• boğaziçi üniversitesi türk dili ve edebiyatı bölümü'nün tübitak destekli bir proje sonucunda oluşturduğu veritabanının bir arayüzle okuyucuyla buluştuğu internet sitesidir.

    derginin tevfik fikret'in başına geçtiği 1896 tarihli 256. sayısından, derginin kapatılmasına neden olan hüseyin cahit yalçın'ın fransızcadan çevirdiği "edebiyat ve hukuk" makalesinin bulunduğu 1901 tarihli 553. sayısına dek tüm nüshaları bu veri tabanında yer alıyor. üstelik sadece osmanlı türkçesinin görüntüsü olarak değil, günümüz yazısına çevrilmiş ve yazı yazı türüne göre kategorize edilmiş olarak.

    burada daha fazla laf kalabalığı yapmadan anlatılmaz yaşanır diyorum.

    hem derginin hem de matbu osmanlı türkçesi külliyatının diğer bölümleri için de benzer çalışmaların çoğalması dileğiyle.

    not: üniversitenin kurucu rektörünün adını taşıyan aptullah kuran kütüphanesi'nin adı sitede göze batacak şekilde hatalı yazılmış. nazarlığı olsun diyelim.
  • hazine..!
  • günümüzle bazı benzerliklerini yakaladığım dönemin dergisi.

    yazarların çoğunluğunda osmanlı hükümetine karşı bir duruş, duruştan öte bir nefret söz konusu. eleştiriler gırla. tevfik fikret ittihat ve terakkicileri ağır eleştiren han-ı yağma'yı kaleme almış, ıı.abdülhamit'e suikast düzenleyen ermeniyi öven bir şiir bile yazmış (bkz: bir lahza-i teahhur), hüseyin cahit yalçın fransız ihtilali'ni övdüğü için dergi kapatılmış (bkz: edebiyat ve hukuk). baktığın zaman osmanlı gücünü kaybettikçe baskıyı arttırıyor, baskılar umutsuzluğa ve ideolojik savrulmalara yol açıyor.

    din konusunda yine çarpık batılılaşmanın ve siyasi baskıların birlikte yol açtığı bir deizm akımı, dinle ilgili tenkit tutumu, dünyaya materyalist gözlüklerle bakma eğilimi tevfik fikret'te, eser miktarda cenap şahabettin gibi bu dönemin sanatçılarının eserlerinde görülüyor. eleştirdikleri siyasetin dini bir arka planı olması ile dinin kendisini ayrı tutamayan, ikisini tek bir şeyden ibaret algılayan, hakikati ıskalayan sanatçılar bu dönemde de var. (bkz: tarih-i kadim)

    sonra anlam veremediğim bir yeni zelanda hayalperestliği var. osmanlı'dan kurtulmak isteyen servetifunun sanatçıları adeta türkiye'den siktir olup gitmek eyleminin geçmiş zaman yolcuları gibiler. hayır yani nerde gördün yeni zelanda'yı, haritada bile zor buluyorsun, o zaman için itin öldüğü yer. bugünkü kuşakların kollarını sevgi ve şefkatle açmış bekleyen batıya huruç eyleme sevdası ve rüyası o dönemde ne hikmetse yeni zelanda üzerine yoğunlaşmış. tevfik fikret'in yeşil yurt şiiri, hüseyin cahit yalçın'ın hayat-ı muhayyel hikayesi bunlara örnek teşkil ediyor.
hesabın var mı? giriş yap