3696 entry daha
  • yavaş yavaş görüşmek istemediğiniz telefonlarına bakmak istemediğiniz anlardır.
  • fedakarlıkların tek taraflı yapıldığını ve artık mutlulugun her zerresinin burundan getirilmeye başlandığıni farkettigin andir
  • "ben seni severim belki de rabbim buna hazır değil.
    her şeyin güzelini sever o ideal birliktelikler ister
    seninle benim yan yana oturacağımız çekyata
    ne ilahi adalet sığar ne de diyalektik."
  • ömrüm ömrün olsun dediğin, yıllarca dip dibe herşeyi paylaştığın yada paylaştığını zannettiğin insanın, sana verdiği sözünü tutmaması, hani beni bırakma bırakırsan düşerim, hep elin elimde olsun diye sana yeminler ettirirken, o ise kaçak zamanların, kaçak hayatın insanı olmaya devam etmiş ve sen bunu yıllarca anlamamışsın, uff bu aşk sa diğerlerinin yaşadığı da nedir der beğenmez küçümser kendini dünyanın en mutlu kadını ilan edersin, aslında hiç de öyle değilmiş. öyle bir tarumar olursun ki, hem o insandan hemde kendinden vaz geçersin.
  • hep aynı olmayan eşiktir sevginin büyüklüğüne göre değişir. anneden , babadan vazgeçilmez. ilk okul armadaşını liseye geçerken 3 ayda unutursun.
  • insan ne vakit vazgeçer sevmekten, sevdiğinden?

    ne zaman sevinçler birbirini tutmaz, denk düşmez olursa o vakit!

    gündelik hayatın hayhuyu, hercümerci içinde ihmal edildiğiniz hissi iyiden iyiye yer etmeye, ruhunuzu burgu gibi delmeye başlayınca...

    nitelik, yoğunluk bakımından sizden çok daha aşağıda, düşük şahısların öncelenmesi; "light", kaşarlanmış, köpüklü, kabartılmış, uçuşkan, kaçışkan ilişmeleri sizinle derinlikli, yoğunluklu ilişki kurmaya yeğlediğinde...

    insan hususunda seçici olmaması durumuda. yani herkesle olabilme hallerinde...

    artık aynı yöne bakılmadığında, kucaklaşmalar sıcaklığını ve sarmalayıcılığını yitirdiğinde...

    bir futbol müsabakasının ya da bir toplu, çoklu buluşmanın bir dost buluşmasından onu daha fazla heyecanlandırması durumunda...

    bazen de sevdiğiniz şahısın ondan hiç beklemediğiniz, konduramadığınız yüz kızartıcı bir suçun kıyılarında, yanında yöresinde gezinmesi durumunda...

    köpürtülmüş, kabartılmış, yaldızlanmış, perdahlanmış ancak mat, solgun, ölgün gerçekliklere giderek, peyderpey, günbegün daha çok bağlanması durumunda...

    fikri ve hissi derinlik ve yükseklik gerektiren temaslardan kaçınması halinde...

    özsaygısına halel getirecek ilişkisiz ilişkileri kendinde hak görmesi halinde...

    anlam, hakikat, bilgelik arayışından ziyade eğlence, keyif, zevk arayışına kayması ve iktisadi kaygıların baskın çıkması halinde...

    kendisinden beklediğiniz o soylu, erdemli duruşu, tavır alışı sergileyemediğinde...

    gün gelir, evvel zaman içinde bizim için çok şey ifade eden ve olan, kendisiyle olduğumuzdan çok daha fazlası olduğumuz kişi, herhangi bir kişiye, insanlardan bir insana dönüşüverir.

    artık o kişiye sadakat gösterilmese bile anılara hürmet ve sadakat gösterilmelidir.
  • onu sevmeye devam etmenin kendi kendini aşağılamak olduğunun farkına varmak.
  • herhangi bir şekilde, değerlerime karşı bilinçli olarak saygısızlık yapılması.
  • kendimi onun için değiştirmeye başladığımı farkettiğim o ilk an. işte o zaman vazgeçtim.
  • aynı insan olamaz diye düşünmeye başladıktan sonra aslında aynı insan olduğunu ve başından beri senin doğrularına göre şekillendiğini anlamak. akıl başa düşünce pek mümkün bir durum ama sindirmesi oldukça zor.
2973 entry daha
hesabın var mı? giriş yap