• hak olmalıdır.

    silah sahibi olmak yasadışı olursa sadece yasadışı adamlarda silah olur kanaatindeyimdir her zaman. biz bir ingiltere değiliz silahı dışarıdan kaçak getirmek için elli takla atılsın. piyasada muhtemelen her ruhsatlı silaha karşılık yirmi tane ruhsatsız silah dolaşıyor.

    evet, "insanları tanrı yaratmış olabilir, ama onları samuel colt eşit kıldı" lafına da inanıyorum. silah güvenliktir, neresinden bakarsan bak. ya hiç kimsede olmayacak, ya da herkeste olacak. eğer yasaklayıp, tamamen engelleyemiyorsan, bu sefer bunlara illegal ulaşabilen adamın eline, sıradan vatandaşa karşı büyük bir güç vermişsin demektir. cin şişeden bir kere çıktıktan sonra geri sokmanın anlamı yok. otomobil gibi, ama daha sıkı bir ehliyet sistemi getirirsin, silah güvenliği eğitimini alan, psikolojik muayeneden geçen adama verirsin ruhsatı, adam istediği gibi silah alır.

    normalde ortanın solu bir adamımdır, ama silah taşıma hakkı ve "castle doctrine" adı verilen mülke izinsiz gireni sorgusuz sualsiz vurabilme hakkı savunduğum sağ istikametli fikirler arasındadır. özellikle bizim gibi polisin suçludan yana çıkabilecek kadar "bozuk" olduğu ve kaçak silah bulmanın çocuk oyuncağı olduğu ülkelerde bu hakların olmaması sıradan vatandaşın güvenlik hakkının çok ciddi olarak ihlalidir.
  • bir sivil icin silah tasimak, ancak savunma amacli olursa mazur gorulebilir.
    silah, olasi ir tehlikeyi bertaraf etmek amaci ile tasinir. bu tehlikeyi bertaraf etmenin yolu silahi kullamak olmayabilir. bazen gostermek veya bosa sikmak da pacayi kurtarmanizi saglar. silaha davranmanin tek sarti; cana ve namusa gelebilecek zarardir. cana, mala, namusa diye sayarlar ama mal gidecekse yerine konabilir. cana gelecek kasitlardan kasit dayak yemek degildir. yani sokakta 2 kisiyle kavgaya tutustun diye hemen silahina davranmamalisin (sahsen ben otobanda bi arabayla takismistim vakti zamaninda. amcalar onumu kesti; kavgaya tutustuk... pasa pasa dayak yedim (gerci ben de vurdum ama nafile tabi). kavga suresince belimde silah vardi. dayak suresince hep saldirinin hayati tehlikede olup olmadigini sorguladim. olsa davranirdim silaha kurtarirdim pacayi. ama olmadi, dovuldum biraz gecti gitti...)
    neticesi suur ki efendim; silah oyle ota boka cikmaz. bu hayatiniz boyunca belki bi kere lazim olur; onda da hayat kurtarir... (misal 4 eskiya gecmis yillarda bahcelievlerde bir evi basip adamin gozunun onunde karisina tecavuz ettiler... e olsaydi silah; cakardin alinlarinin catina...)
  • bazen mecbur kalınan bir eylemdir. her taşıyanı yaftalamamak gerekiyor gerizekalı, maganda, vs diye.

    öte yandan komik durumlara da yol açabilir.
    oldukça uzun süre önce özel bir sebepten ben de taşımak durumunda kalmıştım. işinde gücünde, uzun saçlı, takım elbiseli, efendi görünüşlü birisiydim yani.

    ankara'da sakarya'da bir kebapçıya oturduk o zamanlarki eşimle. ancak aynı gün tus sınavı varmış ve bayağı kalabalık atlatmış mekan. benim siparişim oldukça gecikti, o zamanlarki eşim sinirlendi iptal ettir dedi ama inat etmiştim bir kere, sabaha dek de olsa bekleyecektim o adanayı. netekim neredeyse 1 saate yakın bir süre sonra geldi. garson da (yaşça benden büyük birisi) oldukça asabi tavırlarla (muhtemelen çok yorgundu) tabağı önüme attı resmen.

    yedim ve hesabı istedim. hesap geldiği zaman, cüzdanımı arka cebimden çıkartırken ceketin gizlediği silah istemeden de olsa çok kısa bir süre göründü (istemeden de olsa diyorum, çünkü normalde çok dikkat ederdim görülmemesi, anlaşılmamasına).

    az önceki garson bir anda şeker gibi birisine dönüştü. abi bugün bu doktor sınavına girenler ne var ne yok her şeyi bitirdi, o yüzden geç getirdim kusura bakmayın lütfen, ama bir dahakine telafi ederiz abi. türünden laflar etti. ben de olur öyle sorun değil falan dedim.

    adam beni polis falan mı zannetti, yoksa silaha gösterilen bir hürmet miydi bilmiyorum ama gülmüştük bu olaya.
  • çok sağlam bir psikolojiye sahip olamak gerekir silah taşımak için.
    sonuçta öldürme düşüncesi insanın varoluşuyla birlikte içgüdüsel olarak geliyor.
  • zaman zaman silah tasımamaktan daha güvensiz bir duruma sokan durumdur.

    silahını korkutmak amacıyla kullanmak gibi bir hataya düşen kıroların en büyük yanlışı, karşısındakinin de silahı olabileceğini, ve daha da kötüsü, onun silah taşıma samimiyetini de düşünmemesidir.

    eğer tehdit edilen insan silahlı ise, panik yaptığı ya da karşısındakinin ateş açabileceği zannına kapıldığı anda, silahını çekip büyük ihtimalle vuracaktır. böylece elimizde 1 adet bok yoluna katil olan niyazi, 1 adet de pekmezi akmış kıro kalacaktır.

    silah taşımadan önce düşünülmesi, ve hep hatırlanması gereken, o silah çekildiğinde hemen kullanılmak zorunda olunduğudur. tereddüt silahın doğasıyla ters düşer, ve taşıyıcıyı çatışmadan daha da büyük tehlikeye atar.
  • eğer bir silah taşıma ruhsatı ile desteklenmiyorsa son derece riskli ve gereksiz bir eylemdir.

    haa, direk canınıza kasteden hasımlarınız vardır, düşmanlarınız vardır, can güvenliğiniz için mecbursunuzdur, o zaman tamam. ama sırf öyle hoşunuza gittiği için silah taşımak kadar saçma bir şey yoktur.

    yirmi yıldır silahım var ama yanıma alıp da taşıdığım anlar bir elin parmaklarının sayısını geçmez. o da ancak, binde bir denk gelip de gecenin bi yarısı tee tilkinin bakır sıçtığı yerdeki bahçeme gitmek zorunda olduğum ve sırf üşengeçliğimden, "uğraşmayayım şimdi tüfekle müfekle" dediğim zamanlarda vuku bulmuştur. inanın bana hamallıktan başka birşey değil.

    yanınızda silah olunca nisbeten basit bir mevzuda bile -belki- sırf göt korkusundan çıkarır çeker ve karşınızdakini de "radikal" davranışlara yöneltip, aslında bir iki yumrukla, kaba dayakla savuşturulabilinecek bir durumu içinden çıkılmaz hallere sokabilirsiniz.
    sanmayın ki silahı görünce hemen "bokunu yiyem abi" moduna giriyor millet. ne piskopatlar var bu memlekette. artı, "kuru sıkıdır nasıl olsa" diyip daha bi hışımla üstünüze gelebilir.

    direk hayati risk altında değilseniz ne gerek var ki? etliye sütlüye karışmayan, kendi halinde efendi bir adamın silah milah gerektiren olaylarla ne işi olabilir ki? olmaz ya, hadi oldu diyelim ve bir iki serseri sizinle dalaştı. bırakınız yapsınlar bırakınız etsinler. fazla fazla ağzınız burnunuzun kırılıp yüzünüz gözünüzün moraracağı bir olaydan katil olarak çıkmanız işten bile değil allah korusun.
    taşımayın efenim.
  • silah taşımak kolaydır ama onu ateşlemek farklı bir şeydir. helede karşınızdaki kişide silah taşıyorsa, psikolojik üstünlük yer değiştirebilir. bu dünyada belindeki silaha güvendiği için, eşek cennetini boylayan sürüyle adam olduğunu unutmayın.
  • ohal ile sınırsız yetkinin keyfini sürmek isteyen birçok emniyet personelinin bilgisizliği yüzünden, silahlarla ilgili kısıtlama getirilmemis olmasına rağmen ohal'le birlikte silah taşımanın yasaklandığını sanarak iddialasmalarla zamaninizdan calmasina neden olabilmektedir.

    ilgiliye taşıma ruhsatini verenle uzerindeki uniformayi sana veren devlet aynı devlet!
    ama bu rahatsızlık neden...

    hem ne oldu bizim demokrasimizin bekçisi, savunucusu, koruyucusu polislerimize de birden unutuverdiler fişeği biten polise kutu kutu fişek taşıyan vatandaşları!
    bu fişekleri taşıyanlara da sordular mı acaba fişeklerin faturasını ve ilgili silahın ruhsatını görebilir miyiz diye acaba...

    mermisi biten polislerin yardımına vatandaşlar koştu

    peki bulundurma ya da taşıma ayrımı gözetmeksizin ruhsatlı silah ile meskun mahalde silah ile ateş edilmesi...

    çengelköy esnafı hain darbecilere geçit vermedi

    (bkz: silah taşıma ruhsatı)
  • at'ın yerini araba aldı modifiye. avrat saçını sarıya boyattı. silah icat oldu mertlik bozuldu mu ? bırak onu namertlik bile bozuldu.

    taşıyana değil taşıttırana bakın.

    bunu beline takıp da şişmeyen adam yoktur. şişkin yaratıklar tehlikelidir.

    silah taşıyan şişkin potansiyelli adam, genleriyle oynanmış pitbulldur.

    tasmasını tutamazsan ısırır.
  • f16'ya veya m1a2'ye binip "silaha kendini tasitmak" kadar karizmasi yoktur.

    not: f16 ve m1a2 aslinda birer silah tasima platformudur ama, silah olarak bilinirler genelde.
hesabın var mı? giriş yap