• sevgilinin sözlerinden sığınılandır.
  • beş senedir aşk acısı çekmiyorum. bu başlığa yazılanları okuyunca ciğerim daglandi. sevenler kavuşsun, sözlük. buna bir şey yap.
  • "çiğ düşmüş çayıra benzer yüzlerin
    âşıkın öldürür şirin sözlerin
    mısrın hazinesi değer gözlerin
    zühre-i rahşandan güzelsin güzel"

    (bkz: sıdkı)
  • gülbeyaz'dan:

    gözlerindeki karadeniz'de boğulmak istiyodum. olmadı. bize düşen gözlerinde değil, yokluğunda kaybolmakmış.
  • elmacık kemiklerinin üstüne konmuş iki çekik ayna. sanki kilden bir hamuru ince ince işleyip de yapılmış gibi. bütün çizgileri davetkâr; beraber gülelim diyor, beraber ağlayalım diyor, beraber mutlu olalım, birbirimize aynı anda bakalım diyor. bir de diyor ki; bak bana, sana kendini daha iyi tanıma fırsatı vereceğim. bir ayna var burada, farkında olmadığın ne kadar güzellik varsa burada bulacaksın.

    senin o gözlerinin ıslaklığında yaşamak, gülerken kısılan gözlerinin nedeni olmak istiyorum. seni seviyorum. benim güzel gözlüm, benim duru gözlüm.

    [http://www.youtube.com/watch?v=q8ryk7h6pky http://www.youtube.com/watch?v=q8ryk7h6pky]
  • sebebim.
    kavga sebebim, kıskanma sebebim, sevme sebebim, kaçma sebebim, belki de sebebim olacak, öldürecek beni.
    bir sürü şarkının konusu, şiirin teması.
    "..gözleri var, ala geyik gözleri,
    göz mü ki.."
    der abdurrahim karakoç bir şiirinde, ben de söylerim bunu kendi kendime. o nasıl bir yeşil tonudur öyle, bazen sık bir orman, bazen durgun göl, bazen derin deniz yeşili. ortasında biraz kahverengi çiçekler, göz mü ki..
    gülünce kırışan kenarları olur, şaşırınca kocaman açılır, bazen sinsice gülümser, bazen sevgiyle.
    ama ele verir sahibini bu gözler. başka gözlere değmişse anlaşılır. anlatır kendini, ben başkasına baktım der kendi dilince. ben bilirim onun gözlerinin dilini. üzerler beni. merak ederim, benim gözlerim kadar yaş döktü mü benim için.
    ama çok güzeller, varsın sebebim olsun, varsın öleyim.
  • sevgilimin gözleri çok karışık. ışık sinyallerini beynine iletiyorlar. inanır mısınız bilmem, sevgilimi gözünde bir “kornea” var, nasıl saydam, nasıl da cici. yapısı da öyle düzenli ki, bana bakarken nasıl da parıldıyorlar.

    sevgilimin gözleri çok tatlı. kornea tabakasının altında “iris” tabakası var. o iris tabakası ki, aynen bizim battaniye altında muzır oyunlar oynayışlarımız gibi.

    sevgilimin gözleri bal renginde, ‘aselî’ diyorum o gözlere bakınca ve iris tabakasının ortasında “göz bebeği” duruyor sevgilimin, öyle böyle değil. sonra, hiçbir sevgili gözünde yok, benimkinde “konjonktiva” var. gözün beyaz kısmı olan sklera tarafından, dışarıdan saran damarlı ve şeffaf bir kılıftır konjonktiva. ben de sevgilime böyle sarılıyorum.

    sevgilimin gözünün akına isim de buldum: “sklera”. latince koydum ki adını havalı dursun diye. bendeki ışığın, sevgilimin gözüne duyarlı kısmı olan retinanın üzerine odaklanması müthiş bir “lens” tabakası var sevgilimde, öyle cici ki? “pupil” var mesela sevgilimin gözünde, gözün renkli kısmı olan irisin ortasındaki siyah boşluk yani. ben ki o boşlukta 14.000 alemi gezer, kah gökyüzüne çıkar kah âlemi seyrederim. “retina” var sevgilimin gözünde, sizinkinde var mı? i ıh, sanmam.

    sevgilimin maküla’sı var, bendeki detayları daha iyi görebilmesi için. candır benim sevgilim, karamela şekeri’dir. ah o “vitre” kısmı. sevgilimin gözünün ardındadır. en çok ben varım orada.

    (bkz: materyalist aşk)
  • "şimdi sen kalkıp gidiyorsun. git.
    gözlerin durur mu onlar da gidiyorlar. gitsinler.
    oysa ben senin gözlerinsiz edemem bilirsin."

    cemal süreya
  • nefretten sevgiye, acıdan huzura, zevkten bıkkınlığa kadar her halini gördüğünüz gözlerdir
  • insanın kendi yansımasını sonsuzcasına izlemek istedigi bir ayna türü.
hesabın var mı? giriş yap