• dinleyerek, gozlemleyerek ogrenen, her lafin icine atlamadan, sessiz sessiz, alttan alttan her bir halti takip eden bir kesimdir. millet, bu kesimi nane yerine koyar, koyun surusu beller; lakin her seyin farkinda olan, cin insanlardan olusan bir kesimdir esasinda sessiz cogunluk. zamani geldiginde de o sessizligi oyle bir bozarlar ki deprem etkisi yapar cevrede.
  • bir vesileyle biraraya gelmi$ bulunan dilsizler topluluğu.
  • genellikle birçok sosyal olgu, olay ve gelişmeye susarak kayıtsız kalmayı yeğleyen toplumun büyük alt kümesi.

    "sessiz çoğunluk" terimini ilk kez, vietnam'a ilişkin yürütülen hükümet politikalarını gizliden destekleyen ancak çoğunlukta olmakla birlikte seslerini azınlıktaki protestocular kadar çıkarmadığını düşündüğü amerikalıları tanımlamak üzere "silent majority" şeklinde abd devlet başkanı richard nixon kullanmıştır.

    çıkış noktasından da anlaşılabileceği üzere terim, kullandığı kişinin politik tercihlerine göre birçok noktaya çekilebilir. öyle ki nixon'un ağzında savaş yanlılarını, bir solcunun ağzında kapitalist sistemin uyutulmuş sürülerini, hatta bir zamanlar billy shears'ın dediği gibi mesut yılmaz'ın ağzındaki bir seçim sloganı olarak, gizliden anap'ı desteklediği öne sürülen ve halihazırdaki hükümet politikalarına muhalif seçmen kitlesini temsil etmek amacıyla kullanılmıştır.

    aslında her politik söyleme ilişkin sessiz bir çoğunluk olabileceği düşünülürse terimin siyaset-üstü bir anlam içerdiği anlaşılabilir.

    bu açıdan bakıldığında terim aslında çoğunluğun düşüncesinin geçerli olduğu (!) demokratik toplum düzenine bir atıftır.

    diğer yandan, sessizlik vurgusu ise insanların akıllarına gelen her şeyi fütursuzca söyledikleri bir çağda aslında gerçekten konuşmadıklarına da işaret etmektedir.

    bir sessiz çoğunluk olarak seçimlerde boş oy veren insanlar düşünüldüğünde, bu kişiler ister bir burjuva demokrasisinin seçmeni ortaya sunduğu birkaç adaydan birini seçmeye zorlayan kavramsal yanılsamasına tepki gösterdiklerinden ötürü olsun, ister sistemce apolitize edilmiş oldukları için olsun, ister geçmiş yönetimlere tepki göstermek için olsun, sessizliğe mahkum bırakılmış kitleleri ima eden içeriği nedeniyle aslında sessizleştirilmiş büyük insan yığınlarını ifade eder.

    bir başka bakış açısı da madem sessiz çoğunluk var öyleyse sesli bir azınlık var önermesidir. bugün türkiye'de seçimle işbaşına gelen hemen hemen tüm yöneticilerin yandaşlarına arka çıktıkları düşünüldüğünde işte bu seslerini yükselten azınlık çoğunlukla seçimden çıkarı olan bu kişilerdir diye düşünmek mümkündür.

    tüm bu farklı bakış açılarına genel bir bakış, kavramın ne kadar çetrefilli bir yapıya sahip olduğunun göstergesi, sessiz çoğunluk gibi basit demokratik bir söylemin bile ne kadar zor açıklanabilir bir yapıya sahip olduğudur.

    işte demokrasi böylesine karışık bir şeydir.
  • afedersiniz bir boka yaramayan çoğunluktur.

    herkesin kafasını önüne eğip yaşadığı bir toplumda enseleri ortaya çıkarıp "vur ensesine al lokmasını" deyimini türk diline kazıyan, deyimler sözlüğüne sokan ve ense tokatçılarının iştahını kabartan çoğunluktur.sessiz ve derinden azınlığın oyuncağıdır herkesin kendine göre bir yol tutturup kendi kurallarını koyup oynadığı ortamı doğuran çoğunluktur.hayatinda iki koyun gutmemis adamlar diye cümleler sarfedilmesinin sebebi çoğunluktur.
    çoban bir kişi koyunlar sessiz çoğunluktur.
    seçimleri "çobanlar çekilsin çobmayanlara yer açsınlar" kepazeliğine çeviren gaza gelmeleri için küfür yemeleri gereken çoğunluktur.
  • bu kişiler, bir partinin türkiye'deki il belediyelerin yarısından fazlasını kazanmasına rağmen ilk 3'e bile girememiş imajının oluşmasına sebeptir. bu çoğunluk hep sessiz kaldıkça ezilecektir. bu kişilere eğitimsiz denecektir. yetmeyecek koyun sürüsü denecektir. profesör olsa dahi cahil v.s. sahil kıyaslaması yapılacaktır. çünkü sessizdir.
    unutulmamalıdır ki bu kitle sessizdir ancak çoğunluktur! gün gelecektir bu kitle de konuşmaya başlayacaktır.
  • türkiye'de kullanımı 70'li yıllara dayanan bir tanım.

    --- spoiler ---

    ... aslında metin toker'in diline pelesenk ettiği bir çok tanım gibi, bu da batıda kaliteli sağcılık yapmak isteyen gazetecilerin, meseleleri derinine inmeden şık bir biçimde geçiştirmelerine yarayan sözcüklerden biri.

    sevgi soysal, bakmak, 1977, s.91.

    --- spoiler ---
  • sessiz kaldigi surece ezilecek ve somurulecek olan cogunluktur.
  • her şeyi izlemekte kaydetmekte üstüne olmayan kütle.herkes bu gözlemin sonucunda değerini bulur onun gözünde. kaçnılmaz biçimde adil olduğu belirtilir.
  • türkiye'deki sanıldığının aksine muhafazakarlardan oluşan topluluktur. ve genelde aile içi şiddeti, çocuk gelinleri, din adına yapıldığı iddia edilen şiddeti ve daha bir sürü haksızlığı zorbalığı gelenek görenek ve nizam adına tasvip ederler. seslerinin çıkmaması da tam bundandır. rahatsız olmazlar.
    ama aynı kitle kendi taban şehirlerinde el ele tutuşanlar, içki içenler gibi kendi gelenek göreneklerine uygun olmadıklarını düşündükleri birşey görünce saldırırlar. ama hemen bunların üstü örtülür. basında yazılmaz.

    zaten bir ülkede sesiz çoğunluk yüksek değerlere ve iyi eğitime sahip olsa o ülke de zamanla o şekle bürünür.
  • eskisi kadar sessiz olmasalar da bugün bu ülkenin geleceğine son kez tecavüz etmişlerdir.
hesabın var mı? giriş yap