• 1957 istanbul dogumlu istanbul devlet guzel sanatlar akademisi resim bolumu mezunu sanatçı. kendisi su sıralar hareketli heykelleri ile bilinir. dogum gunu pastalarinin ustundeki kagıt ciceklerden esinli hareketli heykelleri vardır. ondan once de oluklu mukavvadan isler uretmistir.
  • mekanik-sanat harmanı eserler ortaya koyan ve hareketli heykellerindeki döngüye sonsuza kadar bakmak isteği uyandıran teknolojik donanımlı sanatçı.
    eserlerini ben anlatmayayım, siz kendiniz bakın .
  • eyes 3 adlı eserine hayran olduğum sanatçıdır.

    https://www.instagram.com/…aken-by=server_demirtas_
  • çok geç keşfettiğim bir başka muhteşemlik.

    desiring machines diye sergi yapmış!

    makine /insan, hareket/ yumuşaklık , durağanlık gibi konseptleri ve onların ilişkilerini araştıran efsane işleri var.

    not: sözlükçüler, böyle gözden kaçmış olabilecek artistleri üzerime atın pliz.
  • server demirtaş'ı catwalk isimli eseriyle tanıdım, bu eser beni gerçekten sarstı. çocukluğundan itibaren biraz asosyal tarafının olduğunu söylüyor, böylece gözlemleme yetisini geliştirmiş. sonra öğrendim ki catwalk'ta server demirtaş bir göç olgusunu ele alıyor ve dünyada evsiz ve göçe zorlanan insan sayısının seksen milyon olduğunu, türkiye'de de bunun dört milyon olduğunu ifade ediyor. işte bu yapıt, bunu dinamik ve sarsıcı biçimde insanlığa işaret ediyor; işte idea! idea bir takım nesneler üzerinde bir form halini alarak mimetik obje sanatsal duyarlılıkla birlikte ortaya çıkıyor, hem de muazzam estetik bir formda! ya, sanatın bütün bir kavramsal tanımının karşılığı işte! daha sonra diğer eserlerine de baktığımda görüyorum ki tastamam aynı sanatsal tepkeyle meydana gelmişler. bir fotoğraf görmüş, küba'da çekilmiş muhtemelen, fısıldaşarak konuşan iki insan, tutmuş bunu hareketli bir heykel haline getirmiş; ikinci dünya savaşından sonra kuyruklarda bekleşen insanların durumundan etkilenmiş, ortaya inanılmaz güzellikteki "scuffle" çıkmış... ve diğerleri.

    onun sanatçılığını ve sanatını (en azından kendi kendime) tanımlamak adına ben bir sükse beklemeyeceğim. giorgione'nin yaşlı kadın tablosu toplumda ne kadar karşılığını bulmuşsa ve anlaşılmışsa, server demirtaş'ın da catwalk'u benim dimağımda en az o nebze değerlidir ve karşılığını bulmuştur. lorenzo bernini'nin apollo ve defne'sinden ne derecede sanatsal haz alıyorsam scuffle'la da en az o derecede estetik ve sanatsal etkileşimde bulunuyorum, bernini neyse, dostoyevksi neyse, server demirtaş da benim için odur. bu, bu kadar.
  • gerçekten çok etkiliyici çok
    itiş kakış

    heykellerini gözlerimle görmek için sabırsızlanıyorum.
  • ilk itiş kakış için bakınız

    ayrıca at'ı da gözden kaçırmayın derim.
  • contemporaryart istanbul galerisinde 15 eylül pazar günü saat 20.00’a kadar “canım sıkılıyor” isimli eserini görebileceğiniz sanatçı. bugün eserini incelerken kendisiyle tanışma fırsatı buldum ve naifliğine hayran kaldım. server bey eserinin başında röportaj verirken; sadece fotoğraf çekmek ve çekilmek için galeriyi gezen kitlenin içerisindeki bir hanımefendi kendisine “çekilseniz de eseri çeksek” dediğinde “ben server demirtaş’ım tanıştırayım” demek yerine gayet kibar bir şekilde özür dileyerek kenara çekildi. ayrıca sanata nasıl başladığı sorulduğunda “tanrı bana bir bilgi göndermedi, önce küçük heykeller yaptım sonra bir at heykeli yaptım sonra aaa dedim ben bir şeyler yapabiliyorum derken öğrene öğrene böyle eserler çıktı, benim sizden bir farkım yok ” demiştir.
  • ilk bakışta yazılımla çalıştığını düşündüğünüz fakat daha sonra tamamen mekanik olduğunu öğrendiğiniz estetik, duygu veya sanattan ne beklerseniz veren çalışmaların sahibidir. leonardo da vinci’den esinlenerek günümüz malzemelerini hakkıyla işler, teknolojisini kullanır.
hesabın var mı? giriş yap