• zihnin geçmişe veya geleceğe takılıp kaldığında oturup nefesinin akışını izlemek yoluyla geri dönülebilecek durum.

    (bkz: meditasyon)

    evet sanıldığı kadar kolay olmayabilir. kendini odaklanmaya zorlamak bir işe yaramayabilir, hatta tam tersi etki yapabilir. o anda gelen her şeyi kabul etmekle başlar buraya ve şimdiye geliş. acıysa acı, korkuysa korku, kaygıysa kaysı, sevinçse sevinç. yapılması gereken şey bunların hepsinin dalga dalga gelip içimizden geçip giden zihin ürünleri olduğunu kabul etmek ve sadece öyle durmak. evet, kolay değil, evet, ben de her zaman yapamıyorum ama yapabildiğim zamanlar var; bu nedenle olabildiğini deneyimlemiş biri olarak konuşup tavsiyede bulunabiliyorum.

    bırakılması en zor hallerden biri olan acı çekme hali için konuşayım:

    bırak, acı senin içinden geçsin ve gitsin. içinden geçen elektrik gibi, geçtiği an seni çarpsın ve sonra uzaklaşsın. bunun olmasına izin ver. bunun olmasına izin vermediğin, kaçtığın için daha çok acı çekiyorsun, üstelik korkuyu da çağırmış oluyorsun bunu yaparak. bunların hepsini yaptım. bunların hepsini bir daha yapmayacağımın garantisi yok. ama yapılması gerekenin bu olduğunu biliyorum. o anda kal ve bunun olmasına izin ver. sen izin vermedikçe katlanacak ve kesinlikle kaçamayacaksın.

    ingilizcede pain ve suffering kelimeleriyle çok güzel anlatılıyor haller arasındaki fark. pain için acı, suffering için azap diyelim, daha iyi bir karşılık bulursam değiştiririm. azap (suffering) acıdan kaçmaya çalıştığında oluşan ve kaçtığın acıdan kat kat daha büyük ve korkunç bir şey. yolculuğuna kartopu olarak başlayıp yuvarlandıkça çığa dönüşen bir şey. kaçmaya çalışmasan sadece acıyı deneyimleyeceksin ve geçip gidecek. kaçınca kendinle birlikte sürüklediğin, binbir olumsuz duyguyla karışık bir durum olan azap ortaya çıkacak ve bu bir çeşit işkence. bu işkenceyi kendi kendine yapıyor olacaksın. kaçtığın için. şu anda ve burada gerçekleşecek gelip geçici bir duygudan kaçmaya çalıştığın için.

    otur, nefesine odaklan. akışın senin bedenindeki temsilcisi nefes. istemsizce gelen ve giden bir şey. nefesinle birlikte bırak hisler de gelsin ve gitsin. hissiz ve düşüncesiz bir yere ulaşmaya çalışma; hisleri ve düşünceleri öyle kabul et, kovma, ama peşlerine de takılma. takıldığın nokta bu andan ve buradan kopup gittiğin noktadır.

    bunları kendime de hatırlattığım iyi oldu.
  • sanıldığı kadar kolay olmayan hâldir. tam teslimiyet, kabulleniş ve yargılamadan varolabilme gerektirir. bir "şimdi"den, diğer "şimdi" ye sörf yapmak, sadece o ana odaklanmak, subjektif zaman algısını yavaşlatır. ne farkındalık gelecekse o hâldeyken gelir zaten.
  • (bkz: ibnul vakt)
  • şimdi ve burada bir zindandir. düşünme becerimiz sayesinde algının bu zindanından kurtulabiliyoruz.
  • geçmiş ve gelecek üzerinde düşünmek yararlı olabilir ancak insanların çoğu zaten yaşanmış ya da henüz yaşanmamış olaylar ve ilişkiler üzerinde düşünerek çok fazla zaman kaybederler. bu etkinliklerle harcanan zaman, kayıp zamandır çünkü hayatı dolu dolu yaşamanın tek yolu şimdi ve burada yaşamak, olmaktır.

    bu yaklaşım, insanların geçmişlerinin esiri olmaması gerektiğini savunur. geçmiş deneyimlerimiz, kişiliğimizi ve davranışlarımızı mutlaka etkiler ancak bu deneyimlerin, olabileceğimiz şeyleri etkilemesine izin vermemeliyiz.

    kişiliğimizde bizi rahatsız eden yönlerimiz ve özelliklerimiz için geçmişi sorumlu tutmayı tercih etmek yaygın bir tutumdur ancak olumlu nitelik ve becerilerimizin de köklerinin geçmişimizde bulunduğunu unutmak eğiliminden de vazgeçmeliyiz.

    geçmişimizi değiştirmenin olanaksızlığı açık seçik bir gerçek olduğu halde gecmişimizle uğraşmak kimileri için bitmek tükenmez bir serüvendir ve bu serüvenin kahramanları bugünkü mutsuzluklarının sorumluluğunu üstlenmek olgunluğundan yoksundurlar. bu yoksunluk bizi don kişot vari bir duruma sokar ve hayatımız boyunca da şimdi ve burada olana kadar sürer.
  • 3. dalga terapi, yoga ve farkındalık ile mümkündür. spor gibidir; başta zordur, yapa yapa kolaylaşır. oraya buraya giden zihni, an'a çekme anlamına gelir.
  • "şimdi" olarak işaretlenen ân, işaretlendiği ândan itibaren geçmiş olacağından...

    ve yine, "burada" olarak işaretlenen yer, işaretlendiği ândan bir sonraki ânda, aynı yer olarak kalamamış olduğundan...

    ... ötürü, "şimdi" ve "burada"nın, üzerinde uzlaşılan anlamları ile işaretlenmesinin mümkün değildir.

    bu sebeple, "şimdi" ve "burada" olmaya çalışan herkes, aslında "dünde" ve "bir zamanlar olunan yerde" olmaya çalışır. "şimdi" ve "burada" olmak, mutlak yenilgi ile sonuçlanan bir kovalamacadır. fizikteki eylemsizlik yasasına benzer şekilde, ivmeye karşı sabit hızı, sabit hıza karşı sabit konumu savunmaktır; ki kazanan, hayâtın doğası gereği, her zaman, zamanın ivmesi ve hızı olacaktır.

    eğer gerçekten "şimdi" ve "burada" olmak istiyorsanız, az sonra gelecek ânları kovalayın; sürekli olarak yeni "şimdi" ve "bura"lara ulacağınızı hesap ederek. işaretleme, tanımlama ve bu şekillerde kısmen idrâk edileni kavramaya çalışırken varlığını sembollere indirgemeye çalışma takıklığını bir kenarı bırakarak.
  • her şey yerli yerin deymiş gibi görünüyor, oysa aslında görünenin ardında bilinmeyen, karanlık, bir sürekli kendini arayış yatıyor.
hesabın var mı? giriş yap