• takribi 5 ay sonra uykusuz kaldigim bir gecenin urunu olarak, nihayet izlenimlerimi yazabilecegim, henuz komur formundaki elmas kivamindaki adalar toplulugu.

    oncelikle efendim kesinlikle bir jet set tatil yeri. ha efendi efendi tur sirketlerinden biletimizi alip gidemiyor muyuz, pasalar gibi de gidiyoruz ama bizlerle beraber seysellere gidip bambaksa bir tatil yapan bir uber rich grup var, haberimiz bile olmuyor kendilerinden. hakkini vermek icin yatimizla gidip aldabra atollerini gezip her gece baska bir bakir adaya demirli konaklayip, ana karaya en yakin halimizde praslin'deki raffles villalarinda kalmak gerekiyor sanirim (abramovich'in falan villasi var, oyle bir yer). ben ise yuksek ihtimal daha asina olacaginiz standart turizm ekseninde bir iki kelime zikredeyim isterim.

    yolculuk: katar ya da dubai uzerinden mumkun, katar'daki duty free ozellikle likor duskunleri icin sahane, aklinizda olsun. her etabi 4-4,5 saat suren iki ayakli bir yolculuk sonunda variyoruz ana ada mahe'ye.

    iklim: ekvatoral bir yer bura. dolayisiyla her an yagmur bekleyebilir, 10 gunluk showerlara hazir olabilirsiniz. balayinizi rezil de edebilir, vezir de ama siz siz olun, yilin daha kurak sezonu olan mayis-ekim arasini deneyin. farkli zamanda giderseniz de ocak'tan uzak durun, 2013 ocak'ta hic adeti olmamasina ragmen bir tropik firtina yasandi, yuzun ustunde ev yikildi. baktiniz yagmur romantizminize golge dusuruyor, aklinizda olsun, ana ada yakin civardaki tek yukselti ve bulutlari topluyor. praslin ve la digue candir. gunesi de fena yalniz; tisortle bile yakabilen turden. aman diyim bol krem bulundurup, gunesine temkinli yaklasin. son olarak sicaklik yaz kis 24-30 derece arasinda gezinir, fazla da sapmaz bu eksenden.

    ne yapilir:
    gun 1: ana ada etrafinda gun boyu surecek bir araba turu yapin, bolca durup fotograf cekin. adada yapilabilecek enteresan seylerden biri olan cay fabrikasi turuna katilin. arabayi begendiginiz yerde durdurup, denize girin. aksam dinlenin.

    gun 2: praslin ve la digue'e yapilan (civardaki iki meshur seyseller adasi olurlar) gunubirlik tekne turuna katilin. praslin luks butik otelleri, su alemdeki en amacsiz ve komik tarim mahsulu olan coco de mer ve dunyanin yuzmek icin en iyi birkac plajindan biri olarak bilinen anse lazio ile unlu. mercan resifleriyle dunyaca unlu bir dalis lokasyonu olan bu plaj, 2011 agustos'ta guney afrika uzerinden soguk bir akintiyla tesadufi olay yerine gelen bir kac boga kopekbaliginin 2 hafta icinde art arda saldirisi sonucu iki kisinin yasamini yitirmesi sebebiyle artik fileler ile cevrili ve aksam 4'ten sonra denize girilmesini yetkililer onermiyor. yine de not duselim bu iki saldiri, seysellerde son 50 yil icinde gorulen tek okazyon. nispeten guvenli sulardan bahsediyoruz yani pek cok tropik muadiline gore.
    yine de girdiginiz her plajda son durumu tur rehberi ya da sahil guvenlikci arkadaslara sorun. son donemde bir kac boga kopekbaliginin daha praslin aciklarina geldigi ve yavastan yoreyi sevdikleri biliniyor. snorkelling dunyadaki en keyifli seylerden biri olsa da, guvenlik muhim. coco de mer turuna da cikip bu etabi tamamlayin. 250 euro civarina ana karadan hediyelik olarak alabilirsiniz bu dunyanin en buyuk dogal ahsap vajinasini. la digue ise benim bebegim. hindistan cevizi tarlasi, kaplumbaga ve sylvie kristel evini ufaktan turladiktan sonra anse source d'argent'ta dunyanin goruntu olarak en muhtesem plajini bulacaksiniz. boyle bir sey olamaz. sacmalik resmen. cok sig oldugu icin dolu dizgin yuzemeyeceksiniz ama rahat yarim gun gecer akvaryum gibi ortamda baliklarla oynarken. grand anse ise yine cok guzel ve daha yuzulesi bir plaj olarak sizi bekliyor. not: hizli, cok hizli feribotla gidilip donuluyor. midesi tutanlara simdiden gecmis olsun.

    gun 3: tekne ile marine park gezisi. marine park hemen mahe'nin dibindeki 3 kucuk adadan olusan bir alan ve adanin yakininda, guvenli bir snorkelling deneyimi sunuyor. rengarenk yuzlerce cesit baligin yanisira mercanlar, manta ray, ve bir tane kucuk boy oceanic blacktip kopekbaligi gorebildigim guzel bir aniydi benim icin. gunun en guzel kismi ise kucuk adalardan birine cikip yaptiginiz robinson crusoe stayla mangaliniz. ellerinizle mangal dolusu baliga girisip gunun yorgunlugunu atin.

    diger gunlerde yapilabilecekler: balik teknesi ile kilic vs. gibi dev baliklar avlayabileceginiz turlara katilmak. scuba diving ve snorkelling gezileri icin civar adalara ya da tekrar la digue ya da praslin'e gitmek. otelinizde dinlenmek, bir plajda dinlenmek, dinlenmek. bu zaten seyseller'e gelisin, romans haricinde, amaci olmali. dunyanin en aksiyonsuz, en laid-back tatil lokasyonu olabilir burasi.

    gece hayati: hemen hemen yok, yine de bir bakinin belki bir seyler degismistir ama 86 bin nufuslu ada. nereye ne degisecek? gunduz buldugunuz guinnessleri ve savannah cider'lari goturmeye bakin.

    yemek: balikli kori. pilav. ahtapot. kabuklular. baska ozel yiyecekleri yok. ama benim gibi kori duskunleri icin cennet gibi. barakuda korisi yedim abi var mi otesi. sahaneydi bir de. mideyi bozmadan uyum saglayin iyisi mi kori, pilav ve izgara deniz mahsullerine. aci olanlar saglam aci, thai chilli'leriyle kapisircasina; dikkat edelim. adalardaki dunya mutfagi sunan restoranlarda tabi ki daha traditional urunler yiyebileceksiniz.

    ozet: insanlar sicakkanli ve ingilizce biliyor. kendi diyalektlerinde merhaba olan bonzour her kapiyi aciyor. ama nasil bir fakirlik, geri kalmislik. turizm olmasa tropik eritre. cidden fena. ona ragmen mutlu insanlar. hayati ve yasamayi seviyorlar. sikinti yok, suc orani az. denizi cok guzel. havasi yagisli sezonda gitmezseniz on numara. mercan resifleri bir maldivler degil ama yine de keyifli. bu aralar arap is adamlari yapay ada falan yapiyor, daha yatirimlari da surecek. bir on sene sonra hakkini veren bir turizm mabedi olabilir. illa da olmeden once gorulmeli bir yer degil gezmek icin ama anse source d'argent hatrina dunyada pek cok yeri gezeyim diyorsaniz ideal bir durak noktasi. ve ne olursa olsun sizi mutlu bir tebessumle ve dinlenmis yollayacagi kesin.
  • baskenti victoria, 6000 nufusu ile dunyanin en kucuk baskentiymis.

    hmm, bunun %60'i secmen olsa 3600 kisi yapar. bunlarin %51'i de 1836 kisiye tekabul eder. her birine 50tl versek 91.800tl'ye cv'mize baskent belediye baskanligini da ekleyebilecegiz demektir.

    bu devirde akp'den bile bir seyler ogrenmek lazim azizim.*
  • bir arkadaşım ve ben, bu adalar grubuna günün birinde kendi yatımızla gitmeyi düşünüyoruz ama sorun şu ki; bu parayı çalışarak kazanmamız için önümüzde 1500 sene var ve o zamana kadar da bu adaların doğal beyazlığı yok olabilir. bu satırları okuyorsa, buradan o arkadaş selam ederim.
  • 96'yılıydı sanırım; adanın çevresini yürüyerek dolaşabileceğimi varsaymıştım. sonra bir bira içmek için küçük kulübeye doğru ilerledim. yerli halk beyazları pek sevmiyordu; kadınların dışında( erkekler sadece balık tutup bira içiyordu, çünkü hava yaz-kış 38 derece civarında oluyor. yapacak bir şey yok. içip, unutmalı insan) hiç kimse, bir de 12 yaş altı çocuklar beyazlara ilgi gösteriyordu. bir keresinde kumsalda iki siyah gençle top oynarken, daha büyük olan iki genç gelip çocukları uyardı. oyun bitmişti. irkçılığı çok fazla takmıyordum.( midilli adasın da türk deniz sınırını ihlal ettiği gerekçesiyle 4 yıl hapis yatan bir balıkçıyla tanışmıştım. yorgo; hapisanede öğrendiği türkçe ile ki- akıcı değil fakat iyi konuşuyordu-uzo'ma kaç buz atacağımı soruyordu. gözlerin de nefretten iz yoktu, affetmişti. sabah 5'te balığa çıkar, evrenin yataylığını düşlerdim. nefret etmek için bile, zor günlerin iticiliğinde -bu dünya ayaklarımın altından çekilen bir balinanın sevimsizliğine bağlıyordu geçmişi. benliğim çok küçük ve önemsizdi.) bara girip bir margarita söyledim. köşedeki yaşlı kadın bana baktı. dışarıda ki yağmur, yalnızca belirli noktalara yağmaktaydı. iki gün önce altı saydam tekne ile korunaklı bölgelere gittiğimden içim rahattı bir şekilde. teddy'nin botu-evet adı buydu, teddy'nin küçük bir kulübesi vardı. bütün gün turistleri tur için ikna etmeye çalışıyordu. dışarı çıktım, fırtına çok uzaktan bana bakarken, merdivenler çok kolay gözüktü, her şeyiyle. teddy'nin kulübesinin üzeinde ki cam alanda; "closed" yazan küçük bir tabela duruyordu. benden önce sezmişti haliyle fırtınayı; pılı pırtı toplayıp ortadan kaybolmuştu teddy. ertesi gün viyana'ya gideceğimden içim rahattı. brautigan'ın, şu an adını hatırlayamadığım bir kitabını okumaya başladım. aşağıda, yerliler; dörderlikten-çift kale maç yapıyordu.
  • anayasası şu cümle ile başlamaktadır.

    "biz, seyşeller halkı olarak, dünyadaki en güzel topraklarda yaşadığımız için yüce tanrı'ya minnettarız. seyşeller'in eşsiz ve narin doğasına her zaman duyarlıyız. kendimiz ve gelecek nesiller için tabiatın güvenliğini, sağlığını ve işlevselliğini korumaya ant içeriz."

    kaynak: national geographic türkiye, mart 2016, s.48
  • seyşeller'i "seyşeller'e de vize kalkmış lan!" diye konuşurken, kaç kişinin "şeyseller" diye telaffuz ettiğini çok merak etmekteyim.
  • tdkya göre türkçe adı "dört tarafı denizle çevrili tatil adası"'dır...
  • bolgeye ait fotograflar, tez bitirme motivasyon araci olabiliyor zaman zaman.
  • güney yarım küre'de bulunan yüz küsür adadan oluşan başkenti victoria adası olan cumhuriyet.

    rehberin ilk söylediği şey david-victoria beckham'ın burada evlendiğidir.

    okyanusu çok tuzlu ama yüzmek keyifli. sahilde balık ve tropikal meyve satan seyyar satıcılar var. tercihiniz meyveden yana olsun çünkü hijyen sıfır.

    deniz canlılarının çeşitliliği olağanüstü, bu yüzden okyanusun bazı kısımları size akvaryumda yüzüyormuşsunuz hissi verebilir. fakat deniz kestanelerine dikkat edilmesi gerekir, sayıları oldukça fazla. iyi yüzme bilmeyen birinin hastanelik olmaması için çok çok dikkat etmesini öneririm.

    victoria adası oldukça küçük bir ada. araba kiralarsanız şayet 3 saatte tüm adayı dolaşabilirsiniz. doğa yürüyüşü için mükemmel bir yer. adanın her hangi bir yerinden doğa yürüyüşüne başlayabilirsiniz. en fazla 9- 10 saat sonra tüm adayı dolaşmış bir şekilde, başladığınız noktaya tekrar varmış olursunuz. araçlarda direksiyon sağ tarafta, dolayısıyla trafik tersten akıyor.

    ünlü bir puro fabrikası var. içmiyorsanız; görmenizde, içiyorsanız; görmemenizde fayda var.

    hava sıcaklığı 24-31 derece arası değişmekle birlikte, kasım ve mart ayları muson yağmurları etkisi altında olduğu bir dönem. seyahat planlarken dikkat edilmesi gereken en önemli husus sanırım.

    kumarhalerinde yiyecek ve içecek bedava değil. bazı hıyarlar gibi bedava zannedip, sipariş verdikten sonra; " bu garson niye bekliyor başımda?" diye etrafınızdakilere sormayın. siparişin parasını bekliyor işte gerizekalı cevabını almanız muhtemel.

    tropikal meyveler ucuz, bol bol tadına bakabilirsiniz.

    unutmadan, denizin ortasına rüzgar güllerini dikip ülkenin enerjisini temiz yoldan karşılayalım derken; doğanın anasını bellediğiniz için allah sizi davul etsin geri zekalılar.
hesabın var mı? giriş yap