• genellikle gece yarısından sonra yapılan eylemlerde başa gelen talihsizlik.

    evin sessizliğinin verdiği yalancı özgürlük hissi ile sessizce balkona doğru süzülünür. paketten çıkan tek dalın keyifle tadına bakılır. "öfff, kokmuş burası yine!!" cümlesinin duyulmayacağının rahatlığı ile balkon kapısı kapanır ve sessizce, günah odası, mutfak terk edilecektir ki...

    bir kapıyı sessizce kapamanın en iyi tekniği tokmağı çevirmeden önce kapıya var gücü ile yaslanmaktır. babadan gizli sigara içmeye çalışılırken öğrenilir. ve lakin tekniğin çalışabilmesi için olmazsa olmaz bir şart vardır: kapının kapalı olması.

    kahramanımız kapıyı kapatmadığını var gücü ile yüklendiği esnada çıkan -hani eve hayalet girmeli hollywood filmlerindeki kapı çarpmalarından- gümleme ve yatak odasından gelen "hayatımm!!" sesi ile farkedecektir.

    - ama ben bırakacağım diye söz vermemiştim ki, sadece azaltmaya çalışacağımı söylemiştim.
  • ozellikle aksamlari esim yattigi zaman basima gelen durum.

    mutfagi toplayayim sakin sakin diyorum, her hareketimi dikkatlice yapmaya ozen gosteriyorum. aksi gibi elimden bardak dusuyor, tencere bir yere carpiyor, catal tezgahtan ucuyor falan...

    murphy'in allah belasini versin.
  • eklemlerin kırılırcasına kütürder. derin, fayansa yapışmış da kalmış gibi bir ses çıkarır. nihayetinde sessiz olmanıza neden olan kişi, kişilerin yanına geldiğinde hapşurursunuz. sonra "allah benim belamı versin." diye yatağa uzanmak kalır ki bu sefer de yatağın yayları vardır aşmanız gereken.
  • her gün girdiğim sınav. bunun psikolojide bir karşılığı var mı bilmiyorum ama ne kadar ses çıkarmamam lazım diyerek odaklanırsam o kadar daha çok gürültü kopuyor.

    eşim çocuğu uyutuyor örneğin; ben de dolaptan bardak alıcam. bardak diğer bardaklara değmesin diye ekstra özen gösteriyorum, geriliyorum. stres basıyor. bildiğin ben bilmem eşim bilir oyunu gibi bardağı milim milim oynatarak çekiyorum. sanırsın görevimiz tehlike 3... mutlaka gidiyor başka bir şeye çarpıp zincirleme reaksiyon başlatıyor.

    çocuk tam dalıcakken uykuya yerde bir oyuncağa basıyorsun, 10 liralık oyuncakta 5+1 konser var...
  • daha bu sabah, evde uyuyan uyanmasın derken çat diye elimdeki içecek şişesini düşürmem ve neredeyse apartmanın bile ayağa kalkması...
    sakınan göze çöp batar.
  • eğer birileri bana sessiz olmam gerektiğini söylüyorsa nasıl olduğunu anlayamadığım şekilde dünyanın en sesli insanına dönüşürüm. ayağım bir şeylere takılır ve o şeyler devrilir, telefonum çalar, anahtarlarım yere düşer. bir şeyin yapılmaması gerekiyorsa ve ben onun yapılmaması gerektiğini biliyorsam bilin bakalım ne olur? o yapılmaması gereken şey elimde olmayan bir biçimde mutlaka gerçekleşir. (bkz: benim sempatik dertlerim)
  • gece ev halkını uyandırmadan parmak ucunda su içmek için gidip ,sessiz olmaya çalışırken üstün başarıyla mehteran takımından daha yüksek desibele ulaşmaktır.
  • benim huyum bu.
    ne zaman sessiz olmaya çalışsam daha çok ses çıkarırım.
    mesela iş yerimde gece dinlenirken alarmım çaldı, salak gibi en yüksek sese ayarlamışım. yanımda da biri daha uyuyor.
    onu uyandırmamak için hemen kapatmak istedim ama saçma sapan yerlere bastım, telefon donmuş gibi oldu vs. kapatamadım bir türlü.
    sonra neyse bari şimdi sessizce çıkayım derken o arada çat çut bir şeyleri çarptım.
    odadan çıkarken de pata küte kapıya çarptım ya.
    kadını direkt uyandırsam daha iyi olurdu.
    bir insan nasıl sessiz olmaya çalışırken daha çok gürültü yapabilir ki?
hesabın var mı? giriş yap