• gereksiz değildir de, bunu sevgiliye belli etmek yersizdir.

    kaybetme korkusundan yaşarız sevgiliyi kıskanmayı. korkarız, başka birini bize tercih etmesinden. içimiz titrer, canımız acır. yersiz değildir bu korku. yersiz olan bunu sevgiliye hissettirmektir.

    gereksiz huzursuzluk yaratmaktır. belki de onu kırmaktır.

    bilmediğimiz ya da unuttuğumuz birşey vardır;
    sevgili "biz" istediğimiz için değil, "o" istediği için yanımızda olandır. "biz" ne kadar korksak da, kıskansak da onu başkalarından bu seçim "onun"dur.

    özet olsun dersek;
    sen ne kadar kıskansan da, bir taraflarını yırtsan da gidecek olan gider. aldatacak olan, aldatır. boşuna zindana çevirme ilişkini.
  • paranoya ile başlayan kuşkular zamanla kaybetme korkusuna dönüşerek patolojik seviyeye daha doğrusu marazi aşka ulaşır.
    özgüven eksikliğinden kaynaklanan psikolojik bir rahatsızlıktır. bu durumda sağlıklı bir ilişki mümkün olmamakla birlikte kaçmak en güzel çözümdür.
    uzun soluklu aşklarda ana kural güvendir.

    mesela beni örnek alalım;

    "şu an sevgilim ofiste.. kafam rahat çünkü ona güveniyorum. çok yakışıklı(!) patronu olması hiç mi hiç umrumda değil, zaten yakışıklıda değil... olsa da umrumda değil... sadece karşı masasında oturan muhasebeci lavuğa kılım ama umrumda değil... çaycının ırz düşmanı olmasını bile takmıyorum. evet takmıyorum.. ama dövecem iti... kıskandığımdan falan değil, işini iyi yapmıyor.. şekerler küçücük...

    demek istediğim güven her şeyin başı. biricik sevgilim şu an işinde gücünde ve ben ona güveniyorum...
    hatta dayanamıyorum arıyorum...
    evet çalıyor... birazdan açar... belki yemeğe çıkmıştır... belki de patronla toplantısı vardır... patronlan... lan"(!!!)...

    (şeklinde olanların acil tedavi olması gerekir.)
  • açıkçası başlarda sevgilimle aramızda $öyle bir diyalog geçmişti;
    sevgili: sen kıskanç mısın?
    su nanesi: yoo,neden kıskanayım ki seni?!
    - ne bileyim ben hoşlanırım da sevgilimin beni kıskanmasından ehe ehü
    - nassı yani, kendine güvensiz,sana hayatı zindan eden biri olsam hoşuna mı gidecek?! - dumur -
    - iyi tamam ya neyse kıskanma..

    amma velakin gidişatla beraber bir gözlemimi paylaşmalıyım ki;
    türk erkekleri - daha yabancıları gözlemleyemedim araştırmacı yazarlık buraya kadar - sevgililerini kıskanırken iki konuda endişeli;

    1- ya sevgilim konuştuğu ettiği bu "mal"dan etkilenirse!?
    bu durumda #12724265 ve de #7651106 yazılarına göz atmakta fayda var.

    2- ya bu konuştuğu "mal" sevgilimi - benim namusumu - "götürülesi yensel motor" zannederse?!
    bu şık ilkinden daha korkutucu! her koyun kendi bacağından asılır, herkes kendi namusundan sorumludur ve günümüzde bebek görünce bile tahrik olan bir zihniyet varken sevgiliyi kısıtlamak çözüm değil, o "mal"lar ne düşünürse düşünsün elde edemeyecekleri bir şeyi hayal ediyorlar rahatlığına erişmek lazım akıl fikir ilişki sağlığı için.yoksa yani özellikle yay burcu,feminist,özgürlüğüne düşkün hatunlar adına konuşursam ilk başta karşınızdakinin sizden hoşlanma sebebi olan (!) "kendi başına buyruk, her türlü geyiği yapabilme, sempatiklik vs." ilişki başladıktan sonra "sen neden herkese yazıyorsun?!" sorusuna dönüşüyor..

    yine de en baştaki diyaloga dönersek kazın ayağının öyle olmadığını anlamış bulunuyorum, hiç kıskanmayan sevgili sizi,kıskandırmak için yalanlar söylemeye, "hayali yolda laf atanlar" yaratmaya kadar itebilir! seven "tatlı tatlı" kıskanır diyor ve nazım hikmet'imizin bir şiirini tüm kıskaç değil kıskanç sevgililere yolluyorum :

    "çekilmez bir adam oldum yine :
    uykusuz, aksi, nâlet.
    bir bakıyorsun ki
    ana avrat söver gibi, azgın bir hayvanı döver gibi
    bugün çalışıyorum,
    sonra bir de bakıyorsun ki
    ağzımda sönük bir cıgara gibi tembel bir türkü
    sabahtan akşama kadar sırtüstü yatıyorum ertesi gün.
    ve beni çileden çıkartıyor büsbütün
    kendime karşı duyduğum nefret
    ve merhamet...

    çekilmez bir adam oldum yine :
    uykusuz, aksi, nâlet.
    yine her seferki gibi haksızım.
    sebep yok,
    olması da imkânsız.
    bu yaptığım iş ayıp
    rezalet.
    fakat elimde değil
    seni kıskanıyorum
    beni affet..."
  • içine atsan bir türlü, dışa vursan başka türlü. kıskançlık kişinin kendine olan güvensizliğidir derler bilmem ondan mı. sevgilimin iş yerinde yeni başlayan kız; seni yoların!1!!bir!
  • engellenemeyen bir duygudur. insan bazen saçma olduğunu bilir ama dedik ya engellenemez. karşısındakini paylaşmak istemez, başkaları ona meyil etsin istemez, ona baksın, onu potansiyel sevgili gibi görsün istemez... sevgiliye güvenmemekle alakası yoktur, kıskanan kişi çevreye güvenmemektedir.

    (bkz: ben sana değil çevreye güvenmiyorum)
  • baş ağrısına benziyor. baş ağrısı gibi saplanıp kalıyor. başın ağrırken o ağrıyı geçirmek için nasıl bir sürü başka şeyle ilgilenmeye çalışıyorsan, kıskançlıktan kurtulmak için de bir sürü başka şeyle ilgilenmeye çalışıyorsun. şey ya çünkü, dikkatini başka şeylere verirsen geçer ya.. halbuki işte aynı baş ağrısı gibi, sen başka şeylerle ilgilenirken, gülümserken, ders çalışırken, kek yaparken, film izlerken o da başına başına vurmaya devam ediyor. yok, unutamıyorsun. dikkatini dağıtamıyorsun. o seni içten içe kemirmeye devam ediyor. oysa insan kendini defalarca uyarıyor. ay saçmalama yani ne var bunda kıskanıcak. cık cık hiç modern değilsin. azıcık saygın olsun ona da. çocuğun hayatını bu kadar kısıtlama. cidden saçmalıyorsun ama. uff çok abarttın bak. vesaire vesaire. kendine bütün bunları diyorsun da bi işe yarıyor mu? hayır. nato mermer nato kafa. engelleyemiyorsun. kurtulamıyorsun. iki büklüm olup kıvranıp kalıyorsun. ne kadar bir şey olmamış gibi davranmaya çalışsan da beceremiyorsun. sonra al sana kavga al sana gürültü.
    ama esas zararın kendine oluyor. sevgiliye ne yani. anca çok abarttın uff der, sonra hayatına geri döner. ama sen o iğrenç baş ağrısıyla kalakalırsın. o yüzden insan daha da çok kızar kendine. da işte.. sadece kızabilir. bişey yapamaz.
    yani şu dünyada tedavülden kaldırılmasını istediğim şeylerden en birincisi bu sevgiliyi kıskanmak nanesi. hayır doğru dürüst nefes alamıyoruz lan. içimiz şişti.
  • sonu yoktur hele zamanında bu durumu yasayan insanlarla dalga gecilmisse kimseyle paylasilamaz ,,aman tanrım basıma neler geliyor denir,paronayakca haller sergilenir sonra da insanın beynini yemesi *, beklenen durumdur
  • olmazsa olmazdir sevgiliyi kıskanmak. yalandir genis olmak, yok efendim medeni olmak , modern olmak, komplekssiz kendine guvenli olmak,bilmem ne olmak, asiksan eger kiskanirsin, gator gibi girer sisteminin icine kıskanclik, sarar sarmalar, basitce surukleyemezsin recycle bin'e, hicbisey kar etmez, kalir icinde biyerlerde, zamanli zamansiz kafasini uzatir , kafana vurur... kıskanmayinca godos olunmuyo tabiki de ama kiymeti bilinmelidir sevgiliyi kıskanmanin, hangi tarafta olunursa olunsun.
  • askin boyutuna gore degisen bir durumdur. cok basit bir ornek olarak hic tanimadiginiz biri ile konusurken gormek ve kiskanmaktan tutun yasadigi alandaki herhangi bir esyanin ne gibi bir anlam ifade ettigine kafayi takmaya kadar gidebilir. tabii bunlar dogal ve basit kiskanma durumlardir. aski hissedebilmek icin olmasi gereken durumlardir. sizin tanimadiginiz iliskisini bilmediginiz bir arkadasinin olumune aylarca uzulmesi ve bundan bahsetmesini kiskanmak, o insanla acaba iliskisi mi olmustu, acaba ondan hoslanmis miydi diye dusunmekse ileri bir boyuttur. hatta bunu acik acik sevgili kisiye sormak son noktadir. sormak durumuna gelmek son noktadan sonraki iki noktadir. sevgiliyi kiskanmak bu noktaya gelmisse tabii ki uc nokta ile sonucklanmayi haketmistir.
  • iki ucu boklu değnek

    sevgili kişi kıskançlık konusunda asla ve asla memnun olmaz (bkz: kendimden biliyorum). zerre kıskanılmadığı zaman sevilmiyorum hissine kapılır, kıskanıldığı zaman kısıtlanıyorum, boğuluyorum der. bunun orta yolu da yok aslında. öyle bir kıskanıyorum, bir kıskanmıyorum olmuyor. oluyorsa dengesizlik var işin içinde. durumuna göre kıskanmak da yok. kimileri kıskanılacak şey var, kıskanılmayacak şey var diyorlar mesela. hayır öyle bir şey yok. kıskançlık dediğin olgu zaten uçlarda yaşanan bir şey. ya otu boku herşeyi kıskanırsın ya da hiç kıskanmazsın, umrunda olmaz. kıskançlığın insanı rahatsız eden tarafı da bu. bu yüzden mutsuzluklara, kavgalara yol açıyor. bu yüzden insanı sevgiliden hatta kendi benliğinden soğutuyor.

    sevgiliyi kıskanmanın bir başka bokluğu da kıskanılan sevgilinin sürekli isyanda olup yeter artık dediği noktada, kıskanan sevgilinin kendini biraz olsun kıskanmıyormuş gibi göstermesi neticesinde kıskanılan sevgilinin 'ulan eskiden kıskanırdı bu beni, artık kıskanmadığına göre sevilmiyorum, belki de aldatılıyorum' düşüncelerine gark olmasıdır. (bkz: tecrübeyle sabit)

    var olmasa keşke kıskançlık denen şey. sevgiliyi kıskanmasak. sevgili bizi kıskanmasa.
hesabın var mı? giriş yap