• onun da özür dileyip tövbe edip yırtacağı, bizim de gene mal gibi ortada kalacağımız olaydır.

    alıştık zaten.
  • kaç milyar milyon yıldır arada husumet var. bu meseleyi daha fazla büyütmeyin. olan bize oluyor. şeytan bi bok yedi diye biz imtihan ediliyoruz.
  • allahü teâla şeytana adem aleyhisselâm'a secde etmesini emrettiği vakit, bir zamanlar meleklerin dahi akıl hocası olan şeytan, aslında allah'ı tenzih etmeyi düşündü, bu emirdeki sırrı ve ilahi hikmeti anlamadı. allah melekleri adem'e secde ettirmekle, aslında kendisine secde ettiriyordu. nasıl ki bugün müslümanlar kabe'ye dönerek namaz kılar, sanki kabe önünde eğilir fakat esasında secdeleri, ibadetleri allah'adır; işte meleklerin de adem aleyhisselâm'a secdeleri böyle idi. fakat şeytan, bu sırrı anlamadığından, ''ben adem'e secde etmem'' dedi. yani aslında allah'ı tenzih etmek isterken, bunda aşırıya kaçtı, meseleyi anlamazlıktan geldi, zira kibre kapıldı. bundan ötürü de cehenneme sürüldü. şeytan, sizin gibi kâfirler allah'a sövdüğü vakit korkuyla ''ben sizden beriyim, âlemlerin rabbi olan allah'tan korkarım'' der, kendinizi şeytanla mukayese etmeye kalkmayın.

    adem ise yasak meyveyi, derecesini yükseltmek için yemiştir, şeytanın kışkırtmasıyla değil. adem aleyhisselâm cennette gezerken, kendi mertebesinin dahi üstünde bir mertebe gördü. bunu suâl etti, ''bu başka bir hâldir, ona ancak allah uğruna ağlamakla erişilebilir'' diye ona nida edildi. bunun üzerine adem aleyhisselâm ağlamak istedi, fakat başaramadı. zira cennet üzüntü ve ağlaşma yeri değil, bilakis sevinç ve sürûr mekânıdır. bunun üzerine adem aleyhisselâm, dünyaya inmeyi istedi ki, o mertebeye erişebilsin. bu bir misaldir. insanların ancak günah işleyip tövbe ederek üstün olabileceğine dair bir emaredir. öyle olmasaydı, melekler insanlardan üstün olurdu, hâlbuki değildir. bir hadis-i şerif diyor ki, ''eğer sizler hiç günah işlemeyen bir kavim olsa idiniz, allah sizi helâk eder, yerinize de günah işleyen fakat hatasını anlayıp tövbe eden nesiller getirirdi''.

    demek ki imtihanın sırrı, kendi varoluşunu gerçekleştirme maksadı, düşe kalka yolunu bulmaktır. yoksa kendisine verilen pusulayla önünü herkes görür. allahu âlem!
  • bir arkadaşın da belirttiği gibi, şeytanla ilgili tek sıkıntı, benim önümde eğilmemesi ile ilgili. ben derken, insan oluşuma istinaden söylüyorum. ben kimsenin önünde eğilmezken, ateşten bir şahıs olan şeytanın, gelip de topraktan bedenimin önünde diz çöküp tövbe istemesi, kendisi açısından anladığım kadarıyla, biraz gurur kırıcı. topraktan bedenim derken, yakışıklı bir adamım ama sonuç olarak toprak işte. konuyu tüm detaylarıyla bilmiyoruz ama bizim yüzümüzden gerçekleşmiş olması, biraz rahatsız ediyor. arada kalıyoruz bu konuda ve maalesef elimizden de bir şey gelmiyor.
  • baska bir muptezel de durun orjinalinden dinleyin diye masal gibi hikaye basmis.

    kardes biz doyduk islama da hristiyanliga da gerek yok eksik olma :)

    bence seytan sulh yoluna gidip bu olayi tatliya baglamali. allahu teala da bir buyukluk yapip affetsin bu is huzur icinde hallolsun.
  • aradaki mevzu su sekilde anlatilmis. mevzu hakkinda kaynak

    “hani rabbin meleklere demişti ki: ‘ben kupkuru bir çamurdan, şekillenmiş kara balçıktan bir insan yaratacağım. ona şekil verdiğim ve ona ruhumdan üflediğim zaman, siz hemen onun için secdeye kapanın!’ demişti. bunun üzerine meleklerin hepsi de hemen secde ettiler. fakat iblis hariç! o, secde edenlerle beraber olmaktan kaçındı.”(1)

    “allah (c.c) buyurdu ki: 'ben sana emretmişken seni secde etmekten alıkoyan nedir?' dedi. iblis; 'ben ondan daha üstünüm. çünkü beni ateşten yarattın, onu çamurdan yarattın. balçıktan, işlenebilir kara topraktan yarattığın insana secde edemem.' diye cevap verdi. allah şöyle buyurdu: 'öyle ise çık oradan! sen artık kovulmuş birisin! muhakkak ki hesap gününe kadar lânet senin üzerine olacaktır!..'”(2)

    "iblis: ‘ey rabbim! bana hiç olmazsa, tekrar dirilecekleri güne kadar mühlet ver.’ dedi. allah (c.c); ‘sen bilinen gün gelinceye kadar mühlet verilenlerdensin.’ buyurdu. ‘ey rabbim! beni saptırdığın için, yemin olsun ki yeryüzünde fenalıkları onlara güzel göstereceğim, halis kıldığın kulların hariç, onların hepsini saptıracağım.' (dedi)”(3)
    "yemin ederim ki, senin doğru yolun üzerinde onlara karşı duracağım, sonra önlerinden, artlarından, sağlarından ve sollarından onlara sokulacağım. çoğunu sana şükredenlerden bulmayacaksın.”(â'raf, 7/16-17)

    “allah buyurdu: git! onlardan kim sana uyarsa, iyi bilin ki hepinizin cezası cehennemdir. hem de tam bir ceza! onlardan gücünün yettiği kimseleri dâvetinle şaşırt; süvarilerinle, yayalarınla onları yaygaraya boğ; mallarına, evlâtlarına ortak ol, kendilerine vaatlerde bulun. şeytan, insanlara, aldatmadan başka bir şey vaat etmez. şurası muhakkak ki, benim (hâlis) kullarım üzerinde senin hiçbir ağırlığın olmayacaktır. (onları) koruyucu olarak rabbin yeter.”(isra, 17/63-65)
  • bu arada islam dinine göre, şeytan'ın günahının insanın önünde eğilmemek olduğunu da not olarak düşelim. şeytan kendisini insandan daha hayırlı görmüştür.

    diğer tüm melekler, azrail, cebrail ve mikhail dahil, insanın önünde eğilmiştir. şeytan'ın hatalı olduğunu anlaması, islam dininde, insanın kendisinden üstün olduğunu kabul etmesi ile olur.

    ironik sanırım.
  • 2018 yılında şeytana inanan insanları göstermiştir.
  • şeytan en başından beri allah'ın tek güç olduğunu ve zaman geldiğinde başının büyük dertte olduğunu biliyor. burada olayı, ateş > çamur ve bunu kanıtlamak için bana ahirete kadar zaman ver yarattığın çamurların ne kadarını yanıma çekeceğim göreceksin. herşey bittikten sonra affedilir orası meçhul fakat allah'ın sarsılmaz bir güç olduğu ve baki kalacak tek şey olduğu kabul edilirse, hiçbirşey yok olana kadar cehennemde kalmaz gibi. ama ne süreyle kalır onu bilemiyoruz, çünkü bizim burada kavradığımız zaman ve sonsuzluk konseptiyle, oradaki tamamen başka olacaktır.

    şeytan olayı tamamen cinleri ve insanları test etmenin bir yolu da olabilir. şeytanın pure evil olması çok mantıklı değil. çamura tapmam dediği için mi böyle oldu? burada savunduğu şey, çamur < ateş ve insanoğlunun son derece yoz bir üretim olduğudur. inanıyorum ki insanlarda olduğu kadar cinlerde de içi iyilik dolu milyonlarcası vardır. (tam tersi de)

    allah'ın tekrardan tek ve mutlak güç olduğundan yola çıkarsak, bütün bunların nasıl sona ereceğini zaten salise salisene biliyor olmasını da kabul edebiliriz. burada bilemeyeceğimiz şey ise neden evren / insanoğlu yaratıldı? bunun cevabı ise gelecekse bu dünyada gelmeyecek.

    ben sonuna kadar allah/peygamber/kitap/melek olaylarına inanıyorum. ama günümüzde bu konseptlerin inanılmaz derecede çarpıtılmış olduğu ve kuran'ın değiştirilmemiş olduğuna inanmak güç. burada kendi yargı ve doğrularımıza güvenip yola devam etmekten başka çaremiz yok. bu yüzden de gram inanmayanlara da hak veriyorum. allah insanı yaratırken hür irade vermiş ve insanların çok büyük bir çoğunluğu materyalistiktir ve gözüyle görmediğine inanmaz. bu iki grup saygı çerçevesinde yaşasa zaten hiç sorun kalmayacak.

    konumuza dönersek; şeytan zaten allah'ın mutlak güç ve haklı olduğunu biliyor, onun olayı inatçı bir çocuk gibi denileni yapmaması. kim yapıyor ki? özür dilese de dilemese de bir şekilde yol bulunacağını tahmin ediyorum çünkü allah affedici ve bağışlayıcıdır. asıl önemli olan bu dünyada inanılmaz kötülük yapmış insanlar affedilecek mi onu dert etsinler bence :)
hesabın var mı? giriş yap