şeytanın aslında davasında haklı olduğu gerçeği

• bana da öyle geliyor, töbe allam günah yazma, amin.
  edit: başlığı açan arkadaş çarpılmış sanırım :(
• (bkz: #47541230)
• o zaman rahatız lan
  
  (bkz: perşembe akşamı içme taktikleri)
• (bkz: patronun akrabasi)
• şeytanın kovulması lanetıenmesi secde etmeyi reddettigi icin degil aslında..beni yoldan çıkaran sensin diyerek allah ı suclaması
• allah'ı, melekleri, şeytanı kişiselleştirip aralarında diyaloglar oluşturan, muhabbetler yaratanlar dindar, hepsinin insan ürünü hikayeler olduğunu savunan bizler ateist.
  
  tanım: şeytan ve diğer karakterlerin gerçek olmadıklarından hareketle gerçeklik durumu yaratamayacak durum
  
  ekleme: yoktan var ettiğim bir varlık, herhangi bir kararımdan sonra ben davamda haklıyım bana bunu yapamazsın derse elimin tersiyle bir çakarım bir de yer çakar yeminle... pazarlık konusu bile etmem.
• (bkz: bütün satanistler toplandık toplandık)
• hatalı data üzerine bina edilmiş uydurmasyon önergedir.
  
  (bkz: şeytanın melek falan olmadığı gerçeği)
• akıllara takılan soru şeytan neden kendisine uyanları cehennemde cezalandırıyor?orda onları rahat ettirmesi gerekmez mi?
• şeytan ilk asidir. muktedirin emrini ilk sorgulayan ve karşı çıkan odur. muktedir ise, her zamanki gibi, otoritesi sallantıya uğramasın diye şeytanın başını ezmiş onu lanetlemiştir. ama şeytanın ektiği bu düşünme, sorgulama, özgür hareket etme tohumunu yok etmeyi başaramamıştır.
  sonuçta itaat eden büyük inançlılar güruhu, kötü niyetli muktedirler tarafından kullanılır olmuş, düşünen sorgulayan, özgür hareket eden, şeytanın ardılları ise, kötü niyetli muktedirleri durdurmaya çalışan tek güç olarak mücadeleye devam etmişlerdir. kötü amaçlar için kullanıldıklarını fark etmeyen itaat ve biat kültüründen gelenler ise asıl düşman olarak bu düşünen sorgulayan özgür bireyleri bellemişlerdir. bu şeytanın ardılları dünyayı cennete çevirirken, itaatçi ve biatçiler kendi dünyalarını kaos ve ölüme teslim ederek şeytanın ardıllarının yarattıkları dünyaya kaçışmaya başlamıştır. çünkü bu ardıllar, demokrasiyi, insan haklarını, kadın-erkek eşitliğini, sosyal devleti benimsemiş, ilk muktedirin emrettiği yasalarla temelden farklı, muktediri değil, insanı temel alan bir düzen kurmuşlardır.
  bu tamamen hayal ürünü karakterlerden oluşan distopya da burada biter.