• oyun olarak değil, editör olarak görülmesi lazım. yani adamların asıl sunduğu şey pek de harika olmayan 3-5 saatlik gameplay değil, yeni senaryolar yapabilme imkanı.

    bir nevi "biz kaç cyberpunk severiz saysana" projesi olmuş.

    keşke uğraşacak kadar zamanım olsaydı da istanbul'da geçen filan bir şeyler yapabilseydim.
  • şunu not düşmekte fayda görüyorum:

    bu oyunun asıl olayı kendisinden ziyade editörüdür. bu projeye dair harebrained'in en çok takdir ettiğim yönü, oyunu oyunun kendisinden ziyade bir editör olarak planlayıp oyunun kendisini editörle yapılmış gayet alelade bir campaign seçeneği olarak sunma vizyonunu sergilemiş olmasıdır. adamlar kickstarter'dan alınabilecek en doğru mesajı almışlar -- "bizim gayet psikopat bir komünitemiz var lan" -- ve bunun bir sonucu olarak aslında bir oyun çıkarmamışlar, shadowrun'ın geleceğini bir anlamda takipçi kitlesine teslim etmişler. iki milyon dolara yapılabilecek en doğru hareketlerden biri bu. şu anda da modding forumlarında her türlü desteği sağlıyorlar, hatta zamanın yetmemesinden ötürü sağlayamadıkları esneklikleri (yeni silah tipleri ekleme gibi) çeşitli geliştirmeler, rehberler ve tutorial'larla telafi etmeye çalışıyorlar. yakın gelecekte, bu editörle yapılmış ellişer, yüzer saatlik shadowrun temalı başka oyunları gördüğümüzde bu hareketin arkasındaki zekanın çok daha bariz bir şekilde anlaşılacağını düşünüyorum.

    ek: ayrıca şu başlıkta "old school :)" diye kafa siken 10 arkadaştan 15'i de (şaka lan, hepinizi seviyorum <3) şu oyuna da bakmak zorunda: (bkz: age of decadence)
  • eski tarz oyunları hâlâ sevenleri oldukça ihya edecek bir oyun olmuş. verilen düşük puanların zalimce verildiğini, oyuna haksızlık yapıldığını düşünüyorum. tabii ki diyaloglar seslendirilse, daha iyi animasyonlar olsa tadından yenmezdi ama bu oyunun kickstarter ile yapıldığını unutmamak lazım. fazla alıştık tabii film tadında seslendirmelere, efektlere, grafiklere, o yüzden de böyle oyunlara burun kıvrılıyor. ama ben bayıldım açıkçası, eksikleri var tabii ki ama bu eksikler beni rahatsız etmiyor, eski oyunlar hep böyle değil miydi zaten? karakterler, diyaloglar ve betimlemeler oyunun en güçlü yanları olmuş, hikaye insanı sürüklüyor. grafikler "yeni nesil oyuncu"yu tatmin etmez, ama bence mekanlar çok güzel çizilmiş.
    özellikle cyberpunk sevenler düşük puanlara hiç aldırmasın, mutlaka oynasın.
  • eski oyunların tadını vermiş oyundur. şu andaki haliyle (5 dakika filan oynadım gerçi daha) iyi bir patch istiyor gibi görünüyor, özellikle manuel save sisteminin olmaması sinir bozucu, bir de combat sistemi çok iyi dengelenmiş görünmedi gözüme (magelerden daha çok korkmayı beklerdim açıkçası) ama atmosfer 10 numara olmuş denebilir. karakterler için yorum yapmayacağım, zira daha erken, ama bana shadowrunner olma hissini verdi diyebilirim.
  • oyun dünyasına ve oyunculara olan güvenimin tazelenme sebebi.

    tek kelimeyle muhteşem. eksikleri var mı? tabii ki. bir çok.

    fakat shadowrun returns başka şeyler temsil ediyor. "biz köklerimize dönüyoruz, harcore rpg yapacaz" diyerek, oyuna "originlerimiz" adını verdikten sonra, "you push the button, something awesome happens hülooğ" diyenlere anlatıyor güzel güzel rpg'nin ne olduğunu.

    seslendirme yok, save sistemi yok(daha ziyade checkpoint sistemi diyebiliriz halihazırdaki sisteme), inanılmaz animasyonlar yok, yüzlerce yan görev yok. karakter sayıları biraz sınırlı.

    ama oyundaki her karakterin üzerine anı kitabı yazılacak derinliği ve geçmişi var. her bir npc ile yaşanılan diyaloglarda, karşınızdakinin kişiliği olan bir karakter olduğunu hissediyorsunuz.

    kısaca şöyle bir oyun shadowrun returns, yan görev olarak verilmiş "brotherhood a giriş kartı bas" görevini yapabilmek için, hacklenemniz gereken admin hesabının sahibinin çöpe atılmış mektublarını okurken kendinizi kadın için duygulanırken bulabileceğiniz bir oyun.
  • shadowrun hakkında bilgi sahibi olanların lofwyr'in temsilcisi olarak tanıtılan adama dikkatli bakmaları tavsiye edilir.

    --- spoiler ---

    "ak, aslan yelesi saçlı, altın rengi gözlü orta yaşlı bir adam"

    galiba 'big, gold and nasty' ile bire bir muhatap olduk.

    --- spoiler ---
  • defalarca bitirdiğim, shadowrun denen evrenle tanışmama vesile olmuş oyun.

    oyunu bu kadar çok oynamamın sebebi hikayesi kesinlikle değildir, biraz yavaş akar ve sönük geçer. sonunda "oha hiç beklemiyodum" gibi durumlara düşmezsiniz.

    ancak, oyunun evreninde yatan o "büyü ile teknolojinin karşılaşması" temasıyla karakter yaratma sistemi asıl kendi içine çeken şey.

    biyonik kollu ork şaman dayı bildirdi.
  • oyunun en sağlam yönü atmosferidir. bunda da mesela şunun etkisi büyük; npc'lerle ilk konuştuğunuzda amele gibi direkt diyaloğa girmek yerine, o npc'nin bir paragraflık betimlemesi çıkar karşınıza. yani adamı şöyle bir süzersiniz, tıpkı gerçek hayatta yapacağınız gibi.

    dandik karakterlerin bile kendi içinde hikayesi olması, bu betimlemelerle birleşince oyun çok canlı bir hale geliyor.

    ayrıca sürekli yağan yağmur da ftw.
  • karpal tünel sendromu olanların* bilgisayarda klavye ve fare kullanmaları sakıncalı olabileceği için android sürümünün de bulunduğu*** (http://goo.gl/x3vrih), baldur's gate ve ilk iki fallout ile benzerlikleri olan, ama sıra tabanlı oynanan cyberpunk temelli bir evren geçen, başarılı bir oyun.

    oyunun windows, mac os x ve linux sürümlerini de ayrıca gog.com'dan ve steam'den alabiliyorsunuz.

    gog.com - http://goo.gl/zbkogk
    steam - http://goo.gl/ictfn
    google play - http://goo.gl/x3vrih
    apple store - http://goo.gl/sblpgg

    oyunun ek paketi olan shadowrun dragonfall'un android ve ios sürümleri henüz bir çıkış tarihine sahip değil, ancak oyunun forumlarında yapılan resmî açıklamada belirtildiği üzere bilinmeyen bir tarihte çıkacakmış.
  • asıl olayı editör denmiş. alakası yok. editör çok güzel fakat resmi campaigni için alınır oyun. çok güzel, sizi içine çeken bir konusu ve atmosferi var.
hesabın var mı? giriş yap