullanabilmelii gerçi yapılan son yasa değişikleri ve bakanlar kurulunun keyfi tutumları sayesinde sendikaların grev yapabilme özgülüğü dahi kilit altına alınmış fakat bahsettiğim eko sistem dışında da duyarlı ve tepkisel olabilme durumu burada da mevcut, çalışan hayatına ve sendikal eylemlere böylesine karşı kanunların meclisten geçmesine müsaade etmeyecek eylemler yapabilmeliydi sendikalar ancak onlar sadece para odaklı düşündüklerinden kanunlar ve işveren tarafından sıkışmış durumdalar.
    şimdi, kanunların el verdiği ölçüde eylem yapacağız söylemleri tam manasıyla içi boşaltılmış bir söz öbeği olmaktan öte gitmiyor, yemek mönüsü iyi değil diyerek eylem yapmayla sendikal faaliyet değil ancak müsamere gösterisi olur..
  • (bkz: e-devlet/@asc)
hesabın var mı? giriş yap