• imparatorluk döneminin ilk büyük ve uluslararası nitelikteki istanbul sergisi , avrupa’daki benzerleri örnek alınarak düzenlenmiştir. başlangıçta sergide sadece yerli ürünlerin teşhiri düşünüldüyse de , sonradan avrupa’dan gönderilecek, yeni icad olunmuş makina ve aletlerin de sergilenmesinin faydalı olacağı kanaatine varılmıştır. sergiye gönderilen malları teşhir etmek üzere 13 ayrı pavyon hazırlanmış ve imparatorluğun çeşitli bölgelerinden gönderilmiş onbin kalemin üzerinde ürün teşhir edilmiştir, en geniş yeri de tarım ürünleri almıştır. bu ürünlerin başlıcaları çavdar , buğday , mısır, pirinç, tütün, pamuk hem gıda hem endüstri olarak dikkat çekenlerdir. dokuma hammaddeleri arasında keten ve kenevire geniş yer verilmişti. ayrıca geliştirilen dokuma sanayine ait ürünlerin sergilenmesine de büyük önem verilmiştir. diğer bir önemli endüstri maddesi olan ipek üretimine dair numuneler de sergide yerlerini almışlardır . fakat sergiye gönderilen ağaç numunelerinden oluşan pavyon fazla ilgi görmemiştir. son olarak osmanlı imparatorluğu yeraltı zenginlikleri bakımından ender rastlanabilecek bir ülkeydi, zengin maden yatakları mevcuttu. üretilen madenler içerisinde ilk sırayı gümüş, bakır ve kurşun almaktaydı. sergiye imparatorlukta bol miktarda üretilen göl, kaya ve deniz tuzları ile bandırma’daki ocaklardan elde edilen mermerlerden bol ve çeşitli numuneler gönderilmişti. ayrıca basmahane ve feshane’nin mamülleri de sergilenmişlerdir. eski türk ve islam motiflerine göre dokunmuş olan halılar da sergide yerlerini almışlardır. tarımın ayrılmaz bir kolunu teşkil eden hayvancılık sanayii de hammadde sağlama bakımından büyük öneme sahiptir. dolayısı ile hayvancılığa dayalı sanayi sektörleri içerisinde en yaygın sektör olan dericiliğe ait mamüller de sergide sergilenmişlerdir ve ziyaretçilerin büyük beğenisini toplamışlardır. sergide ilgi çeken pavyonlardan birisi de çoğu yabancı menşeli müzik aletlerinin teşhir edildiği pavyon olmuştur. 1863 istanbul uluslararası sergisinde tarım ürünleri ve dokuma mamüllerinden sonra üçüncü büyük pavyon ateşli ve kesici silahlarla, ordu araç ve gereçlerine tahsis edilmiştir. teşhir edilen silahların büyük bir kısmı tophane ve zeytinburnu silah fabrikaları mamulüydü. sergilenmek üzere yabancı ülkelerden gönderilen alet ve makinaların ekseriyetini ingiliz ve fransız ziraat alet ve makina fabrikalarının gönderdiği numuneler teşkil etmekteydi ve bunların kullanılışlarını izah etmek üzere fransa’dan mühendis ve tekniker celbedilmişti. bu makinalara osmanlı imparatorluğu’nda ilk defa teşhir edilmelerinden dolayı büyük ilgi gösterilmiştir. bundan başka halkı sergiye çekebilmek maksadıyla eğlence ve dinlenme yerleri açılmış, cuma ve cumartesi günleri halka konserler verilmiştir. ayrıca sergi avrupa ülkelerinde geniş bir yankı yapmış ve ilk defa osmanlı imparatorluğu’na toplu halde turist kafileleri gelmiştir.
    sergi yaklaşık beş ay açık kaldıktan sonra 1863 temmuzunun sonunda kapanmıştır. serginin 100-150 bin kişi tarafından ziyaret edildiği tahmin edilmiştir. hasılat da 450 bin kuruş civarında olmuştur ki bu meblağ bütün masrafların ancak 1/5‘ini karşılayabilmiştir. aradaki fark padişah abdülaziz tarafından kapatılmıştır. teşhir edilen eşyanın büyük bir kısmı satılmıştır. kalanlar ise sahiplerince belirlenen fiyata devlet tarafından satın alınmıştır. sergi sayesinde yaklaşık onbin kalem ürünü ilk defa bir arada görmek mümkün olmuştur. sergiye gelen esnaf, sanatkar ve işadamları birbirleriyle tanışmış ve devlet ricaliyle yaptıkları görüşmelerde sorunlarını dile getirme fırsatını bulmuşlardır.
    netice olarak serginin hedefine ulaşmış olduğu, yerli ve yabancı ürünlerin tanıtılmasına önemli katkıda bulunduğu söylenebilir.
    b- ıslah-ı sanayii komisyonu ve şirketlerin teşekkülü
    komisyonun başta gelen görevi gittikçe küçülen sanayi dallarını şirketler halinde birleştirmekti. ve bunun için kuruluş ve çalışmalarını belirleyen 11 maddelik bir nizamname hazırlandı. uygulanmaya çalışılan bu sistem şüphesiz yeni olmayıp çeşitli batı ülkelerinin bu konuyla ilgili mevzuatlarından alınmıştı. nitekim 19.yüzyıl ortalarında ingiltere’de makinalı üretime geçilmesiyle küçük esnaf rekabet gücünü kaybedince bunların şirketler halinde birleştirilmesi yoluna gidilmiştir. bilahare aynı tedbirlere almanya’da da başvurulmuştur. ıslah-ı sanayi komisyonu on yıl gibi kısa bir faaliyet süresinde osmanlı esnaf ve sanatkarlarının sorunlarına doğru teşhis koyarak bunlara çözüm bulmaya çalışmış, hatta o dönem şartlarında önemli sayılabilecek mesafe almış bir kuruluştur. bilahare bu günkü anlamda ticaret ve sanayi odalarının kuruluşunda ilk adım olmuştur.
    bu dönemde kurulan şirketler
    1)simkeşler şirketi (14 ağustos 1866) simkeşlik altın ve gümüş teller çeken bir sanat dalıdır. yapılan inceleme sonunda simkeşhane’nin hazine’ye bağlı bir kuruluş haline getirilmesi kararlaştırıldı fakat başarıya ulaşılamadı.
    2)debbağlar şirketi ( eylül 1866) debbağlar deri mamullerini üreten kişilerdi. zamanla kadim güçlerini kaybetmişlerdir dolayısı ile tanzimatçılar tarafından şirketleştirmeye gidildi fakat beklenen sonuçların hasıl olup olmadığı anlaşılamadı.
    3)saraçlar şirketi (25 haziran 1867) saraçlar at takımları ve araba koşumları ile deri ve meşinden çeşitli eşyalar imal eden sanatkarlardı. gösterilen bütün gayret ve çabalara rağmen şirketin işlerini iyileştirmek mümkün olmadı.
    4)kumaşçılar şirketi (9 nisan 1868) eski sanatlardan biriside dokumacılıktı ve eski türklerde dokumacılık bir ev sanayi şeklinde icra edilmekteydi. osmanlı zamanında ise geliştirilerek önemli bir sanayi kolu haline geldi.şirket iyi bir başlangıç yaparak tatminkar bir netice almıştır.
    5)dökümcüler şirketi (14 nisan 1868) geleneksel teknolojiyi bırakıp modern teknolojiyle üretime geçmek üzere şirket kurulmuştur. fakat eldeki bilgilere göre itibar görmediği anlaşılmaktadır.
    6)demirciler şirketi (29 nisan 1868) diğer bir eski türk sanatı olan demircilik imparatorlukta yaygın birşekilde küçük işyerlerinde yürütülmekteydi. istanbul demirci esnafının birleşmek üzere müracaat etmeleriyle şirket kurulmuş fakat şirket sermaye sorununu halledemediği için ancak ikinci yılda faaliyete geçebilmiştir.
    netice olarak 1860’lı yılların sonu yoğun bir şirketleşme hareketine sahne olmuştur. fakat kurulan şirketlerin bir kısmı sermaye yokluğu bir kısmı bilgi ve tecrübe yetersizliği yüzünden başarılı olamayarak kısa bir süre sonra dağılmıştır. sanayi tarihimiz açısından bu teşebbüsler cumhuriyet’ten sonra meyvelerini vermeye başlayacaktır.
    c- istanbul sanayii mektebi’nin kurulması
    tanzimat döneminde bir taraftan loncaların kalkmasıyla meydana gelen boşluğu doldurmak , diğer tarafatan da mevcut veya yeni kurulan tesislerin teknik eleman ihtiyacını karşılamak amacıyla ilk sanayi mektebi kurma teşebbüsü 1848 yılında yapıldı. yer olarak sanayi tesislerinin yoğun olarak bulunduğu istanbul zeytinburnu seçilmişti fakat başarıya ulaşmadı.
    diğer bir teşebbüs ise mithat paşa tarafından 1863’te niş’de daha sonrakiler de rusçuk ve sofya’da olmak üzere ıslahhane adı altında bir sıra teknik okulu hizmete açmasıdır. mithat paşa öncelikle kimsesiz çocukların alındığı bu ıslahhaneler için nizamname hazırlattı ve bir müfettişlik kurdu. ıslahhanelerde eğitim süresi beş yıldı, hem teorik hem pratik dersler öğretilmekteydi. ıslahhanelerin masrafları için gerekli para halkın yardım ve bağışlarıyla, okullara ait gayri menkul gelirlerinden ve öğrencilerin imal ettikleri eşyalardan elde edilen hasılattan karşılanmaktaydı. ihtiyaca cevap verdiği ve tutulduğu anlaşılan ıslahhaneler daha sonraları selanik, bağdat, şam gibi büyük vilayet merkezlerinde de açıldı. zaman zarfı içerisinde 1. meşrutiyet döneminde hemen hepsi sultan ıı. abdülhamit’e izafeten “hamidiye mekteb-i sanayi-i ali” adını almış teşkilat ve işleyiş itibarı ile bazı değişikliklere uğramışlardır.
    bu konuda diğer bir teşebbüs istanbul sanayi mektebi’nin kurulmasıdır. ıslahhaneler bölgedeki birtakım sorunlara pratik çözüm bulmak amacıyla açılmış olmalarına karşılık, istanbul sanayi mektebi 1860’lı yılların başından itibaren izlenen sanayileşme politikasının bir sonucudur. mektebin kurulması için bir rapor hazırlanmış ve bununla beraber organizasyon şemasını gösteren bir tablo oluşturulmuştur. okula alınacak öğrenci sayısı ve bunların öğrenim süresi tablo uyarınca her sanat dalına göre değişecektir. sanayi mektebi’ne her sene 88 öğrenci alınacak, eğitim gündüz yapılacak, imkan nispetinde esnaf çırakları da eksiklerini telafi etmek amacıyla okula devam edebileceklerdi. okulu bitirenlere kalfa diploması verilecek ve teşvik mahiyetinde çeşitli ödüllendirmeler yapılacağı planlanmıştı. mali darboğaz yüzünden yaklaşık dört yıllık bir gecikmeyle gerekli hazırlıkları tamamlandıktan sonra sanayi mektebi 1868 kasım’ında sultanahmet mevkiindeki eski kılıçhane ile etrafındaki arsalara inşa edilen binalarda tedrisata başladı. mektep binası dershane ve atölyelerin yanında bir de fabrika ihtiva etmekteydi. sanayi mektebi için şurayı devlet tarafından kuruluş gayesini, program ve yönetim esaslarını belirleyen 64 maddelik bir nizamname hazırlandı. (17 kasım 1868) sanayi mektebine öğrenci kabulünde osmanlılık ideolojisine bağlı kalınmıştır. yani bütün teb’a çocuklarına açık tutulmuştur fakat bu durum ıı. abdülhamit döneminde türk ve müslüman unsurlar lehine değişmiştir. öğrenciler bitirdikleri sınıflara göre çırak, kalfa ve usta olmak üzere unvan almakta, ayrıca sınıflarına göre de çalıştıkları günler boyunca bir miktar yevmiye almaya da hak kazanmaktaydılar. mektebi başarıyla bitirenler yurt dışına da gönderilmekteydiler. daha sonraki yıllarda sayıları artarak bütün yurda yayılan sanayi mektepleri “vilayet sanayi mektepleri” adı altında genel bir yönetmeliğe tabi tutulmuşlardır. ve tevhid-i tedrisat’a kadar ticaret ve sanayi nezareti tarafından idare olunmuşlardır.
    sanayi mektepleri sanayileşme konusunda önemli görevler ifa ettikleri gibi, bugünkü sanat okullarının temelini oluşturmuşlardır.
  • sergi için bir marş da bestelenmiştir. marşın yazarı, sultan abdülaziz döneminde muzıka-i hümayun’un başında olan callisto guatelli’dir. marş dönemin sadrazamı mehmet fuat paşa’ya ithaf edilmiştir. notası günümüze kadar ulaşan bu marş emre aracı’nın yönettiği londra osmanlı saray müziği akademisi topluluğu tarafından 2000 yılında yeniden seslendirilmiştir. bu seslendirme kalan müzik’ten yayınlanan osmanlı sarayı’ndan avrupa müziği adlı cd’de yer almaktadır.
  • osmanlı imparatorluğundaki ilk büyük sergidir.

    sergi işlerini yürütmek için kurulan komitenin başına maliye nazırı mısırlı mustafa fazıl paşa getirilmişti.

    sergilenecek mallar her türlü vergi ve gümrükten muaf tutulmuştu.
  • 1863 yılında istanbulda bugunkü sultan ahmet meydanında açılmış sergi.önemli bir turizm hareketidir.
  • ilk osmanlı sergisidir. olayda dikkatimi çeken şey, fuar için geçici olarak yapılan şu yapıdır. sultanahmet'te olduğu söyleniyor ama tam olarak nerede ve şu an var mı yok mu ? bilen varsa yeşillendirsin.
hesabın var mı? giriş yap