• derin olmayan orn: sig deniz orn2: sig dusunce tarzi
  • bakış açısı dar kişilere söylenebilecek nitelendirme.
  • sığırdan geldiğini düşünüyorum. ki sığır sığın biraz daha manipüle edilebilir halidir. sığırdan geri bildirim alabilirsin. sığdan da alabilirsin ama ne derece sağlıklı olur orası mavi muammer...

    elit insan > normal insan > politikacı > insan değil > at > hayvan > sığır > sığ

    görüldüğü gibi epey rencide edici bir sıralamanın ögesi.
  • van gölü çevresindeki türkmen kesimlerde deyaz sözcüğü ile karşılanır.
  • (bkz: sig)
  • belki de her şeyin çözümü olan. o gün her şey bittiğinde kulağa yavaşça fısıldanacak olan.
    "hep yanlış yerlere baktın, hep yanlışın peşinde koştun. boğulacağını bilemedin mi? bilemedin mi seni yutabileceğini? öyle basitti ki. göremedin mi?"
    "sana göstermeye çalıştım. yanlış dedim. defalarca söyledim. duymadın. neden hep düşündün? neden hiç dinlemedin? neden bulabileceğini sandın? umut etmemen gerektiğini hiç öğrenemedin mi? "
    "sen bu oyunu hiç anlamadın ki?"
  • (bkz: kap)
  • sığ takılmaya karar verdim baba pardon ben.
    bir bulaşıcı hastalık olarak kabul ediyorum bunu.
    öyle ortadan gidiyorsun, anüsten konuşuyorsun sıkıııntı yook.
    evvelden aynı platformda başka şeyler olarak bir çıta ihtiva ettik. gelip en sığ vatandaşlar abuk subuk konuştu.
    yannış anlama, aklıma geldi de kinlendim değil. kin yoktur bende.
    sadece sığır çoksa sığ olmakta sakınca yok'tayım.
    bir dönem ismini vermiyciğim, şöhretli bir yayınevi sahibiyle oturduk cihangirde.
    şiir satmıyor dedi.
    ne satıyor dedim.
    isimleri söylersem deşifre olur.
    sikik sikik dönem şeyleri.
    niye o zaman aklıma gelmedi bunca sığır arasında sığ olmak bilmiyorum.
    insan yaş aldıkça amaaan boşver diyebiliyor mu?
    hayır tabii.
    ama eskisine kıyasla ilerleyebiliyor orda.
    amına komuşum bu dünyanın.
    zaten kendi ürettiklerimiz kendi odalarımızda kendi çekmecelerimize sürülü.
    instagramın atarlı sikik karıları, büzdükleri o sikik dudakları, orada burada yazan eden 3 kuruşluk aklıyla ahkamın xxlarcını kesen dingiller
    bu memlekette sığ olacaksın olacaksan baba.
    yarın değişir mi?
    dinamikleri etik mi, ilkeli mi, sikik değil di mi?
    ona bakmasyon...
    .
    bir fabrikada yöneticilik yaptım.
    işçilerle laubali değildik ama uzaktan severlerdi bizi.
    yazıhanede bir kargam vardı.
    bir şovalem.
    bir de havalı tabancam.
    o sıra kime uyuzsam onun gazetedeki resmini, özel olarak yaptırdığım nişangahıma yapıştırır alnına bu tabancayla nişan alırdım.
    bazan mustafa usta mesela yazıhaneye dalardı.
    abi derdi.
    bi dakka mustafa derdim.
    tam böyle iki elimle tuttuğum tabancayla nişan almışım gazeteye.
    pılp derdi bilye.
    buyur derdim.
    mustafa usta kargaya bakıyor olurdu.
    abi, matkabın kömürü bitmiş.
    koltuktan fırlardım.
    kömür numunesini alırdım.
    işçiler beni görünce götlerini tezgaha verirlerdi.
    daha iyi çalışıyor gibi görünmekti sanırım maksatları.
    10 dakka içinde malzemeyi tedarik eder, herkese birer poaça, birer dal sigara dağıtır bir defalık çalışırken tüttürmeye müsade eder, elemanların arasında bir tur atardım.
    işi aksayana yanaşır, işi beraberce çözer go ahead derdim.
    sabah toplantılarımız olurdu haftada bir.
    motivasyon şeyleri.
    toplantının sonunda go ahead derdim.
    sonra bir gün baktım, bizim katın ustası, bir iş yaptırıyor, go ehet diyor adamlara.
    ulan ali usta dedim.
    çok güzel sığdık işte orda.
    bu olayı hatırladım.
    demek ki yeri gelmiş.

    bak yineliyorum hasta etme adamı
    sığır mı
    sığ mı

    sığ tabiy...
  • "şu kayıkçı, kötü yerde yakalanmış boraya;
    o, şu sığın önlerinde, epey vakitten beri
    dalgalarla dövüşüyor, gelemiyor ileri."

    yurdakul'dan
  • bana bu kelimeyi "derin" kelimesinin eş anlamlısı olarak öğretmişler. neyse ki belli bir süredir zıt anlamlı olduklarını biliyorum.

    kim neden böyle bir şey yaptı. araştırıyorum. ne diyim allahından bulsun.
hesabın var mı? giriş yap