• israil'in making a murderer 'i.

    insan gercekten hayret ediyor, illa bir suclu yaratmak adina, polislerin dondurdugu alavere dalaverelerin bu kadar uluslararasi boyutta oldugunu gorunce. bulamiyorsunuz madem, masum biinsani zorla hapse tiktirtmaya calismak da neyin nesi? :/ tey allam.

    4 bolum ibranice seyretmek/dinlemek biraz yorsa da; sonuc olarak idare eder.

    6/10
  • aklımın ermeyeceğini düşündüğüm konular hakkında empati kurmaya çalışmak haddime değil, ancak, bir insanın başına gelebilecek en kötü/kötünün de kötüsü şey, çocuğunun öldürülmesi ve yıllar geçmesine rağmen katilinin bulunamaması olabilir sanırım. tabii, artık türkiye'yi geçiyorum, amerika, kanada ve neresi olduğunu dahi hatırlayamadığım sürüyle ülkeyle ilintili birçok faili meçhul davanın konu edinildiği belgesel izledim. ortak nokta, suçsuz insanları psikolojik işkencelerle manipüle ederek hayali bir suç mahali oluşturabileceğiniz ve bu doğrultuda sayısız hayat karartabileceğiniz. israil'de de durum pek iç açıcı değilmiş.

    filmin yapım aşamasında baba vefat etmiş, zaten yıllardır hastaymış, kendi de söylüyormuş. bir tarafta, davaya kafayı takıp facebook grupları kuran alakasız bir güruh var, diğer tarafta sanal zorbalık uygulayarak insanları zor durumda bırakan deliler, başka taraftaysa afedersiniz zik kadar tuvalette, onca saç teli, ayakkabı izi (burası belirsiz), kan vb şey içinde dna bulamayan adli tabip.

    --- spoiler ---

    roman denen adamın, ibranice'yi doğru düzgün konuşamamasından, büyük olasılıkla yarım akıllı oluşundan faydalanıp tıkıveriyorlar içeri. 12 yıldır boş yere hapis yatıyor adam. suçsuz adam, suçlu olduğuna dair itirafta bulunabilir mi diyenler the confession tapes izleyebilirler. zibilyon kez aynı belgeseli önerdiğim için yapımcılardan üç beş bir şey tırtıklayabilme hakkım doğmuştur diye düşünüyorum.

    reddit'te okuduğum kadarıyla, "a.h" denen adamın adı: adir habani.

    a.k hakkında bir bilgi yok. belgeselde de anlatıldığı gibi, ikisinin, garip, dengesiz ilişkileri varmış. adir habani bu yüzden konuşmamıştır, akli dengesi yerinde olmayan sevgilisine şiddet uygulamakla yetinmeyip tecavüz ettiği bilgisi yayılır diye. bir nevi "win-win" durumu var ortada. o da az göt değilmiş.

    yine, reddit'e döneyim. tair'in okulundaki öğrencilerin (özellikle kızlar) tair'le uğraştıkları olurmuş. bu yüzden tair, önce okulunu değiştirmek istese de değiştirememiş, onun yerine üç kez sınıf değiştirmek zorunda kalmış.

    --- spoiler ---
  • golan tepelerindeki küçük bir şehirde, bir okul tuvaletinde, güpegündüz 13 yaşındaki bir kız çocuğu öldürülür. hem de bayağı kanlı ve vahşi bir şekilde. katil olay yerini terk eder. bunun üzerine israil polisi hiçbir kanıt olmamasına rağmen okulun ukraynalı bir göçmen olan hademesini tutuklar. savcılar ve polis dışında kimse katilin bu hademe olduğuna inanmaz. öldürülen kızın ailesi dahil. işte bu noktada çok enteresan şeyler olur. polis bir şekilde olayın üstünü kapamaya, delilleri görmezden gelmeye çalışır. hademenin lehinde konuşan herkesin gözünü korkutur. hademeye zorla olmayan suçunu itiraf ettirirler (ki bu anların kamera görüntüleri var).

    dahası asıl katilin kim olduğunu bilen bir tanığı hapse atıp ufak çaplı işkenceler yaparlar. katilin kim olduğunu bilen bir başka kişi intihar eder. belgesele röportaj veren bir başka kişi ise 2 gün sonra intihar (!) eder. röportaj verdikten iki gün sonra.

    işte belgesel bunun hakkındadır. bu belgeselin en bok yanı, bir sonuca bağlanamamasıdır. 2016 yılında yayınlanmış. baktım, roman zadorov, yani olaydaki hademe hala hapiste. insan gerçekten hayret ediyor. adamın şimdiden neredeyse 15 yılı çalındı ve çalınmaya devam ediyor.

    belgeselin bir diğer bok yanı ise polisin inatla bu olayı neden örtbas ettiğinin anlaşılamaması. polis niye katili koruyor? katil nüfuslu bir aileden mi geliyor? neden katille iletişimde olan insanlar intihar ediyor? ya da gerçekten intihar mı ediyorlar? polisin işi çözmeme konusundaki ısrarı niye? olay yerinde o kadar delil varken polis neden bunları incelemeye tenezzül etmiyor?

    ve asıl bomba kısım ise, okulun hademesine zorla suçunu itiraf ettirdiklerine dair kamera görüntüleri olmasına rağmen neden hala bu adam içerde? neden lan neden? o kadar çok şey havada ki, insanın sinirleri bozuluyor.

    bu dizi israil'in dinamikleri hakkında biraz bilgi veriyor. öncelikle olaylar golan tepelerindeki bir şehirde geçiyor. malumunuz, burası resmi olarak suriye toprağı. 67 senesinde israil buraları işgal edip arapları bölgeden kovuyor. 80 sonrasında da artık yahudi yerleşimleri başlıyor. israil'in genel politikası bu zaten. yavaş yavaş yahudi köyleri kurarak bölgenin demografik yapısını kendi lehine çeviriyor. filistin için uyguladığı taktik de buydu.

    ancak tabii bu yahudiler, bizim amerikan filmlerinden bildiğimiz kaymak tabaka yahudiler değil. bunlar gariban olanlar. israil kurulduğu zaman bir sürü siyonist birleşip gariban yahudilerin mallarına el koyup, israil'e taşınmaya zorluyor. kim ister amsterdam'ı, paris'i, zürih'i, viyana'yı, budapeşte'yi bırakıp allah'ın çölüne gitmeyi? bu insanlar da zorlanmasalar buralara sürgün edilmezlerdi. konuyla ilgilenenler için:
    https://en.wikipedia.org/wiki/haavara_agreement

    buralara değinmemin sebebi şu; israil demokrasi olarak bulunduğu bölgedeki bütün ülkelere fark atacak bir pozisyonda. düşünce özgürlüğünün yine bölgesindeki en büyük temsilcisi. en nihayetinde bir batı devleti. batı medeniyetinin bir parçası. bu kadar hukuksuzluk göz göre göre nasıl yapılabiliyor?

    okulun öğrencileri bir öğretmenin arabasını yakıyorlar. bunu yapanlar daha ortaokul bebesi. yuh! türkiye'de bile mümkün mü böyle bir şey?

    bu insanlar maalesef umursanmıyorlar. bir ailenin kızı vahşi bir şekilde öldürülmüş, katil belli, tutuklanmıyor. aileye sus payı olarak bir hademeyi içeri alıyorlar. belgesel hazırlanırken baba da ölmüş. adam adaletin yerini bulamadan ölmüş. herifin yüzüne üzüntüden felç inmiş. işte yahudi'nin garibanı da müslüman'ın garibanından farklı muamele görmüyor bu ortadoğu bataklığında.

    son olarak, belgeselin yayınlanmasından sonra bir başsavcı konu hakkında uzun bir açıklama yayınlamış ve belgesel için "demokrasi için bir tehlike" sözünü kullanmış.

    belgesel daha önce kamuoyuyla paylaşılmamış bazı ifadeleri de açığa çıkarmış. örneğin a.h. denen şahsın verdiği ifadeden polis dışında kimsenin haberi yokmuş. tüm bunlara rağmen roman reyiz hala içeride. ne diyeyim, yehova yardımcısı olsun.
hesabın var mı? giriş yap