• ali tezel'in sitesinde bilinçli bir vatandaşın hakkında güzel tespitlerde bulunduğu okunmaya değer mesaj attığı, ileri demokrasi şeysi.. .

    **vatandaş tepkisi**

    zorla sigorta yaplir mi?
    ben bilgisayar mühendisiyim ve şu anki türkiye çalışma koşullarını reddederek işsiz kalmayı kabul etmiş oldukça bilinçli bir vatandaşım. dünlü habertürk tv’de esnek çalışma yasasını anlatış performansınız harikaydı. istanbul’da çalışan arkadaşlarım bu esnek çalışma yasasının nerelere varacağını bilmeden çalışıyorlar. ben bu işin sonunu çok iyi biliyorum. sizden bir ricam oldukça saçma olan genel bence zorunlu sağlık sigortasındaki saçmalıkları da gündeme getirmeniz. dün akparti halkla ilişkileri arayıp bu yasayla ilgili eleştirilerimi söyledim. oradaki görevli bile inanamadı, böyle bir şey yapmış olamayız dedi. kahvede cafede her gördüğüme anlatıyorum hiç kimse akla mantığa sığdıramıyor. işsiz birini zorla sigortalı yapacaksın ve ondan zorla para isteyeceksin. adamın geliri yoksa bile gidip anne ve babasının mal varlığını araştıracaksın. kanuna göre bakmakla yükümlü değil anne baba ama sen yine de onun gelirlerini çalişmayan çoçuğa bölüştürüp para isteyeceksin. adamın zorla evine gidip ziyaret edeceksin. nerde hane mahrumiyeti? niye adamın evine gidiyorsun. adam senden bir şey istemiyor ki. zorla sigorta paketi satacaksın. zorla evine gideceksin. dünyanın neresinde görülmüş uygulamalar bunlar? ben bugüne kadar 100 kişiye anlattım insanlar inanmıyor oldukça saçma bir uygulama? bunları gündeme getirirseniz çok seviniriz."

    **
    sayfada en altta;
    http://www.alitezel.com/…index.php?sid=yazi&id=5112
  • hükümete bok atma sevdalılarının son çarpıtması.

    laftan anlamıyorlar desen, anlaşılmayacak bir şey yok. sırf art niyet yani. bilmeyenler de doğru zannedip gaza geliyor.

    bilmeyenler için: yeni düzenleme ile sağlık güvencesi olmayan tc vatandaşı kalmayacak. yeşil kart dolandırıcılığı da bitecek. sağlık güvencen yoksa, gelir tespiti için bir ay içinde kaymakamlığa başvuracaksın.

    bu tespit sonrası gelirin 295 liranın altındaysa bedava,
    295-865 lira arasındaysa ayda 35 liraya,
    865-1773 lira arasındaysa ayda 106 liraya,
    1773 lira üzerindeyse ayda 213 liraya sigortalı olacaksın.

    başvurmazsan en yüksek rakamı ödeyeceksin. türkiye cumhuriyeti anayasal olarak sosyal bir devletse ve devlet sosyal bir hizmet olan sağlık hizmetlerini her vatandaşına ulaştırmakla yükümlüyse, sen de vatandaş olarak bir zahmet kaymakamlığa başvurmakla yükümlüsün.

    sosyal devletin gereği olarak yapılıyor bunlar. "ben sosyal devlet istemiyorum. eğitim, sağlık vs. her şey paralı olsun" diyorsan eyvallah. bence de öyle olsun. ama yok sosyal devlet anayasal görevini yapsın diyorsan işte yapıyor.
  • ne diyordu biricik devletimiz. seçmek özgürlüktür. engelli internette olduğu gibi burada da devletimiz vatandaşına sesleniyor. gel vatandaş diyor, seç diyor.

    "herkes zorunlu olarak gss’li olacak
    haberlerde görüyorum sinirimden ne yapacağımı bilemiyorum. zaten isteyenin girebileceği gss, 1 ocak 2012 günü zorunlu oluyor ve çift “s” kuralı gereğince herkes gss primi ödemek zorunda olacak buna da harika uygulama başlıyor diye haber yapıyorlar…. bugüne kadar var olan ben gss’li olmak istemiyorum prim de ödemeyeceğim deme hakkınız artık yok…

    adlarına ister gelir testine gitsin ister gitmesin her gss prim borçlusu her ay bankaya gidip çıkan borcu ödemek zorunda. ödemezse hem her ay borç birikecek, gecikme zammı ilave edilecek hem de borcu olduğu için sağlık yardımı da alamayacak. üstelik uzun süre geçmeden evine de sgk tarafından icra gönderilecek." yazının tamamı için: http://www.alitezel.com/…index.php?sid=yazi&id=5108

    genel kültür için ayrıca: (bkz: 2 s kuralı) (bkz: seçmek özgürlüktür)
  • bu dayatmacı yasayla özellikle yeni jenerasyonda görülen ve bir birey olarak çalışmayı, yaşamayı seçen gençlerin gelirinden 106-213 tl arası bir kesinti olacaktır bu kadar basit. bu konunun savunulacak, arkasında durulacak bir kısmı yok. bendeniz bir müzisyen, bir editör ve çevirmen olarak hayatımı 3 4 farklı işte çalışarak, kendi işlerimin patronu olarak ve sabahın köründen akşamın karanlığına kadar çalışmak yerine haftanın 7 günü kendi seçtiğim saatlerde çalışmak üzerine kurdum. kendi emeklilik fonuma da her ay düzenli olarak paramı yatırıyorum (bankaların ve sağlık sigortası şirketlerinin dışarıdan emeklilik paketlerine bakabilirsiniz) + her ay 125 tl'lik özel sağlık sigortam da var. e şimdi ne olacak benim durumum? dışarıdan dergi editörlüğü, konser gitaristliği yaptığım için gelirim asgari ücretin iki mislinden fazla evet. bu durumda benim ödemem gereken miktar hiç gereği yokken 213 tl olacak ve ben bu ödediğim hizmetten hiç bir şekilde faydalanmayacağım. uzun sözün kısası, freelance tasarımcılar, çevirmenler, müzisyenler, sanatçılar, yazarlar, sporcular, özel ders veren eğitimciler, özel şöförlük yapanlar, üniversite mezunu olan ve ailelerin çocuklarına bakıcılık yapan gençler, uzun sözün kısası freelance çalışan herkes artık izlenmede ve fişlenmekte, bunun faturasını da ödeyecek hale düşmüştür. bu durumda ne olacak? sağlık sigortamı iptal ettireceğim olan özel sağlık sigortası şirketlerine olacak. benim gibi 1000 kişi aylık 125 tl'lik sağlık sigortasını iptal ettirdiğinde bir tek firmaya patlayacak fatura: 125.000 tl/aylık. bu durumda özel sağlık sigorta şirketlerinin ses etmiyor olması ise bu durumu hak ettikleri anlamına geliyor bence.
  • aralarında 11 bin tl ile geçinemediğini dile getirme yüzsüzlüğünde de bulunan, her iki kişiden birinin seçtiği kişilerce dayatılandır. lütfedip 295,5 tl altı geliri olanları muaf tutmuşlar prim ödemekten. benim vatandaşımın geliri neden 295,5 tl'nin altında diye bi sorsana. adam aç yatıyor sen diyorsun "gel sigortan benden." la adam hastalanıp ölsem de kurtulsam derdinde zaten. şu an sinirden saçmalıyor olabilirim. neyse.

    ha bir de sakın bana "yav arkadaşım bin kere söyledik, yazdık anlamıyor musunuz" deye yeltenen olursa bana ayda 213 tl borç versin.
  • bence son birkaç yılda alınan en önemli karar. zira bu ülkede kayıt dışılık o kadar olağan hale gelmiş ki, insanların gidip bir yerlere kayıt olması gerekliliğine bile şaşırıp kalanlar var. ben de aslında bu güruhtan biriyim; nüfus sistemine hala eski adresimle kayıtlıyım. gelir kaydı bir ülke ekonomisinin en önemli veri kaynaklarından biri, sağlık da en önemli giderlerden biri olduğuna göre bu ikisini eşleştirmek için böyle bir mekanizma getirmek bence gayet doğru. bu kaydın 1 ayda yapılamayacağı aşikar ancak bu ülkede 10 yıl süre verseniz, herkes gider yine son ay kayıt olur.

    ayrıca bu konu sayesinde hastaneye verdiği 15,5 liranın tüm muayene masraflarını karşıladığını sanan saflar varmış, bunu da gördük. benim verdiğim (senin de çalışmaya başladığında vereceğin) hayvan gibi vergiler olmasa sen afedersin nah muayene olursun 15,5 liraya. eğer bu reform düzgün ve dürüst bir şekilde yapılırsa ülkenin sağlık sistemine ve ekonomisine çok olumlu katkıları olacaktır.
  • şu anlama gelmektedir:

    1- önce gerekli yere gidip o formu dolduracaksın ve sana her türlü özel harcamalarının hesabını soracaklar. misal ailenden, eşten dosttan, her neredense bir şekilde para almışsan ve onunla harcama yaptıysan sana gelirin var kardeşim senin diyecekler.

    2- bununla kalmayıp evine gelecekler. evet evine gelip evini inceleyecekler, ailenle senin özeliniz olan eşyalarınıza bakacaklar. ve yine ailenin, eşinin dostunun vs. aldığı şeylere bakarak onları senin gelirinin de hesaplanmasında kullanacaklar. yani onları senin gelirin olarak yazacaklar.

    3- bütün bunlar yapılan 26 yaşında, lisansüstü eğitimine devam eden, sadece babası çalışan ve ayda 900 tl alan 3 kişilik bir ailenin çocuğu bir öğrenci var diyelim. o öğrenciye diyecekler ki senin gelirin ayda 300 lira, o yüzden her ay 35 tl ödeyeceksin. bu uygulamayı savunan beyinsizler için tekrarlıyorum; o evde 3 kişi yaşıyor, eve giren para sadece 900 lira, evde çalışmayan 2 kişi var ve bunlardan biri hatırı sayılır miktarda eğitim masrafı (yol parası, lisansüstü eğitim olduğu için okuması gereken bir sürü kitap, okulda yeme içme parası... vs.) olan bir lisansüstü öğrencisi. ve sen o öğrencinin aylık gelirini 300 tl sayıp o gelir için o aileden her ay 35 tl keseceksin.

    daha bunun içinde ev kirasını saymadım, zaten sinema tiyatro falan ne haddimize vatandaş kısmı olarak. belki kira bedeli o 28 kriterden biridir, belki değildir. ama fark etmez. kira ödemediğini varsaydığım bu bahsettiğim durumda olan birinden her ay 35 tl alacak bu uygulama. bunu yaparken de vatandaşın özel hayatına zorla müdahele ederek özelini hiçe sayacak, seni birey olarak yok sayıp sadece ailenin bir üyesi kabul edecek, bunu da kendi zorunlu yükümlülüğü olan vergi/sgk sigorta primi denetimini doğru düzgün yapmayı beceremediği için yapacak. ayrıca bu bahsettiğim durumda olan biri 35 tl ödeyince de bütün sağlık hizmetlerini ücretsiz alamayacak. zaten bu ödenecek paraların büyük bir kısmı sağlık dışında yerlere aktarılacak, devleti soyanların iç ettiği paraları o 5 kuruş geliri olmayan öğrenciden çıkaracak... ve bütün bunlara rağmen hala daha bunu savunabilen beyinsizler/vicdansızlar var. ulan bu ülke hiçbir haltı haketmiyor be. daha da beter olalım anasını satayım.

    not: ayrıca aylık geliri 900 tl olan kişiden 106 tl alınacak. bir de aylık geliri 1800 tl olan kişiden de, 1800 tl üzeri herhangi bir miktar - mesela 30000 (yazıyla otuz bin) tl - olan kişiden de 212 tl alınacak. tam bir eşitlik abidesi çok şahane uygulama. allah padişahımız sayın recep tayyip erdoğan efendi hazretlerinden razı olsun.

    edit: bu entry üzerine gelen ailesi o kadar kazanıyorsa ne işi var yüksek lisansla, doktorayla, gitsin çalışsın, zaten yüksek lisans lüks... temalı mesajlar da devletin yaptığı bu zorbalıktan daha az vahim değil. yalnız ne hikmetse onların hiçbiri devletin böyle yaparak özel hayatı ve bireyi hiçe saymasıyla ilgili hiçbir şey diyemiyor. yeni bir tanım yapalım o halde bu zorba uygulamaya; yüksek lisansı lüks olarak görenlerin savunduğu uygulamadır bu.
  • işsiz adama gelir testi yapılması, özel sigorta varken zorla bunun dayatılması falan bir yana ama bütün bu dayatmaların oy dahi vermediğim bir iktidar tarafından bana dayatılıyor olması ayrıca zoruma gidiyor.

    ben işsiz olmama rağmen bu parayı verebilecek güçteyim. lakin hem bu partiye oy verip hem de bu parayı veremeyecek güçtekiler ne düşünüyor merak ediyorum. acaba aldıkları kömürler, makarnalar karşılıyor mudur parayı.

    hükümet, bu gibi gizli vergilerle işsiz vatadaşın iliğini sömürme odaklı politikalar yerine çalışanların düşük gösterilen sigortalarının bedellerini sorsun patronlara. eminim daha büyük gelir elde ederler.

    sosyal devlet böyle olunmaz.
    böyle ancak rezil olunur.
  • sistemin içine girmezsen sistem sana girer sözünü hatırlatan uygulamadır.
  • bir yandan, işsizlik rakamlarında esameleri okunmayan okuyan işsizlerin birer işsiz olduğunun sonunda kabul edildiği zorunluluktur. zira, neredeyse 2002'den beri açıklanan işsizlik rakamlarında öğrenciler (üniversite, yükseklisans, doktora...vb.) hiç yer almıyordu ve yeni açılan üniversiteler sayesinde de işsizlik rakamları sürekli düşüyordu. bu yasa ile birlikte muhtemelen -tabi eğer dürüst davranılırsa- ülkedeki gerçek işsizlik rakamlarını da görebileceğiz sanırım.

    öte yandan ise, zaten işsiz olan bir kişinin nasıl para ödeyebileceği düşünülüyor gerçekten merak ediyorum. ailenin bir geliri var bile olsa, kişisel hiç bir geliri olmayan birisinden "zorunlu olarak" her ay para kesmek (ki tamamen kendi iradesi dışında) hiç bir mantığa uymayan bir harekettir.

    hele ki, kalkıp bu yasayı savunmaya çalışmak dalkavukluktan başka birşey de değildir.
hesabın var mı? giriş yap