sigorta

• her evde mutlaka bulunan yüklenince atan ve elektirikle ısınanların mutlakağa birkaçkez muhattap oldukları ,esrarengiz elektirik arabirimi
• eskiden sigorta attiginda fellik fellik bakir tel aranilirdi, sonra otomatikleri cikti allahtan tek bir hareketle atilan sigortalar sagligina kavusturuluyo
• güzel bursamda güzel manzarası olan ve genelde dağdan esen aksam rüzgarlarıyla geceleri serin kalmayı başarabilen güzel bir semt.. hayır orda oturduğum icin söylemiyorum..
• (bkz: sigortacı)
• tam anlamiyla, riski transfer etmek demektir. siz sigortalaninca, kendi riskinizi sigorta kurulusuna tasirsiniz ve bunun icin prim odersiniz.
• ters piyango
• şu sistemi kim bulduysa dahi olarak gorulmelidir. zira bir şeyin olmasını istemiyorsunuz ve "ya olursa" diye onun için para ödüyorsunuz. "sigorta gereksizdir" gibi bir sonuç çıkartılmaması gerekir tabii bundan. bulanı taktir ediyorum çünkü adam olmasından korkulacak şeylerden para kazanmanın yolunu bulmuş. ayrıca bir sigorta şirketi isterse ne yapar ne eder, bir kıl tüy bulur gene de ödemek istemediği parayı ödemez. tabi robert bosch'un da dediği gibi para kaybetmek güven kaybetmek yerine tercih edilebilir, sigortacılık da böyle bir iş.
• muskaymış bu bir arkadaşın dediğine göre^*
• nam-ı diğer asfalya.
• yanlis kaninin aksine sigorta riski transfer etmek degildir. risk hicbir zaman transfer edilemez. transfer edilen sizin o riskin olmasi sonucunda karsilasabileceginiz tahmini maddi hasardir. bir bakima da havuz olusturmaktir sigorta; ayni risk ile karsi karsiya olduklarini dusunen insanlar biraraya gelip hepsi ortaya bir miktar para koyar. kimin basina birsey gelirse bu havuzdan istifade eder.