• bangkok'tan bir zaman tünelinden gecilerek ulasilabilen sehir..

    zamanim cok oldugundan ve de trenlere ozel bir sempatim oldugundan bangkok'tan siem reap'e trenle gitmeye karar verdim! bangkok'ta sabah erken saatlerinde kambocya sinirindaki aranyapratteh'e (!?) giden trene binmek gerekiyormus. taksiye binmek istemedigimden bir sekilde gecenin ucunde tren istasyonuna ulastim. 3. sinifta, 48 baht (1 dolar civari) gibi komik bir paraya sizi kambocya sinirina goturecek trene binebiliyorsunuz. trenin camlari sonuna kadar acik, iceride surekli yiyecek icecek satiliyor ve manzarasi cok guzeldi. sabah trenine degil ogleden sonrakine binilirse sinira hava karardiktan sonra variliyor ve vize islemleri cok can sikici bir hal alabiliyor, zira yolculuk cok uzun suruyor.

    asil eglenceli kisim ise sinir gecisi. trenden iner inmez paranizi somurmek isteyen insanlarla cevrilebiliyorsunuz. trende tanistigim bir cocukla kendimizi tren istasyonundan sinir kapisina 100 bahta tuktuk'la goturttuk. fake turist acentelari, pasaportunuza 50 bahta mühür vurmak zorunda(!) olan görevliler, fake bir kambocya konsoloslugu! ve diger envai cesit dolandiriciligi atlatip kambocya konsolosluguna varabildik. buranin ismi dolandiricilarla o kadar ozlesmis ki, internette sinirda her yerde kimin ne cakallik yaptigini aciklayan bir harita dolasiyor.

    kambocya vizesine 30 dolar, serefsiz ve ahlak yoksunu vize gorevlisine 3 dolar rusvet vermek zorunda kaldik. uzak doguda yedigim (bildiklerim arasindan) tek kazik budur. pasaport polisiyle girilen tartisma bizim icin bir yere varmadi ama bir kadin uzun müzakereler sonucu (vizesini gec almak pahasina) o parayi ödemedi.

    zaman tüneli dedigim kisim tam da kambocya'ya gectigimiz anlardi. yasadigi kanli tarih nedeniyle kambocya taylandi yaklasik 50 yil geriden takip ediyor, sinir gecisinde bu fark daha da ayan beyan bagiriyor.

    kambocya sinirini gectikten sonra bedava bir otobüs insanlari poipet otobüs terminaline götürüyor. taksiye de binecekseniz otobüs de kullancaksaniz o terminale gitmenizi tavsiye ederim. yoksa sinir kapisinda fahis fiyatlar uyguluyorlar. daha evvel birisi kisi basi 30 dolara taksiyle gittiklerini yazmis ama ayni yolu kisi basi taksiyle 12 dolara giden insanlar oldugunu biliyorum. farki farkedin. benim planim 9 dolara devletin sagladigi otobüse poipet terminalindan binmekti ama görevliler "bugün yagmur yagdi", "sel basacak", "o 3 saat gecikecek" diye bahanelerle özel bir firmanin biletini 10 dolara kilitlediler. 1 dolar kambocya icin yüksek bir para ama asil mevzu özel otobüsün sizi siem reap'in anormal bir yerinde birakmasi ve tekrar tuktukcularla pazarliga girismeniz. zira sizi oraya birakan otobuscu tuktukclarindan belli bir kar payi aliyor. siki bir müzakere'den sonra otele de tuktukla ulastim.

    siem reap'a gideceklere son tavsiyelerim; yemekler pub street'te dahi lezzetli ve ucuz. pub street'e yakin konaklama gecenin sonunda ulasim derdinden kurtariyor. ve hamam böcekleriyle uyumak istemiyorsaniz "tin tin ırish cafe & guest house"'dan uzak durun. ama karsisinda cok efendi bir adam guzel kahvaltilar hazirliyor.

    angkor wat icinse, tapinaklarin oldugu haritalari incelemek ve kisisel planinizi yapmak onemli. ben 3 gün ayirabildim, ilk 2 gün bisikletle son gün de bir sekilde dolastim :) günesin dogusunu izlemek icin son gün erkenden gittim ama bi olayi yokmus, tavsiye etmem. onun yerine angkor wat'ta satilan turuncu kapli kitabi (5 dolardan fazla vermeyin) alip, her tapinagi okuya okuya her tasi görerek gezmeyi tavsiye ederim. zira eger bir ulasim aracina para vermek istesem, bu tozun topragin icindeki tuktuk degil, klimali bir taksi olurdu. zira tapinaklarda dik yokuslarda tirmandiktan sonra taksinin serin ortaminda dinlenmek cok daha iyi gelirdi. birden fazla kisi oluca hem arac tutmak hem de rehber ayarlayabilmek cok daha ekonomik oluyor. ben bisikletle cok eglendim, hatta turlarin cok gitmedigi tapinaklara kendi hizimda istedigim sekilde de gittim. ama uzak tapinaklara gitmedim ve aksamlari yorgun oluyordum. ve kambocya trafigine cok dikkat etmek lazim.. bir gün tuhaf bir sebepten dolayi aksam karanligina kalinca neredeyse sinek gibi ezilecektim, cünkü bizim beyaz kicli batili trafik kurallarimiz orada pek öyle islemiyordu.

    is bu entry aklima yeni mevzular geldikce yenilenecktir. mesela masaj yaptirmak icin pub street'teki en temiz görünen yer harikaydi. ara sokaklardan bir dolar daha fazla ama standardi cok daha yüksekti, 40 km bisiklet sürdükten sonra bir saat yogurulmak iyi geldi.
  • belki de en cok dikkat edilmesi gereken seyin oteller oldugu kambocya kasabasi. luks icin degil, yemekler eglenceler icin hic degil. sadece cocuklar icin. ister 5 liraya kalin ister geceligi 5000 liraya, otele girdiginizde illaki otelinizin childsafe kampanyasina katilip katilmadigina kesinlikle dikkat edin. childsafe kampanyasina katilan oteller mumkun oldugunca cocuk istismarina, pornosuna, buna dahil olanlara karsi cikmakta ve otellerini bu gibi kirli para oyunlarina alet etmemektedir. childsafe'e destek veren oteller, yanlarinda aileleriyle degil de yuzunden ne pislik oldugu anlasilan yabancilarla gelen cocuklara hayir diyebilen, gerektiginde polisi cagirabilen ve daha da onemlisi calisanlarini bu gibi durumlar icin egiten otellerdir. az biraz dikkat ile yastiginizin ustunde kac cocugun nefesinin kirlendigini dusunmeden uyuyabilirsiniz, en azindan elinizden gelenin bu oldugunu bilerek.
  • buraya kara yoluyla gidip aynı şekilde kara yolu ve özellikle otobüsle taylanda geri döneceklere uyarı. siem reap'da bir çok seyahat ajentası vardır bunlarda taylan'da bangkok ve pattaya'ya 2+1 lüks vip otobüslerle sizi götüreceklerini iddaa ederler. saat gece 02:00'de kalkması gereken otobüs 03:00'de kalkar. vip otobüs dandik eski, sıkışık bir otobüs çıkar. ama esas süpriz sınırı geçince başlar. sınırın karşı tarafında sizinle dalga geçerek ufacık minibüslere oturtup vip minibüs diye yuttururlar. bunlar da bizim dolmuşlara takabül eder:) altı saatlik yolu daracık minibüste sıkışarak gidesiniz:)
  • öyle bir pub streeti var ki; kamboçya'da olduğunu unutursun. bodrum barlar sokağı nal toplar arkasından.
  • 2014 yilinda gittigim inanilmaz güzelliklerin yakinindaki minik sehir.
    biz bangkok’dan air asia ile uctuk. kambocya vizesi kapida verildiginden, yanimizda istedikleri belgeleri toparlayarak ucaga bindik (zaten para haric cok fazla bir seye dikkat etmiyorlar gibi, ismimi bile dogru yazmamislardi vizeye). vize sirasina önden girebilmek icin, ucakta ön siralardan check in yaptirip, sonrasinda da kosa kosa terminal binasina girdik. önde gelmenin avantajiyle, tüm vize islemi 15-20 dakika gibi bir sürede bitti.
    otellerin pek cogu, havaalani transflerlerini sagliyor. bizi de bir soför kapida bekliyordu. oteller genelde cok uygun fiyatli. biz epey hos görünen bir 5 yildizli otele karar verdik ve oldukca da memnun kaldik. ancak iklim kaynakli asiri bir nem var, oteller ne kadar lüx olursa olsun, o nem kokusunun önüne gecmek pek mümkün degil. bir de balkonda falan otururken cesitli böcekler, hayvanlar falan odaniza dalabilir (malum tropik ormanin ici), dikkatli olmakta ve kapilari kapali tutmakta fayda var.
    sehir cok ufak, pek bir numara da yok. aksamlari, genelde yabancilarin takildigi barlar ve restoranlarin oldugu bir bölge var. gayet uygun fiyata bati tarzi veya batili damak tadina göre hazirlanmis yerel yemekler yiyebilirsiniz. buraya cok yakin bir de gece pazari var, hediyelik esyalar icin oldukca uygun. cesit bangkok gece pazarlarindaki kadar fazla degil, ama bizim de taklit cantalara, gittigimiz yerden kilik kiyafet alisverisi yapmaya fazla düskünlügümüz yok. yalnizca ese dosta hediyelik sallar, atkilar aldik (hem tasimasi kolay, fazla yer tutmuyor, hem de herkesin kullanimina uygun).
    gezinin asil amaci olan tapinaklar bölgesi meraklilari icin tam bir cennet. sabah erken (özellikle gün dogumunu görmek icin giden ciddi bir kitle var), ayarladiginiz taksi veya tuktuk soförüyle birlikte gidip bilet aliyorsunuz, cok kalabalik oldugunu ve bilet almak icin epeyce beklenebilecegini hesap etmek gerekiyor. gözünüzü cevirdiginiz her yerde baska bir tapinak, baska bir kalinti görüyorsunuz. ormanla ic ice gecmis yapilar, bir yandan doganin gücü karsisinda diger yandan insanlarin yaraticiliklari ve caliskanliklari karsisinda hayran birakiyor. ormanda zehirli yilanlar ve ciyanlar her tarafta, burada da basilan yere dikkat etmekte fayda var. bir de her taraf maymun dolu ve insanlara olmasa da ellerinde tasidiklari yiyecek iceceklere saldiriyorlar. 5-6 kisilik bir japon kafilesinin elindeki posete saldirip aldilar ve vermemek icin de ciddi cirkefce bir kavga cikardilar. yavrusu olanlarin insanlara da saldirdiklarini duydum. cok sevimli olsalar da, biz sevip oksamaya kalkmadik, sonucta vahsi hayvanlar ve her ne kadar baska careleri olmasa da insanlara cok alismamalarinda fayda var. sabahin erken saatlerinden itibaren inanilmaz bir sicak var. sirt cantasinda icmek icin olmasa bile, arada kafayi islatmak icin su bulundurmak ve sapkayla dolasmak sart.
    böldege budist rahiplerin yasadigi bir alan da var. tuvaletlerini kullanmak icin izin istedik, para vermeye kalktigimizda kesin bir sekilde reddettiler. ıcecek de sattiklari icin, biz de hem biraz dinlenmek, hem de tesekkür etmek icin derme catma cafelerinde biraz oturduk. bambaska bir boyutun insanlari, neredeyse hic bir seyi olmayan insanlar, ellerinde olani da sizinle paylasmak icin can atiyor. agaclardan topladiklari meyveleri ikram edip, nasil yenecegini ögrettiler.
    cok turistin gittigi bir yer olmasina ragmen, tayland kadar turist öpücü bir yer olmamis henüz. hem insani daha cana yakin, hem de fiyatlari cok daha uygun.
    bir sonraki kambocya ziyaretinde baskente gidip, yerel hayata daha yakindan bakmak istiyorum (siem reap tapinaklar haricinde oldukca yapay bir yer). ancak gidip görebilmis olabilmekten de cok büyük mutluluk duydugum bir yer (bizdeki bu döviz kurlariyla, ekonomik istikrarsizlikla bir daha ne zaman gidebilirim bilmiyorum, ama en az 3-4 hafta sürecek bir uzak dogu gezisi daha yapmak var aklimda).
  • 7 yıldır orada yaşayan bir türkün söylediğine göre 70 kadar türkün yaşadığı şehir. şehirde 1 adet trafik ışığı varmış onu da göremedim. her yer motorsiklet, tuk tuk, araç olmasına rağmen iyi idare ediyorlar bu şekilde. haritasını yarım günde çıkartabileceğiniz kadar küçük, tapınak ziyaretleri için oluşturulmuş bir kent diyebiliriz. genel olarak ucuz denilebilecek bir şehir, özellikle alkol ve sigara "acaba sahte mi lan" diyeceğiniz kadar ucuz. markette winston 0,5 dolar, 12 yıllık chivas regal 12 dolardı. gidecek olanlara otel, mekan, yemek v.s. konularında yardımcı olunur.
  • 70 lerde kalmış ülkenin turizmle kendini iletletmeye çalışan şehri.

    bangkoktan geliyorsanız karayolu ile ulaşımı kesinlikle tavsiye ederim. sadece yemyeşil yolları, turuncu toprağı, bir anda bastıran yağmurları (yağmur döneminde gittik) için değil, sınırı geçtikten sonra aniden dünyanın nasıl değiştiğini, yol kenarlarındaki köyleri, oynayan çocukları, evleri görebilmek için süper bir fırsat.
    4.5 saatlik bangkok - poipet seyahatini çok araştırmadan bulduğumuz dünyanın en teknolojik taksisi ile 250 liraya yaptık. otobüsle daha uzun sürüyormuş. daha uygun fiyata bulabilir ya da önceden soruşturursanız paylaşacak birilerini bulabilirsiniz.
    taylanddan sonra sınır noktası olan poipet te sudan çıkmış balığa döneceksiniz, bir anda 20 seneye geriye gideceksiniz. siem reap aşırı turistik olduğu için klişe kamboçya görüntülerine rastlamayabilirsiniz ama poipet tam olarak bunları derinlemesine hissedebileceğiniz bir yer. sınırda dolandırılmadıysanız çıkar çıkmaz siem reap e gitmek için otobüs durağı gibi bir yerde taksiyle götürelim abi diye geliyorlar. 4 kişi kişi başı 30 dolara mis gibi götürüyorlar. başta bir saat sürüyo filan demişlerdi de kafadan 2.5 saat sürüyor. (sülalesi rahat şöfor abimizin kimseye bir şey sormadan/söylemeden 1 saat yemek molası vermesi ile 3.5 saate çıktı sağolsun.)

    kamboçya kavruk.

    siem reap te tuktukçulara karşı alarmda olmak gerekiyor. sürekli sormalarından demiyorum, teşekkür ederim diyince gülerek selam veriyorlar sıkıntı yok fakat bir yere gidecek olursanız en az iki kişiden fiyat alın. dramatik farklarla karşılaşabilirsiniz.

    tapınakları görmek için vaktiniz varsa 1 hafta ayırın tabi ama yoksa en az iki gün. günübirlik tur için 10-12 dolara tuk tuk ayarlayabilirsiniz. kalacak yer için ailenizle gidiyorsanız, illa otel derseniz lüks oteller de var, aksi takdirde golden temple villa yı önerebilirim, kahvaltıları güzel, temiz sıcak bir pansiyon. canlarım. ( tüm tatilin en muhteşem masajını da burda yaptırdığımı es geçmeyeyim. )

    kimer yemekleri insafsızca kötü. ben her şeyi yerim diye gidip aç kaldım. hindistancevizi yağı kadar taş düşsün, ya her şeyi bu yağla kızartıp bulamaç yapıyorlar, ya da çiğ yiyip üstüne bu yağı döküyorlar. kızartma kokuları hayattan soğuttu. fakat neyse ki imdada yetişen muzlar, ananaslar var.

    gündüz fena sıcak olduğu ve genelde insanlar tapınak ziyaret etmekte olduğu için sokaklar bomboş, gece night market ve pub street var görülecek. çok tatlı barlar var. (bkz: angkor what) titizlik kaygınız yoksa 5 dolara kimer ablalar tarafından yapılan thai masajından az daha sert khmer masajıyla yeniden doğabilirsiniz.
    night markette yine ölümüne pazarlık söz konusu. bir noktadan sonra iyice çığrından çıkıyor, "what you give" sorusundan kaçacak yer arıyorsunuz. en son şirinliğin dozunu arttırıp boynuma sarılan bir kız ile pazarlık yapmak zorunda kaldım. hayır yaptığım pazarlıkta istemiyorum almicam pazarlığı, zorla satıyolar. o yüzden fiyat sormadan önce üç kere düşünebilirsiniz.

    sonuç olarak gidin bi dünya angkor birası için. bir de çok acayip ama kamboçya gerçekten büyülüyor, dikkat edin.
  • burda aksam yemeklerini nerde yerseniz yiyin tavanda kertenkeleler size eslik eder.
    red piano guzeldir, floating village ilginctir, angkor wat muhtesemdir.
  • şirin mi şirin bir kamboçya kasabası. ayrıntısı için link hizmetimiz vardır: http://cercop.blogspot.com/…orelim-3-siem-reap.html
  • riel in rağbet görmediği kent.
    dolar yada baht daha rahat el değiştiriyor burada.
    markette bile dolar ile hesap yapıyorlar.
    giderken riel almanıza gerek yok.
hesabın var mı? giriş yap