• arka arkaya münferit cinayet işleyen adam.

    edit: deli gibi mesaj yağdı "ne yani kadınlar seri cinayet işleyemez mi!" diye. o yüzden not düşüyorum: kadınlar da en az erkekler kadar iyi seri cinayet işleyebilirler. bir eksikleri yoktur.

    edit: şöyle bir izahat de geldi "adam, adem'den gelir, adem de insan demektir.. yani adam demek erkek demek değil, insan demektir".

    edit: şöyle bir düzeltme de geldi "münferit değildir. seri işlenen cinayetler genelde birbirleriyle bağlantılıdır, seri katilin bir üslubu vardır, tekrar eden. ayrıca bazen grup halinde de seri cinayet işlenebilir. münferit yanlış bir kelime seçimi olmuş."

    edit: tüm düzeltmelere göre yeni tanım "arka arkaya birbirleriyle genelde bağlantılı, üsluplu, tekrar ederek ya da topluca cinayetler işleyen cinsiyeti belirsiz ademoğlu"

    edit: bir düzeltme geldi "ademoğlu diyerek cinsiyet belirtiyor" diye. onu "yaratık" olarak değiştirelim.
  • hollywood filmlerinin vazgeçilmez klişesi.her şeyi boşverdim de psikologların 10 saniyede bu vatandaşların profilini çıkarmaları olayına değinmek istiyorum.

    --kapı açılır iki cinayet masası dedektifi içeri girer,masada bir psikolog oturmakta ve organları çıkarılmış bir kurbanın resmine bakmaktadır--

    -evet neyle karşı karşıyayız doktor?

    -30'lu yaşlarının ortasında,beyaz,muhtemelen yalnız yaşayan biri.annesiyle ilgili saplantılı duygular geliştirmiş olmalı,kurbanın kemiklerini kırması babasına duyduğu öfkeyi göstermekte.kurbanın gözlerini kapamış ki bu pek iyi görünüşlü olmadığını ya da öyle düşündüğünü gösteriyor.karaciğer'i gördünüz mü?ciğeri ince ince dilimlemesi mahalle kasabı hamit abi'ye duyduğu öfkeyi gösteriyor.aynı zamanda her seferinde kıymayı iki kere çektirdiğinin de kanıtı bu.kurbanın kalbini yerinden sökmemiş.bu duygusal biri olduğunu gösterir,ama beynini yanında götürmüş ki bu aklın yolu bir manasında olup onun aynı zamanda mantıklı biri olduğunu gösterir.ayrıca çıkardığı organları da bi poşete koyup kapıcı gelmeden kapının önüne koymuş.apartman aidatını bile vermiş yaw..böyle de şeker bi adammış aslında...

    -doktoru tutuklayın!
  • ülkemizde ciddi örneklerine rastlanmamaktadir... bizde cinayetler genelde hobaraaaa seklinde, plansiz programsiz islenmektedir... iste, polisiye romanimiz da bu yüzden gelismemektedir... konuyla ilgisi yok ama bilimkurgu romanimiz da gelismemektedir... nedeni de olsa olsa, uzayla iliskimizin "abi, bak yildiz kaydi, sana girdi" düzeyinde kalmasi olabilir... olmayabilir de... bilmiyorum...
  • türkiye'de seri cinayet işlense bile polis muhtemelen farkına varmayacak; işlediğiniz her 3 cinayetten ikisi yine polis zoruyla başkalarına itiraf ettirileceğinden söz konusu cinayet serisi habire sekteye uğrayacak; bıraktığınız mesaj içeren deliller uzmanlar tarafından ya yanlış yorumlanacak ya da yorumlanma aşamasına gelemeden süpürülüp çöpe atılacak bu da yetmezmiş gibi eylemlerinizden sürekli terör eylemi diye bahsedilecektir. bu şartlar altında türkiye'de seri katil ancak tatil amaçlı bulunabilir. benzer bir durum hindistan'da yaşanmaktadır. balkon çökse en az 200 kişinin öldüğü bu ülkede ne yazık ki sadece toplu cinayet işlenebilmektedir.
  • "öldürmekten zevk almaz, işkence etmek gibi fantazilere dalmaz, planladıkları anda, hızlı bir şekilde kurbanlarının işini bitirirler...cinayetleri belirli bir patternde işleyerek, yakalanmalarını kolaylaştırmak isterler."

    "hiç biri başka bir katilin kurbanı olmayacak kadar akıllı ve paranoya sınırında,çok dikkatli ve takıntılıdırlar"

    yanlis arkadasim. seri cinayet hocaniz kimse soyleyin, paranizi geri versin.

    bir kere bunlarin bircogu bildigin iskenceci. buyuk cogunlugu da ya kurbanlarina tecavuz eder (cunku hemen hepsi erkektir) ya da cinsel tacizde bulunur.

    genelde eger kurbanlar "overkill"e maruz kalmislarsa (ornegin surata 50 bicak darbesi yemislerse) katilin tanidiklari olduklari varsayiliyor. fakat bircok seri katil ornegi var ki daha 5 dakika once gordugu adamin gozlerini oyup, agzina sigara basmis, kolunu bacagini kirmis oldurmeden once.

    bunlarin cok zeki, planli programli olduklari da tamamen tv/sinemanin stereotiplendirmesi. hannibal lecter sendromu yanir. cogunlugunun zekasi normal ve isledikleri suclar da karmasik degil, ayni modus operandiyi tekrarlayip duruyorlar.

    ve ya zekasi yuzunden ya da hasbelkader basarili olmuslar da (uzun sure yakalanmadan bir suru insani oldurebilmis olanlari) eninde sonunda civiyip kontrolu kaybediyorlar. en unlusu ted bundy mesela. adam en sonunda tamamen impulsive bir hal alip onune geleni olduruyor, araba caliyor, hirsizlik yapiyor ve yakalaniyor. bu noktada artik seri katilden, spree killera donusuyor. yani bir cinayetten aldigi haz daha bitmeden, bir baskasina yoneliyor, arada soguma donemi yok.

    spree killerlar artik muhakeme kabiliyetlerini coktan yitirmis katil tipleri, yakalanip yakalanmayacaklarini bile dusunmuyorlar

    hic spree'ye bulasmadan, bastan sonra seri katil halinde kalip, hic planlamaya girismeyenler de var. bunu anlamanin bir yolu, kurbanin kim oldugunu ve cinayet seklini tespit etmek. eger kurban tanidik biriyse, zorla kacirma/alikoyma izlerine rastlanmiyorsa ve cinayet onceden getirilmis bir silahla degil de ortamda tesadufen bulunan bir aletle islenmisse, muhtemelen bu bir crime of passiondir yani o an gaza gelmis eleman. boyle cok seri katil var; versaceyi olduren eleman mesela onun oncesinde tamamen bu sekilde takiliyor.

    oyle cinayetten sonra sofistike "imza" atan fazla olmadigi gibi, gizli yakalanma istegi yuzunden ipuclari birakmak diye birsey de yok, yani sanmiyorum ki bir elin parmaklarini gecsin boyle ornekler. bu yine medyanin olayi dramatiklestirmesi, aslinda pek ozelligi olmayan birine zeki bir katil kilifi uydurup anlamsiz oldurme istegine derin manalar atfetmesinden kaynaklaniyor. halbuki en iyisi bile eninde sonunda yeterince ipucu birakiyor veya ozellikle abd gibi daginik bir yerde en sonunda binbir turlu polis departmani kayitlarini birlestirip harekete gecebiliyorlar. yahut demin dedigim gibi adam yavas yavas spree killera donustugunden hata yapmaya basliyor.

    ucuncu bir tur de mass murderer, toplu katil yani. bunlar hakikaten de kacamayacaklarini biliyorlar ve genelde yakalanamadan intihar ediyorlar (bkz: suicide by cop). farklari, tek seferde oldurmeleri (ucten fazla kisiyi). okullarda yasanan katliamlar gibi. veya cok daha ilginc bir ornek olarak, isler kotuye gidince onlara iyilik yaptigini dusunerek topyekun ailesini oldurenler ve gidip yeni bir kimlikle yeni bir aile kuranlar.

    seri katiller bunlarin aksine, bir suca yakalanacaklarini veya oleceklerini bile bile girismiyorlar. ya yakayi siyirmayi umuyorlar ya da bunlari dusunemeyecek kadar kendilerinden geciyorlar.

    yani yok oyle kevin spacey gibi sakin sakin konusup, kutulara kelleler koyan, grafitilerle sosyal mesajlar veren, kanit birakmadan adam olduren zeka kupu katiller.
  • bu tip bi olaya girmeyi düşünüp çok güzel planlar da yapılsa, nerelerde kimleri hangi sıraya dayanarak öldüreceğinizi, ne tip delilleri isteyerek , polisle oyun oynama baabında bırakacağınızı en ince ayrıntısına kadar düşünseniz bile bu ülkede yaşadığınızı farkettiğiniz anda soğuyosunuz seri katillikten...
    bi kere sizi seri cinayetler işleyen dahi bir psikopat katil olarak değil, bir meczup veya bir canavar olarak gören iğrenç bir medyamız var.
    adamlarda "geceyarısı katili","fildişi seri katili" gibi isimler verilirken bizde "hede yöresi sapığı","hödö yöresi canavarı" gibi isimler kullanıp soğutuyorlar insanı copy-cat olayından!!! adü medya
  • ülkemizde çıkmama sebebi 30 yaşına gelip de hala ailesiyle oturan kendine ait bir odası zar zor olan bu yüzden birey olsa da ailesinden gizli iş yapamayacağı bildiği için etkisiz eleman modunda takılan potansiyel katillik özelliği barındırsa da fiiliyata ve seriliğe dönüştüremeyen kişiler.
  • dahmer monster the jeffrey dahmer story dizisini izledikten sonra aklıma düştü. abd'de gündem olan seri katiller dışında dünyadaki diğer kan donduran katilleri, özellikle de sovyetler birliğinin seri katilleri üzerine de bir dizi yapılmalı.

    uzun yıllardır seri katiller üzerine bulduğum her kitabı okur, her belgesel, diziyi izlerim. abd, bu konuya eğilmiş, araştırmış, üzerine metodlar geliştirmiş ve daha önemlisi kültür hegemonyası ile bunu dünyanın her köşesine sinema üzerinden aktarabilmiş bir ülke. bu nedenle kafamızda en uç örneklerin abd'de olduğuna dair bir kanı var. en azından benim vardı. okumaya devam ettikçe öyle örneklerle karşılaştım ki fbi bu örnekleri incelese seri katil metodolojisini tekrar gözden geçirir.

    özellikle sovyetlerin yıkılmasıyla başlayan otorite boşluğu ve işlerin sallabaş yapılmasından ötürü nice katiller türedi. eski birliğin her köşesinden yamyamlar, kara büyü saplantılı ruh hastaları, manson'a rahmet okutacak manyakları araştırdıkça kanım dondu. bir çoğu dna araştırmalarının kolaylaşması ve itirafları sayesinde ortaya çıktı.

    hani, dahmer'in 14 yaşında çocuğu eve götürmesine izin veren polislere sinirleniyoruz ya. alexander spesivtsev, dahmer ile aşağı ile yukarı aynı zamanlarda toplam 82 cinayet işlediğinden şüphelenilen bir manyak. bu cinayetlerin 19 adedi kanıtlandı. çocuklar ve kadınlardan oluşan 19 kişiyi kendi dairesinde öldürmüş, annesi ise cesetleri yok etmekte kendisine yardımcı olmuş. yetmemiş kadın ve çocukları eve çekip oğlunun öldürmesi için çeşitli tuzaklar kurmuş. kadın, ruh hastası olduğu gerekçesiyle 15 yıl bir tımarhanede tedavi olduktan sonra serbest bırakılıyor. kendisi ömür boyu hapis cezası alıyor. cesetleri bazen parçalara ayırıp yakındaki nehre atıyorlar. bazen yakıp küllerini yine aynı nehre döküyorlar. tarihe ana-oğul seri katiller olarak geçiyorlar. 82 rakamı ise diğer 19 cinayetin gerçekleştiği bölgede kaybolan kişiler yüzünden. polisin kıç kadar mahallede 80'den fazla kişi kaybolduktan sonra harekete geçtiğini düşünün.

    mihail popkov eski bir polis. sistemin nasıl işlediğini bilen, izlerini silmeyi başarabildiği için uzunca süre cinayet işlemeye devam edebilmiş bir psikopat. kendi itiraflarından toplamda en az 84 cinayet işlediği biliniyor. kurban sayısının daha fazla olması da ihtimal. bu insanları özellikle yaşadığı irkutsk bölgesinde 20 yıla yayılan bir süreçte öldürüyor. pezevenk neredeyse her üç ayda bir kişi öldürmüş. kurbanların ortak noktaları; kısa boylu tıknaz ve genç kadınlar olmaları, hepsinde istisnasız ölüm öncesi veya sonrasında tecavüze uğramaları, sadece kesici delici aletlerle katledilmiş olmaları var. normalde 20 küsur cinayetten yargılanırken itiraflarıyla 84 rakamına ulaşılıyor. bu bölgelerdeki cinayetlerin kolayca çözülememesinin en büyük sebebi bir çoğunun geniş düzlüklerde işlenmesinden ve kışın sert geçmesinden kaynaklanıyor. ormana bırakılan bir çok ceset vahşi hayvanlar tarafından parçalanıyor ya da kar altında aylarca bulunamıyorlar.

    kanibalizm örnekleri ise çok çeşitli. örneğin kazakistan'ın almaty şehrinde bir araya gelen üç katilin topluca yamyam olmaları daha önce görülmemiş bir örnek. eski bir polis, psikoloji merkezinde çalışan erkek bir hemşire ve taksicilikle uğraşan başka bir ruh hastası. başka ülkelerden kaçak yollarla gelip seks işçiliği yapan kadınları hedef alıyorlar. kendilerine ait ritüelleri olduğu ortaya çıkıyor. kadınları taksici alıp eve getiriyor, yenilip içildikten sonra sarhoş edilen kurbanlar genişçe bir küvette boğazlanıyor. sonrasında etleri yiyecekleri ve satacakları olarak ikiye ayırıyorlar. evet yanlış duymadınız. etlerin bir kısmını börek gibi ürünlerin içine koyup pazarda satıyorlar.

    kalan etlerin bir kısmını kendileri yiyor. kalan örnekleri ise tımarhanede çalışan hemşire krematoryum da yakıyor. bazı kadınların kafataslarından ve diğer kemiklerinden kendilerine hediyelik eşyalar yapıyorlar. bazılarını da kara büyü gibi saçmalıklarla uğraşan başka ruh hastalarına satıyorlar. yakalanmalarına ise bu ritüel sapkınlığı sebep oluyor. kurbanlardan birisinin bileği kesiliyor ve herkes sarhoşken kan kaybından kendi kendine ölüyor. kanını kendileri akıtmadıkları için mındardır diyerek yemiyorlar. cesedi parçaladıktan sonra önceki vakalardaki gibi yakmak yerine şehirdeki farklı çöp kutularına attıkları için yakalanıyorlar.

    bir diğer vaka çeşidi kolay av olarak görülen insanların öldürülmesi. örneğin alexander pichushkin'in, 90'lı yılların sonu 2000'li yılların başında toplam 49 kanıtlanmış cinayeti var. özellikle yaşlı veya çocukları, engellileri ve zihinsel bozuklukları olan insanları öldürdü. bir çoğunu ormana gömdü. şizopatik tanısıyla tımarhaneye kapatıldı. valery kopytov ise evsiz katil olarak anılıyor. kendi yaşadığı köprü altında ve çevresinde yine kendisi gibi evsiz 19 kişiyi öldürmekten hüküm giydi.

    2007 civarında ukrayna'da benzer bir vaka daha var. sözlükte de bolca tartışılmıştı. dnepropetrovsk manyakları olarak adlandırılan üç genç. şehir kenarında yaşayan evsizleri çeşitli şekilde öldürmeleriyle tanınıyorlar. alkol veya sigara teklif ederek yanlarına çektikleri bu insanları üçlü birlikte katlediyorlar. cinayetleri kendi elleriyle videoya almaları da cabası. toplam 27 vakadan 21'i ıspatlandı.

    sergey ryakhovsky ve rusya'nın ilk kadın seri katili olan irina haydamachuk'un ortak noktası yaşlı kadınlar. haydamachuk, yaşlı kadınların evine hemşire olarak girip zehirli iğneyle öldürdükten sonra soygun yapmasıyla tanınıyor. ıspatlanabilen 17 cinayeti var. onun çocuk doktoru lakaplı maksim petrov dan etkilendiği düşünülüyor. petrov, sahte doktor olarak aynı yöntemle 50 soygun gerçekleştiriyor. kurbanlarının 12'si ölüyor. sergey ryakhovsky ise iki sene içerisinde çoğu yaşlı kadınlardan oluşan 19 kişi katletti.

    andrey chikatilo, 1978-1990 yılları arasında toplam 65 cinayet işledi. bunun 53 adedi ıspatlandı. yıllarca öğretmenlik yaptı. ilk cinayetinden önce küçük kız çocuklarını taciz ettiği için birden çok kez cezaya çarptırıldı fakat önlem alınmadı. ilk cinayeti 9 yaşında bir kızdı. bu suçu başka birisine yıktı ve suçlanan kişi önce hapis sonra ölüm cezasına çarptırılarak infaz edildi.

    çocuk kurbanlarını bıçakla yaraladıktan sonra tecavüz etmeye çalışıyor, erekte olamazsa boğarak öldürürken boşalıyordu. bıçağını sünük penisi yerine koyarak haz alıyordu. kurbanların cesetleriyle oynamak, meme uçlarını ve testislerini dişleyerek kopararak yutmak. iç organları çıkarmak, gözleri oymak, ağız ve burunlarına çamur doldurmak gibi adetleri vardı. buradaki saçmalık bu psikopatın bütün cinayetlerin başladığı ve yoğunlaştığı o ufak bölgede ancak 22 sene sonra yakalanabilmesidir.

    vakanın tek hayırlı sonucu polisin bu katili ararken konuyla alakasız yüzlerce vakayı çözmesi olmuş. soruşturma sonucunda doksan beş cinayet, 140 ağırlaştırılmış saldırı ve 245 tecavüz dahil olmak üzere 1000'den fazla alakasız suç çözülmüş. chikatilo, kurbanlarının organlarını çıkardığı için satanist grup, kurbanlarının yaşı genç olduğu için pedofili tedavisi gören alakasız konuları araştırmışlar.

    bu salaklıkla adamın onlarca cinayet işlemesine yol açıyorlar. öyle rahat hareket ediyor ki, kurbanları acemice saklamaktan vazgeçip görünecek şekilde ağaçlara asmaya başlıyor. yeri geliyor aynı anda iki cinayet işliyor. gece parkta gezen kadınlar, okuldan dönen çocuklar, trende tanıştığı genç öğrenciler derken soruşturmanın başladığı 1983-1990 yılları arasında 60 kişiyi daha öldürüyor.

    işin daha da saçma tarafı, herifi otogarda bir kadını ormana gitmeye ikna etmeye çalışırken yakalıyorlar. üzerinden kasap bıçağı, yedek elbise, ip ve kavanoz çıkıyor. buna rağmen cinayet şüphelisi olarak kabul edilmiyor. iş yerinde hırsızlık yapmaktan bir yıl hüküm giyiyor ve komünist partiden ihraç ediliyor. üç ay sonra çıkıp cinayetlerine kaldığı yerden devam ediyor. polisin aptal olduğuna o kadar inanıyor ki, daha önceki cinayet mahalinde yeni cinayetler işlemeye başlıyor.

    yakalanması yıllar sonra artık gemi azıya aldıktan sonra gerçekleşiyor. senede üç kişi öldürmekten ayda üç kişi öldürmeye evrilen bir grafiği var. arada kendisinden şüphelenen bir polis ve iki müfettişi öldürmüş. cesetleri bulunabilen 36 vaka üstüne kendisi 20 vakayı daha itiraf ediyor. yetmiyor unuttuğu bazı vakalar da dosyaya ekleniyor. bu vaka sscb için bir utanç vakasıdır. üç kere tutuklanıp üç kere serbest bırakılmış, kan ve tükürük testleri yanlış yapılmış, itirafları sayesinde hiç alaka kurulamayan vakalar çözülmüştü. adam neredeyse bütün sscb'i gezerek her şehirde bir insan öldürmüş.

    daha bunun gibi bir sürü detaylı ve korkunç vaka var. bir ara onları da derlerim. mesela yıllarca kaçmayı başarmış, gittiği her yerde cinayet işlemiş, polis ve devletle oyuncak gibi oynamış, kurbanlarının organlarını çiğ yemekten haz alan nikolai dzhumagaliev kendi başına bir dizi konusu.

    --- edit ---

    ameliyi izledin mi hatırlattı. bu listede anatoly onoprienko olmazsa olmaz.

    ukrayna canavarı veya terminator olarak anıldı. 1989-1996 aralığında toplam 52 kişiyi öldürüldüğü düşünülüyor. onun kafası biraz daha charles manson tarzıydı. soygun yapmak için girdiği ev veya durduğu arabalarda kim varsa hepsini silahla öldürüyordu. cesetlere zarar vermek gibi bir sıkıntısı yoktu. çok nadir baltayla saldırdığı kişileri parçalamıştı. genelde para için girdiği evlerde şizofrenik bir vaka olarak sesler duyduğunu o yüzden öldürdüğünü iddia ediyordu. sakin bölgelerde bir ev seçiyor ve bir şekilde eve girdikten sonra sırayla herkesi öldürmekten haz alıyordu. önce başına bela olabilecek evin erkeğini öldürüyor daha sonra kadınlar ve çocuklara geçiyordu. daha sonra genellikle kanıtları örtmek için binaları ateşe verirdi. ayrıca, yolunu kestiği araçların çevresinde gezinen herhangi bir potansiyel tanık varsa onları da öldürüyordu.

    onun kafa yapısı daha çok yukarıda bahsettiğim otorite boşluğunda kana susamışlığını dindirmekti. vakaların büyük kısmına soygun amaçlı başladığı fakat sonra içindeki dürtüyü durduramadığı biliniyor. yakalandığında elinde namlusu kesilmiş bir toz-34 av tüfeği, birkaç cinayette kullanılanlarla eşleşen bir dizi başka silah vardı. silahlarını sakladığı barakada toplam 122 parça farklı silah yapılabilecek kadar silah parçası topladığı keşfedildi.

    mart 1996'da, ukrayna güvenlik servisi (sbu) ve savcılık ofisi uzmanları, birkaç vahşi cinayetin şüphelisi olarak 26 yaşındaki yury mozola'yı gözaltına aldı. üç gün boyunca, altı sbu üyesi ve bir cumhuriyet savcılığı temsilcisi mozola'ya işkence yaptı. mozola suçları itiraf etmeyi reddetti ve işkence sırasında öldü. ölümünden sorumlu yedi kişi hapis cezasına çarptırıldı. on yedi gün sonra, gerçek katil onoprienko, ilk cinayetinden yedi yıl sonra, büyük bir insan avının ardından bulundu. bu, akrabalarından birinin yanına taşındıktan ve silah deposunun keşfedilmesinden sonra oldu. onoprienko evi terk etmek zorunda kaldı çok geçmeden yakayı ele verdi.

    onoprienko, idam cezasına çarptırılmadı. 27 ağustos 2013'te zhytomyr hapishanesinde 54 yaşında kalp krizinden öldü.

    --- edit ---
  • bir katil bir insanı öldürür, araştırılır ve ortaya bir sebep çıkar. ne bileyim araları bozuktur, bir tartışma çıkmıştır, alkollüdür, kız meselesidir vs vs. ama ortada bir seri katil varsa işin ciddi psikolojik sebepleri vardır. okuduğum seri katiller isimli kitaptan gerçek bir olayı hatırladığım kadarıyla anlatacağım:

    bir adam genç bir delikanlıyla tanışıyor. iyi giyimli adam ona iş vaadinde bulunuyor. o zamanlar iş sıkıntısı çeken genç hemen kabul ediyor. delikanlının güvenini kazanan adam delikanlının davetiyle onun evine konuk oluyor. ailesi tarafından da çok sevilen adam 3-5 defa daha eve ziyarete geliyor. gelirken çeşitli hediyelerle gelen adam bir gün evin küçük kızı, delikanlının kardeşine "ailen izin verirse bugün benimle gel, kızımın doğum günü. pasta, dondurma, oyuncaklar var" diyor. aileden izin alıp küçük kız çocuğu, erkek çocuğu ile evine doğru yola çıkıyor. daha sonra çocuklarından haber alamayan aile polise haber veriyor. polis çocukları her yerde arıyor ama bulamıyor. sonra eve bir mektup geliyor. mektup çocukları en son evden götüren adamdan geliyor. adam mektupta özetle şunları yazıyor:

    "merhabalar. kızınızı ve oğlunuzu ben kaçırdım. ikisini de öldürdüm, ama sizi temin ederim ikisinin de saflığına dokunmadım. kesinlikle tecavüz etmedim. her şey yıllar önce başladı. bir gemide görevliydik arkadaşımla o yıllar. gemiyle birlikte çin e gittik. daha sonra orda mahsur kaldık. o sıralar çin de açlık, kıtlık vardır. küçük çocukların vücutlarından parçalar ortalık yerde satılıyordu. biz de açlıktan orda bu gibi şeyler yemeye başladık. çok zor koşullarda hayatta kalma savaşı verdik. daha sonra bir yolunu bulup ordan kurtulduğumuzda insan etinin tadını özler olduk. size tuhaf gelebilir ama hiçbir yerde o açlığı gideremedik. daha sonra buraya geldiğimde tekrar insan etinin tadına bakmayı istedim. öncelikli hedefim oğlunuzdu. ancak küçük çocukları gördükten sonra fikrimi değiştirdim. ikisini alıp ormandaki evime götürdüm. evde kimse olmadığını anladıklarında biraz korktular. kısa sürede etkisiz hale getirip bayılttım. oğlunuzun daha büyük bir kıçı yani daha çok eti vardı. o yüzden yemeye ondan başladım. parçalara ayırıp fırında pişirdim. ikisini birlikte yemem 6 günümü aldı (günden tam emin değilim). tekrar etmek isterim ki ikisi de gayet acısız bir şekilde ve en son andaki saflıklarıyla öldüler."

    insan böylesine dehşet verici bir olayın gerçekten yaşandığına inanamıyor. ancak ben bu katilin ismini youtube a yazdığımda adamın duruşma görüntüleri bile çıktı. ve daha sonra gerçekten böyle bir şeyin yaşandığını öğrendim. görüldüğü gibi, sadece bir insanın bir insanı öldürmesi değil olay. aynı zamanda bir insan vicdanının, akli melekelerinin ne kadar kendisinden uzaklaşabileceği ve bunun ne denli kötü sonuçlar doğurabileceğini görebiliyoruz.

    (bkz: allah korusun)

    edit: gary ridgway uyardı, albert fish miş adamın adı. ve sadece kızı kaçırmış.
  • insanın gta oynarken bile yapamayacağı ölüm ritüellerini gerçek hayatta yapan vasat psikopatlara verilen genel isim. basının bu altına sıçma, annesinin rujunu kullanma gibi huyları olan adamları karizmatik gösterme çabası ise çözemediğim kadar ilginç bir nokta.
hesabın var mı? giriş yap