• aynı zamanda ressamdır. oguz atay'la birlikteyken yaptığı resimlerin altına şöyle bir ibare düşermiş: sszyr

    yani: seni sevdigim zamanlarda yaptığım resimlerden
  • sevgili bilgedir. tutunamayanlar'ın ve tehlikeli oyunlar'ın ilk baskılarının kapağını da o yapmıştır. bir çocuk-adamın gömüldüğü/yerleştiği papatya tarlasıdır.
  • oğuz atay'ın günlük'ünde birçok güzel cümle vardır ona dair. insanın sevin seydi olası gelir:

    "selim gibi günlük tutmaya başlayalım bakalım. sonumuz hayırlı değil herhalde onun gibi. bu defteri bugün satın aldım. artık sevin olmadığına ve başka kimseyle konuşmak istemediğime göre, bu defter kaydetsin beni; dert ortağım olsun. (...) kimse dinlemiyorsa beni -ya da istediğim gibi dinlemiyorsa- günlük tutmaktan başka çare kalmıyor. canım insanlar! sonunda, bana, bunu da yaptınız."

    "joseph losey'in 'secret ceremony' adlı bir filmini seyrettim. yordu beni. londra'yı, kırmızı iki katlı otobüsleri görmeye dayanamadım. garip bir şey: londra'yı sevin'le bir tutmaya başladım. bu duygu beni rahatsız ediyor. neyse film hemen evlerin içinde geçmeye başladı da unuttum bu acıyı. nefis bir evdi. gerçekte yaşandığını bildiğim masallar -mesela sevin'in yaşaması gibi- artık beni rahatsız etsin istemiyorum. bundan kurtulmalıyım -yani ezilme duygusundan. bir resim, bir kitap -mesela yazmayı düşündüğüm kitap gibi kalmalı bu duygu. tatlı, tatlı acıtmadan."

    {alıntılar uludağsözlük'ten}

    tutunamayanlar'ı sevin seydi'yle birlikteyken yazmıştır oğuz atay, bu yüzden içinde selim-günseli aşkı, tehlike oyunlar'da sevin seydi'den ayrılığıyla birlikte hikmet-bilge ayrılığına dönüşür.

    sözün özü şanslı kadındır vesselam.
  • (bkz: sevinseydi)
  • oğuz atay bir masada tutunamayanlar'ı yazarken romanın başarısından emin olan sevin seydi de diğer bir masada romanı ingilizce'ye çeviriyordur. sık sık yazara danışarak yapar çeviriyi. çevirinin yayınlanması için bir ingiliz yayınevine de başvuruda bulunulur fakat yayınevi hiç tanınmayan bir yazarın bu romanını uzun bularak geri çevirir.***

    sevin seydi oğuz atay'ı belki de en çok etkilemiş insandır. batı edebiyatındaki gelişmeleri yakından takip eden sevin seydi, bu alandaki birikimiyle oğuz atay'ı besler. bu, sevin seydi londra'ya yerleştikten sonra da devam eder. halit refiğ sevin seydi için şunları söyler: "oğuz'u çok etkiledi. (...) özellikle modern edebiyata açılma bakımından."
  • oğuz atay'ın, tutunamayanlar* ve tehlikeli oyunlar* ithaf ettiği, günlük'te ismi bol bol geçen bayan; oğuz atay kitaplarının ilk baskılarındaki kapak düzenleri de o'nun elinden çıkmadır. oğuz atay'ın yakın bir arkadaşının * eski hanımıdır; hala londra’da kitapçılık yapmaktadır ve geçen onca zamana rağmen sessizliğini korumaktadır…
  • ithaf söz konusuysa olmak istediğim kişi.

    (bkz: sevin'e)
  • tutunamayanlar'ı ingilizceye çevirdiği aslında bir rivayet değil, vakıadır. şöyle ki:

    http://www.euppublishing.com/…366/e1744185408000293

    maurice whitby ile birlikte, dün, bugün, yarın başlıklı şarkılar kısmının çevirisi britanya karşılaştırmalı edebiyat birliği'nin açtığı yarışmaya gönderilmiş ve 2007 yılında birincilik ödülü alınmış. ancak söz konusu şarkıların çevirisi birlik tarafından ne yazık ki yayımlanmamış. neden olarak şu açıklama iliştirilmiş:

    "telif hakları sebebiyle ne yazık ki ödül kazanan bu çeviriyi yayımlayamıyoruz. dryden ödülü'ne gönderilen şiir, tutunamayanlar (the disconnected) kitabının yedinci bölümünde yer almaktadır. kitabın halihazırda tamamlanmış olan çevirisinin de yakın gelecekte yayımlanmasını umuyoruz."
  • sevin seydi'ye linkedin'den ulasabiliyor olmamiz cok garip degil mi? bence oyle.
    https://www.linkedin.com/pub/sevin-seydi/73/83/518
  • ben buradayım isimli kitapta yıldız ecevit'in yazdıkları sevin seydi ve oğuz atay'ın ayrılığı hakkında fikir veriyor.

    "oğuz atay'ın bir dönem yakın arkadaşı yurdanur salman; kurmaca düzlemdeki bilge'yi ve büyük bir olasılıkla bu roman kişisiyle benzer deneyimler yaşamış olan sevin seydi'yi destekler gibi konuşuyordur: "*kendinin dışına çıkıp size gelmiyordu. mutsuzluğunu yaşıyordu. bir yere kadar bunu paylaşabilirsiniz ama sürekli onun mutsuzluğunu yaşayamazsınız. hiçbirimiz sadece kendimiz olduğumuz için başkalarına armağan değiliz. ilişkiyi sürüdürmek için kimi yerde özveride bulunmak, vermek gerekir."

    (...)

    diğer yandan oğuz atay, uğur ünel, maurice whitby ve sevin seydi dörtgenini jules et jim'e benzetmiş.

    "tıpkı françois truffaut'nun 1961 yılında yönettiği jules et jim filminin kadın karakteri catherine için, kendi yazdığı senaryoda söylediği gibi, o bir "tabiat olayıdır. her koşulda kendi aydınlığının ve uyumunun içinde, masumiyet duygusuyla yönlenerek yaşar." catherine, sevin seydi'yle şaşırtıcı benzerlikler gösterir. o da sevgilisi jules'ün kitabının grafiklerini hazırlıyordur; o da soru sormuyor, jim'e yalnızca "kendinizi anlatın" diyordur ve yine tıpkı oğuz atay'la ilişkisini bitiren sevin seydi'nin de söyleyebileceği bir sözle açıklıyordur durumu: "kendini kaybettiği buhranlardan onu kurtaracağımı düşünüyordum. ama bu buhranların onun bir parçası olduğunu anladım. mutlu olduk, ama mutluluk kalıcı olmadı."

    (...)

    "oğuz atay'ın ölüm haberini sevin'e istanbul'dan telefonla bildiren sinan ersan onun baygınlık geçirdiğini söyler. daha sonra bu anın resmini yapar sevin seydi: bir telefon, çılgına dönmüş bir kadın ve arkada bir adam: maurice*. "sevin, oğuz'u çok seviyordu." diyor sinan ersan. sıradışı bir kadının, alışılmış ölçütlerle anlaşılması mümkün olmayan sıradışı sevgisidir bu. dostoyevski biyografisi yazarının, onun büyük aşkı polina için söylediğini biz de sevin seydi için yineleyelim: sevin seydi, oğuz atay'ın yaşamında grande passion'du, büyük aşktı, büyük tutkuydu."

    kaynak: ben buradayım*.
hesabın var mı? giriş yap