• yuzuk parmagi ba$ parmagin yardimiyla avucun icine dogru bastirip, diger 3 parmaginiz yukarida duracak surette yapilan harekettir (yani neredeyse rockcilarin i$areti, fakat orta parmak yukarida). bir hatun ki$i ile iken, eliniz bu $ekilde iken akillica kullanirsaniz ayni anda iki i$i bir arada yapabilirsiniz. two in the pink, one in the stink..
  • en sevdiğim örümcek adam villainlerinden biri. özellikle tam iş üstündeyken her seferinde örümcek adam'a enselenmesine verdiği tepkiler harikadır.

    - ne? sen. şehirde onca süper kahraman varken neden hep sen?

    yada

    - örümcek adam? siz kaç tanesiniz?
  • 89 yapımı wes craven filmi. 80'lerin korku- komedi turune örnek filmlerinden biri. tabi komedi kısmı şimdi öyle geliyor.
    piranalar yuzunden küvetten bile tırstığım, freddy'nin yatağın altında olabilme ihtimalini duşunup gotumün tutuştuğu, çaki uyuzu yüzünden bebeklerden soğuduğum o yıllarda iyiki bu filmi seyretmemişim. televizyondan girip çıkan topal katil olayına nasıl tepki verirdim bilemem artık.. neyse efenim gelelim filmimizin konusuna; pinker adlı tırlak katilimiz önüne geleni kesip biçip öldürmekte amma yakalanamamaktadır. günlerden birgün parker adlı bir fitbolcu çocuk, rüyasında ailesinin katledildiğini görür. ve ailesi aynı rüyadaki gibi katledilir. rüyasında katilide gördüğünden pinker yakalanır ve elektrikli sandalyeye mahkum edilir. amma velakin elektrikli sandalye onu öldurmek yerine daha da güçlendirir. boylece elektrik dalgalarıyla baskalarının bedenine girip, kendini yakalatan parker'ın peşine duşer. sonrasında iyi müzikler eşliğinde eğlenceli bir kovalamaca başlar.. televizyon sahneleri cidden çok eğlenceli..
  • 80'lerdeki amerikan korku filmleri furyasının bir örneği. tv için çekilmiş havası var ama sinema için çekilmiş ve iyi de bir bütçe ayrılmış. wes craven hem yazmış hem yönetmiş, ortaya bol çeşnili fantastik temalı bir film çıkmış. rüya mı gerçek mi anlaşılamayan freddy krueger'ımsı kabuslar, chucky gibi kara büyüyle başkasının bedenine girme, kötü varlığın jason voorhees gibi bir türlü ölmemesi. elm street'ten, child's play'den esintiler var. ortaya karışık bir şey olmuş. hele son 15 dakika tam bir parti. katilin bedenlerde gezmesi yetmiyor, analog sinyallere dönüşüp tv yayınlarına da sıçrıyor. önceki entry'lerde bir arkadaşın yazdığı gibi çok kurcalama, izle geç modunda. saraya'nın timeless love'ı film içinde çok kısacık o da enstrümantal olarak geçiyor. sword and stone gibi o güzelim şarkıyı da ending credit'e koymuş allahsızlar. 80'ler delisi olarak bu filmi sevmek zorundayım ama.
  • bu filmin cok ta guzel bir soundtrack'i vardir. ozellikle shocker, love transfusion ve shockdance cilgin atmaniza sebep olur. peki diger sarkilar bosmudur? tabiiki değildir.
  • başka, bambaşka bir filmdi bu. hiçbir zaman hakettiği ilgiyi görmedi. bunu da wes craven'in neredeyse tüm korku/gerilim filmlerinde görülen, sonlara doğru saçmalamaya eğimine bağlamamız mümkün, yine de ortalarına kadarki bölümü sarsıcı kabul etmemek haksızlıktır.

    main theme'i de yıllarca aklımdan gitmemişti, hoş bir telaffuzuydu belki de beni çeken:

    "şooakkaaaa şooaakkaaa.."

    http://www.youtube.com/watch?v=lylgpvumkzc
  • televizyonun içinde ki kovalamaca sahnesi- bir yerinde alice cooper da gözüküyor- ile aşırı eğlendiren 80 yapımı kült film. soundtrack'i rock ve metal ağırlıklı olup, kiss, megadeth, alice cooper, saraya , iggy pop vs. içermektedir.
    (bkz: no more mr.nice guy)
  • wes crawen bu filminde olabildigince ozgur takilmis. film icinde bulunan bir cok olgu icin herhangi bir aciklamanin mumkun olmamasi "seyret gec kardesim cok didikleme" dusuncesinin urunu gibi gorunmekte. sanirsam daha once dusunulmus bir takim film senaryolarinin birlesitirilmesi ile olusturulmus bir film. insani korkuturken gulduren, guldururken dusundurtmeyen bir film denilebilir.

    --- spoiler ---

    filmi seyretmeden once gordugum tek sahnede kotu adam tv'den cikmasi idi. bu sebeple filmin girisinde tv'den gosterilen siddet dolu goruntuler sonucunda ilk basta televizyonun insan hayatina kotu etkileri gibilerinden bir mesaj beklemistim ancak yanilmisim. filmin herhangi bir mesaj kaygisi yok kesinlikle. aslinda herhangi bir kaygisi oldugunu da sanmiyorum.

    filmde seri katil, alakasiz yer ve zamanlarda ortaya cikan hayaletler, kisilik ele gecirme, televizyon dalgasi ile sayahat, ruyada gelecek gorme, olumden geri gelme, ruya-gercek ic iceligi, olulerle konusma, tv uzaktan kumandasi ile insan idare etme gibi olgularin beraber ve ahenk icinde bulunusu herhangi bir mantik sorgulamasina yer birakmiyor. bu tur olaylari dogal kabul ettikten sonra film, herhangi bir gizem de birakmiyor. hersey acik ve secik sekilde cereyan ediyor.

    --- spoiler ---
  • örümcek adamin bir keresinde ayaklarinin altina yag bosalttigi,sok darbelerini atesleyince itme kuvvetinin etkisiyle gerisin geriye duvara carpip bayilan düsmani.
hesabın var mı? giriş yap