• umutsuzca yeni yolcu bekleyen şoförlü dolmuştaki mesanesi patlayan eski yolcu olmaktır misal sıkışmak. şofer dolmuşunu doldurmak için bütün sokaklardan geleyazan beher in cinsine dıt dıt ederken "ha gayret, az kaldı, yarım saat sonra evdesin" diyip yarım saatten fazla sonra evde olabilmektir... vs vs..
  • hissettiklerimi çok doğru tanımlayan kelimedir.

    dramatiklikten hiç hoşlanmıyorum, yoruyor ve yıpratıyor beni. yakınımdan birisinin herhangi bir meseleyi dramatize etmesinden nefret ediyorum. ancak bugün biraz dramatik olacağım.

    tüm ‘senden kötüsü de var’, ‘sen bi de x’i düşün’, ‘haline şükür et’ leri bir kenara bırakarak kendimi kocaman bir dramın ortasında göreceğim.

    25 yaşındayım, eğitim hayatımın bitişinin üzerinden 2 yıla yakın zaman geçti. ayın sonuna kadar aç kalmamamı sağlayacak kadar para kazanıyor, hayal kurmaktan vazgeçtiğim/ hayal kurmayı unuttuğum günler yaşıyorum.
    %55 engelli raporu olan bir babam, hayatı müthiş telaşının gölgesinde umutla yaşamaya çalışan bir annem, sorumluluklarının ve hayat amacının 1 gram bile farkında olmayan bir abim var.

    herkes çok yorgun, çabalamaktan. düşüp kalkmaktan, inanmaya devam etmekten. yine de hayranım ki çoğu sabaha gülümseyerek başlıyorlar.

    onların hayata bakışlarını, bana verebildikleri ve veremedikleri her şeyi bir kenara bakıp bencilce bakacağım meseleye.

    hasta olduğumda telkin etmem gerekiyor, koşup yanıma gelebilecek kimsem yok aslında.

    yaklaşık 2 hafta önce ameliyat oldum, bugün babama yardım etmeye çalışırken az daha altında kalıyordum. annem her gün ama her gün yumurta isteyip istemediğimi, üşüyüp üşümediğimi adeta vasiyetimi sorar gibi soruyor bana. abim covid olmuş çocuğu için endişelenmiyor, karısının üşütmesine üzüldüğü kadar. prosedürlerle yaşıyor, bir şeyin mantıklı ve doğru yolları yok onun için. olması gerektiğine inandığı kocaman saçmalıklar var.

    ben, söylediğim gibi 25 yaşındayım. bir yandan ne yaparsam yapayım olmayacak gibi, ne kadar çabalasam ne kadar pozitif kalmaya uğraşsam da yakamı bırakmayacak bütün bunlar.

    bugün ve yarın ve bundan sonra bu toksik, eksik, engellerle dolu evde hissettiklerimle olacağım. anneme çok üzüleceğim, yardım etmeye çalıştıkça daha da delireceğim. babamı kaldırmaya çalışırken ben düşeceğim, abim ile sonsuz tartışmalar ve saçmalıklar içinde kalacağım. yeğenimi çok ama çok sevip çok ama çok özleyeceğim.

    en kötü kısma geldik. nasıl hissettiriyor biliyor musunuz? kurduğum küçücük hayaller bile boşuna, hiç birisi gerçek olmayacak. gerçekten anneme ihtiyaç duysam dahi ‘babam yalnız kalmasın’ diye düşünüp annemi çağıramayacağım. çok istediğim bir pozisyona ve maddi olanaklara sahip olsam abim ve eşi acaba kıskanır mı diye bağıra çağıra arayamayacağım onları. düğünümde annem ve babam dans edemeyecek mesela… benim için koşturabilecek hiç ama hiç kimsem yok.

    tam da bu yüzden her şeye koşturuyorum, fiziken yapmasam bile bunu beynimin içinde festival var.

    kendimi çok zorluyorum, güçlü olmak zorundayım. annemi telki edecek kadar, babamın %55’ini telafi edecek kadar. abime sevgimi kaybetmeden onunla başa çıkacak kadar. annemden babamdan bana her ne kalıyorsa, onu koruyacak kadar. geçmiş travmaları aşacak kadar, düzgün bir ilişki kurabilecek kadar. tüm bunlara ek öyle bağır çağır inatçı değil de, kibar ve dişil enerjisini koruyabilecek kadar. işte bu kadar güçlü olmalıyım.

    değilim
    sıkıştım her bir kaosun arasında.
    bana yer yok gibi bu hayatta, varsa da ben orada rahat değilim gibi. kendi yerimi kendim yaparken de pek çok şeyi kaybetmiş ve kaybeder gibiyim.

    yarınlar için çok heyecanlıyım aslında, bakalım hangi yeni kaosları aşma gücü kazanacağım.

    neyse bugünlük böyle. yarın sabah bunları hisseden birisi bu evde hiç olmamış gibi, yastıklar ıslanarak hiç uyunmamış gibi, kapılarda yumruk izleri yok gibi suratımdaki kocaman gülümsememle güne başlayacağım. bu karanlıklarımın kapısını kapatacak ve gökyüzüne bakacağım.

    karanlıklarım belli ki hep benimle, olsun ay bazı geceleri çok güzel aydınlatıyor.

    kelimeler, kalbimi dinlendirmeye devam edin. insan sıkışmışken de yaşayabiliyor nasılsa.
  • iki ya da daha cok yuzey arasinda kalinmasi durumu. eger arada kalan insan ya da insana ait bir uzuv ise buyuk acilar soz konusu olabilmektedir.
    (bkz: pipinin fermuara sikismasi)
  • cisi gelmek anlaminda kullanilan bir sozcuk.
  • borsalarda değişimin giderek azalması ve yatay seyirin uzaması hali
  • (bkz: sıkışık)
  • yanlış anlaşılmalara yol açabilecek eylemin adı..
    (bkz: öğretmenim sıkıştım)
  • kalabalıktan dolayı birbirine çok yaklaşmak; iki şey arasında kalmak; yerinden oynamamak; dar bir yere zorla sığmak veya sığdırılmak; zor bir durumda kalmak; sıkıntı ve darlık vermek, çarpıntı duymak; tuvalet ihtiyacı gelmek..*

    not; işbu enrty, trafik sıkışıklığını portatif tuvaletle çözmeye kalkan güzide yetkililere ithaf olunur..
  • bu kelime yüzünden adam öldürenler var, yazarken okurken dikkat etmeli bana kalirsa. aksfasfd.

    insan sms yüzünden adam oldurur mu ya , ne milletiz. asdfkaf

    http://gercekzaytung.com/…sde-i-skandali-2-olu.html
hesabın var mı? giriş yap