• 1969 yılında, ilk oynanışında, bizim tiyatro'nun şöyle bir davetiye gönderdiği muhteşem oyun.

    .

    hüdavendigâr [bursa] valisi
    ahmet vefik paşa
    hazretlerinin himaye-i âliyelerinde

    tomas fasulyeciyan
    efendinin riyâsetinde

    teşrinisâni cuma [11 ekim] gecesi saat 21.30'da
    teşvikiye emlak caddesi 59 nu-
    marada lam cim cim [lcc] salonun-
    da vereceğimiz

    kıskanç herif

    yahut
    jorj danden

    ve yahut
    sersem kocanın kıskanç karısı

    nam üç fasıllık
    facia, komedya ve tuluat

    temsilimize huzurunuzla teşrif ver-
    menizi istirham ederiz.

    müdüriyet

    bizim tiyatro

    .

    1. köşeli parantezler fakîrindir.

    2. grafik tasarım san grafik idi. (hey gidi san grafik hey... erkal yavi ve arkadaşları.)
  • bu yılki dt programında olduğunu öğrenince inanılmaz sevindiğim; yönetmeninin semih sergen olduğunu öğrenmemle katbekat üzüldüğüm, üstüne üstlük başrolde de onun olduğunu öğrenmemle kederden artık yerlere yattığım güzide haldun taner oyunu...
    bu yürek talan, bu yürek yangın yeri ama gidelim bakalım bi napalım..
  • alkış ve ara dahil 1 saat 40 dakika süren istanbul devlet tiyatrosu oyunu. aynı zamanda bu sene sezonu açtığım oyun oldu.

    ilk perdede osmanlıcanın ve ermeni ağzının yoğun kullanımından dolayı söylenilenlerin çoğu anlaşılmıyor bu sebeple de oyun içine çekemiyor. oyunun seneler öncesinde sahnelenen hali için yapılan yorumlarda da ilk perdenin sıkıcı olduğuna değinilmiş hep. seneler geçse de hala daha sıkıcı bulunması, metinden kaynaklı olabilir. ikinci perdede, oyun içinde oyunun "daha bizden" bir formatta sahnelenmesiyle oyun hareketleniyor ve yavaştan içine çekmeye başlıyor ama yine de ortalamanın üstüne çıkan bir oyun olmuyor. yabancı oyunları olduğu gibi alıp taklit etmeden kendi yapımıza göre uyarladığımızda, oyuna yorumumuzu kattığımızda eserin seyirciye daha iyi aktarıldığını vurgulamak için oyunun ilk perdesinde böyle bir sıkıcı ve bayağı bir anlatım tercih edilmiş de olabilir.

    oyuncular arasında en beğendiğim isim şamil kafkas oldu. şamil kafkas, başarıyla canlandırdığı karaktere çok da güzel uymuş. diğer beğendiğim isimler de ali fuat çimen ve ahmet vefik paşa'yı canlandıran orkun gülşen. ahmet vefik paşa'nın yer aldığı sahneler, oyunu daha bir izlenir kılıyordu. saydam yeniay'ın ermeni ağzıyla söylediklerinin çoğunu anlayamadım. ahmet vefik paşa'ya karşı çıkan devlet memurunu canlandıran ferdi atuner kısa rolü olmasından kaynaklı sanırım, selamlamaya çıkmadı. her ne olursa olsun, selamlamaya çıkmamayı pek doğru bulmuyorum şahsen.

    ahmet vefik paşa ve fasulyaciyan'ın sahneye taşındığı bir başka oyun olan paşa paşa tiyatro yahut ahmet vefik paşa çok çok çok daha başarılı bir oyun, bu oynun yanında. bu sene henüz daha gösterimde olmayan "paşa paşa tiyatro yahut ahmet vefik paşa" oyunu, gösterime girerse öncelikli tercihiniz o oyun olmalı.

    yine de; oyunun sonundaki şu replik için bile izlenilebilecek bir oyun.

    http://alkislarlayasiyorum.com/…or-dedigin-nedir-ki
  • haldun taner'in ölümsüz eserlerinden biri.

    "kıskanç herif", "yorgaki dandini" ve "sersem kocanın kurnaz karısı" adlı 3 perdeden oluşan oyunda tomas fasulyeciyan kumpanyası vasıtasıyla tiyatro tarihimizden sayfalar, resimler sunulur. ahmet vefik paşa'ya da hak ettiği yer verilmiştir.

    ilk defa 11 ekim 1969'da haldun taner, çetin ipekkaya ve münir özkul'un kurduğu bizim tiyatro tarafından istanbul'da sahneye konulmuş. (münir özkul, suna selen, çetin ipekkaya, sevil üstekin gibi o dönem isimlerini yeni duyurmaya başlayan oyuncular rol almış)

    yıllar önce trt'de dizi halinde gösterilmişti, münir özkul başroldeydi gene. savaş dinçel'in başrolü üstlendiği bu tiyatro klasiği yeni sezonda istanbul büyükşehir belediyesi şehir tiyatroları ile sahnelere geri dönecek.

    fasulyeciyan : - ne doğru söylor bu şarkı. sadece aşkın değil, teatronun da zevki bir an sürer, mihneti ve cefası ise bir ömre yayılor...
  • kendimi tiyatro salonundan atmamak için zor tuttuğum, 2 saatimi harcayan oyun.

    haldun taner'in yazdığı oyun metnini okumadım ancak ben kötü oyun metninin bile iyi reji ile adam edileceğine inanıyorum çünkü "uyarlama" denen bir yöntem var. ancak sanırım bu oyun için tam tersi durum söz konusu. iyi metin, kötü rejinin kurbanı olabiliyor.
    yönetmen aynı zamanda başrolde oynamalı mı oynamamalı mı tartışmasında oynamamasi gerektiğini çok güzel ortaya koyuyor.

    oyunda verilmek istenen 2-3 cümlelik mesajı alt alta yazıp devlet tiyatrosu kitapcıklarına bassalar da ancak bu kadar etkisi olurdu her halde.
    kimseye, hele ki tiyatroya ilk kez gideceklere hiç önermem.

    bu oyun, devlet tiyatrosunda bu sezon izlediğim 5. oyun oldu (diğerleri kantocu, haydi karına koş, sırça kümes ve figaro); hepsinin toplamı 2 sezondur sahnelenen bir genç osman etmez. o da az kalsın "first daugter" beğenmedi diye güme gidiyordu.
  • "artik kendimiz yoğuz, seyircilerimiz de kalmadı. ama repliklerimiz, fısıldaşır dururlar sabaha kadar.
    gün ağarır, temizliyiciler gelir, replikler yerlerine kaçışır. perde"

    sozleri ile biter son tirad ve oyun...

    ve her defasinda, her okunusta aglanir bu kitap, bu eser. cunku ne zaman bu kitabi okusaniz, gozunuzun onune vakti zamaninda ibis karakterini oynayan munir ozkulun gelip bu oyunu yorumlayan ablanizin arkadaslarini ayakta alkislayisi akliniza gelir.

    haldun taner saygiyla anilir,
    munir ozkula a da uzun omurler dilenir.

    ek not : satenik in soyledigi harika parca "piacer d amor" dur ve bestecisi de jean paul martini dir.
  • ilk perdesini ikinci perdesinden daha cok severim, diger insanlarin aksine.. kitabi zamaninda o kadar cok okumusum ki, ilk perdedeki o yabanci kelimeler bile her gun duydugum kelimeler gibi cinlar durur kulagimda.

    iküde izledim devlet tiyatrolari ekibinden bu hafta.

    bu oyunu ilk izledigimde bir üniversite grubu oynamisti. ki universite grubu diye gecmeyin, munir ozkul gelip izleyip cok begenmisti. ki kendisinin fasulyeciyan i en iyi oynayanlardan biri oldugunu hatirlatmaya gerek yok sanirim. kendisini canli olarak gordugum ilk ve tek yerdi, allah uzun ömür versin.

    daha sonra pek cok ekipten izleme sansim oldu. kiminde fasulyeciyan olmamisti, kiminde bu hafta oldugu gibi satenik'in sarkisi ve sesi etkilemiyordu, kimisinde ise reji cok kotuydu.
    ama sonuc ne olursa olsun, kimden izlerseniz izleyin, farkli bir etkisi var bu oyunun insanin ustunde.
    kimbilir, belki de gercekten kelimeler perdelere sinmistir de, biz oyunu izlerken ve salondan cikarken de bizi sarmaya ve etkilemeye devam ediyorlardir.

    fasulyeciyan "öyle dedi paşamız ve o geceden altı ay sonra da sizlere ömür vefat oldu... artık ne o sevroş süflor var, ne uyanık ahmet fehim, ne hazır-cevap küçük ismail... hepsine tanrı rahmet eylesin...
    dalgacı holaz... şık ve zarif hıranuş... virginia sakakiyan... satenik.... ve ben kulunuz tomas fasulyeciyan da dünya değiştirdik... bizlerin de toprağımız bol olsun..." dediğinde hep icim urperir.

    ve ben yine bir firsatini bulup onlari tekrar yasatmaya giderim baska bir sersem kocanin kurnaz karisi rejisine..
  • zaten aktör dediğin nedir ki...
    oynarken varızdır, yokolunca da sesimiz bu kubbede hoş seda olarak kalır.
    bir zaman sonra da unutulur gider.
  • ankara devlet tiyatrolarında dün prömiyeri yapılan oyun. başrolde oynayan semih sergen aynı zamanda oyunun yönetmenliğini de yapıyor.
  • okuması da izlemesi de zor ama bir o kadar önemli bir oyun.

    2 açıdan çok önemli. birincisi fasulyeciyan, ahmet vefik paşa gibi osmanlı döneminin önemli tiyatro figürlerinin hayatlarına ışık tutuyor. 150 küsür yıl önce geçen provaların, günümüze ne kadar benzediği, oyuncuların benzer sevinçler heyecanlar peşinde olduğunu gösteriyor.

    ikinci önemli yanı haldun taner, ironisini yine alttan altta konuşturup bugün dahi güncelliğini koruyan mesajları gediğine oturtuyor.

    ama zor oyun. zor çünkü moliere'in goerge dandin izlememiş okumamış birisi için oyunun anlaşılması gerçekten zor. sersem kocanın kurnaz karısı muhakkak izlenmeli ya da okunmalı ancak öncesinde mutlaka moliere'in george dandin'i okuyun. yoksa çok eksik kalır haldun tanerin eseri gözünüzde.

    bu da bir noktada yetmeyebilir, fasulyeciyan ve ahmet vefik'in hatta oyunda ismen adı geçen güllü agop gibi isimlerin, gedikpaşa tiyatrosunun hikayelerini bilmek de gerekebilir.
hesabın var mı? giriş yap