• iskender gayet güzel yapardı bunu; o kadar güzel dinletirdi ki kendini... o tok, bas bariton sesiyle okurken pek sevemediğim bazı şiirleri asıl cesametine sahibinin ağzında o kadar güzel kavuşurdu ki, o anda 'bu şiir gözlerle değil, kulaklarla okunmalıymış meğerse' dediğim sabittir. bugün hala onun şiirlerini okurken sesimizi, vurgularımızı iskender gibi yapmaya çalışıyorsak nedeni budur: o şiir iskoç gibi okunacak...

    rahmet istedi zahir... güzel uyu benim güzel abim.

    edit: ismet özel hoca da nefis okur kendi şiirlerini. hele ki bir yusuf masalı'nı. açıp dinleyesim geldi tüm kitabı.
  • müzik dinlemekten daha keyif verici olabilen bir hadise. şiir de okuyan da güzelse daha bir verim alınır. ahmet telli'den, genco erkal'dan, nazım hikmet'ten, ahmed arif'den, uğur polat'tan dinlemek ise muhteşemdir.
  • youtube'daki şiir okuma videolarını mp3 olarak indirirken convert2mp3.net kullanıldığında şiirleri tasnif étmek daha kolay oluyor.
    "artist" olarak şiiri okuyanıñ adını, "name" olarak şiiriñ adını, "album" olarak da şairiñ adını yazıyorum. bu da mesela selim akgülüñ ya da necat zivîngîniñ okuduğu şiirler için (müzik uygulamasındaki) sanatçı sekmesinden rahatlıkla bulabiliyorum. aynı şekilde şaiirler* için de (müzik uygulamasındaki) albüm sekmesinden indirdiğim şiirlere ulaşabiliyorum.
  • yapmayı pek sevdiğim, beni biraz daha, mutlu olmasa da huzurlu kılan etkinlik. ezber kabiliyeti hayli kısıtlı olan ben bu sayede bir kaç şiir de ezberleyebildim ki bu bence şahane bir şey. bir şiiri ezberden okumak, onun gözlerine bakarak. şahane bir şey. daha fazla şiir okunsa keşke; buna kabiliyetli kişilerce.
  • işin ehlindem dinlenince pek bi guzel olan eylemdir yoksa gerisi seni şiirden bile soğutur genco erkal
  • şiir okumaktan çok dinlemek daha çok hoşuma gidiyor.
  • zaman zaman yapmayı sevdiğim eylem. kendimle kalıyorum.

    selçuk yöntem - güzelleme
    buyrun dinleyiniz, dinlettiriniz..
    umarim bir şiir de sevdiğinizin sesinden dinleyiniz.
  • "ah, kimselerin vakti yok, durup ince şeyleri anlamaya" demiş gülten akın. ne güzel ne de yol söylemiş. işte böyle anlarda çoğunlukla kendimi bir şiiri okurken buluyorum. dolayısıyla dinletmek istiyorum.
    gülten akın - ilkyaz
    buyrun efendim, bu da benim sesimden naçizane.
    (kayıt kalitesi kötü olabilir fakat güzel yürekler es geçecektir mutlaka bu detayı. zira ne bir desteğim ne de arkam var. bizimkisinden olsa olsa havanda su dövmek olur. o da bu kadar olur)
  • kaliteli diksiyona sahip güzel tınılı bir sesten şiir dinlemek, enfes bir şekilde huzur veriyor. çoğu insan bu eylemi komik bulur nedense. üniversitedeyken bu konuda kafamın uyuştuğu arkadaşlarımla bazı geceler, minderlerimize bağdaş kurup; sırayla okurduk kendi sevdiğimiz şiirleri. kışın ortasında ev soğuktu belki, ama sözcüklerin büyüsüyle ısınırdık. o kadar çok arıyorum ki o günleri. uzun zamandır çevremde ciddi anlamda kafa yapımın uyuştuğu insan bulmakta zorlanıyorum. çevremdeki insanlarla gerçekleştirebildiğim eylemler, boş muhabbet yapmak ve saçma durumlardan geyik malzemesi çıkarmak. tamam, bunlar da vakit geçirmek için yapılabilir şeyler de, kendimi git gide boş beleş insanlar sürüsünün içinde bulmaktan sıkıldım. işten bi' eleman gelmiş bugün, diyor ki: "çin, japon hepsi aynı, ne farkı var. bana kalırsa hepsinin kökü moğollardan geliyo." amk ben bu insanla ne konuşabilirim :( japonya'nın adını da japon sanıyor velet. küçümsediğimden değil, sadece böyle insanların varlığından haberdar olmak beni rahatsız ediyor. teknoloji çağındayız. istediğin her şeye erişim bu kadar kolayken, bu denli cehalet beni ciddi anlamda rahatsız ediyor. şu hayattaki tek becerisi ezbere bildiği reçeteleri uygulayıp iki enternasyonal kokteyl yapabilen kıçı kırık barmenlerin egosundan bahsetmiyorum bile. tevazu erdemdir, bunu bilir bunu söylerim. ay şiir dedik huzur dedik, ne içimi döktüm be. yazarken darlandım, -yeni nesil pelinsu'ların dediği gibi- yeto.
hesabın var mı? giriş yap