• elazığ'dır.

    elazığ'da 10 gününü geçiren insan zeki demirkurbuz filmlerinin müptelası olur, çehov'u hatmeder, tarkovski'ye takla attırır, kubrick'e şapka çıkarttırır, lynch'e rüyasında at kafalı orcik gördürür, bergman'a keban'da alabalık yedirtir.

    erkan oğur gibi bir sanatçıyı yetiştiren harput'ta herhangi bir kayalığa oturup sigara içerek elazığ'ı izlerseniz kendinizi nuri bilge ceylan filminin bir karesinde hissedebilirsiniz. o derece dingin. yani sıkıntıdan ziyade dinginlik diyelim. o kadar dingin ki yüzlerce yıldır bir kuyunun dibinde bekleyen taş gibi hareketsiz saatlerce bekleyebilirsiniz.
  • ankara'da sürekli konserler, tiyatrolar, bilmem neler varken; her taraf bar, cafe doluyken; dünya kadar üniversite olup bir sürü genç insan cirit atarken; en uzaktan en uzağa en fazla 30 dakikada gidilebilirken bu şehri hala sıkıntılı bulabiliyorsanız problem sizde gençler.

    tanım: sıkıntılı şehir yoktur, bulunduğunuz yerde eğlenemiyorsanız siz moronsunuz.
  • elbette ki istanbul..
    trafiği en meşhur sıkıntısıdır..
    diğer sıkıntılara sıra gelmiyor bile..
  • hakkari;

    yani buraya sıkıntılı denilemez. sıkıntı burada kendine vücut bulmuştur. doğası efsane, yerlisi çakal (turist öpme babında), onlarca polis kontrolü, garip bakan gözler, pkknın sikimsonik dükkan kapatma kuralları (dükkanını açan esnafı infaz ediyorlar), dağların arasına sıkışmış kalmış hissi, kömür kokusu, gece mavi-kırmızı polis arabaları ışıkları, bitmeyen çatışma sesleri. asker olarak değil, turist olarak gittim hakkariye. insanı sıcak, hatta esnafı samsun’dan daha samimi. gene de çok kasvetli, çok yorucu bir şehir hakkari (merkez).

    samsun;

    acemi askerken, eğitimde dakka başı sela verilirdi. ulan derdim ne kadar kişi ölüyor. istanbul’da duymadım bu kadar seri sela. samsun’un kışı da pek bir yamandı. dağın tepesine direkt karadenizden soğuk hava öbekleri gelir, içine işlerdi insanın. velhasıl kelam esnafını da hiç sevmedim. e harfini ae şeklinde söylemeleri, rus pazarı falan. belki askerlik karın ağrısı yapıyordu, bilemiyorum. yazın çok güzel ama. çayları enfes, pideleri, ekmekleri muhteşem. deniz ürünleri haliyle kaliteliydi.
  • (bkz: kocaeli)
    yaşadığım şehirler arasında en kasvetlisi.
  • ankara'dır ve açık ara ankara kazanacaktır. bilecik bile daha keyiflidir eminim.

    hele ki tam da şu an. kışın kış olduğunu fark etmesi 14 ocak'a denk geldi. ne güzel yaza devam ediyorduk. dışarı çıkıp şu tatil günü bir şeyler yapmak isterken havanın haline bak. resmen 14 ocak 2018 ankara rezaleti. otur evde kahve iç film izle diyor zorla.
  • (bkz: mayıs)
    yok lan o şehir değil filmdi
  • "yoz yoz yoz, gat gat gat, yozgat yozgat yozyozgat" sloganıyla meşhur, dünya şehri yozgattır.
  • herhangi bir otelinin dört bir yanı yabancı seslerle çevrili odasında, belli süre evinizdekinden yabancı bir yalnızlık çekerek sıkıldığınızda, ondan sonra orada ne yaşarsanız yaşayın, zihninizde hep o baskın, kör ve uzak yalnızlığınızla yer ederek sizin için sıkıcılığıyla meşhur hale gelecek olan herhangi bir yabancı şehirdir.
  • adana
hesabın var mı? giriş yap