• olsa güzel olurdu ehehheeh. hayalleriyle oynadığım arkadaşlar kusura bakmayın.

    bilmiyorum ne kadar clickbait oldu ama öyle olsun diye böyle saçma bir başlık açtım. hegel'e laf etmek bana düşmez. gerçi celal şengör'e de düşmez ama o bir herbokolog.

    bertrand russell'in yirminci yüzyılda felsefe adlı denemesinde okuduğum ve hayli mantıklı bulduğum bir bölümü sizlerle paylaşmak için açtım bu başlığı. clickbait olmasının nedeni de herkes sikimsonik başlıklara üşüştüğü ve aslında ilerlemizi sağlayacak başlıkların bomboş, reklamlarla dolu sayfalar olarak kalması sebebiyledir.

    "hegel yanlılarının görüşleri, gerçek dünya hakkında bizlere sadece mantığın çok şeyler anlatabileceği inancına dayanır. mr. bradley de bu düşünceye katılmaktadır. görünürdeki dünyanın kendi kendisiyle çeliştiğini; bu nedenle de aldatıcı olduğunu; gerçek dünyanın ise, mantıksal olma zorunluluğu yüzünden, şaşırtıcı bazı özelliklere sahip olmasının doğal olduğunu öne sürmektedir. gerçek dünya zamanda ve uzayda olamaz; birbiriyle içiçe ilintili çeşitli şeyler içeremez; ayrı ayrı benlikler içeremez; hatta bilme olgusundaki özne ve nesne arasındaki ayrılık şeklinde bir bölünme içeremez. bu nedenle o, düşünceden ve istemden çok duyguya benzeyen bir şeyle bağlantılı olan, zamandan bağımsız, tek bir mutlak’tan ibarettir. şu dünyamız bütünüyle bir görüntüdür; ve de üstünde oluyor gibi görünen şeylerin gerçekte bir önemi yoktur. bu doktrin ahlak kavramını yok edebilir. ancak ahlak duygusaldır; mantıkla bağdaşmaz. gerçekten de hegel yanlıları, temel ilkeleri olarak, hegel felsefesini doğru kabul ederek davranmamız gerektiğini ısrarla vurgularlar; ancak şunu gözden kaçırıyorlar: eğer bu felsefe doğru ise nasıl davrandığımızın da hiç önemi yoktur."
hesabın var mı? giriş yap