• derler ki; kaderin binbir vechesi vardır, insanoğlu o binbirin içinden çektiği birisini seçer, yaşar.

    kader netameli mevzu, benim anladığım kadarını anlatmaya kelimelerim yetmez. fakat bu üç kelime, çok tehlikeli. bir girdap gibi çekiyor insanı içine. şimdiki aklım olsaydı; onu seçmezdim, şunu söylemezdim, oraya gitmezdim, burada durmazdım, yapmazdım, etmezdim. ya da tam tersi, yapardım, giderdim, yine olsa yine söylerdim.

    üstünü biraz kazısak altından bitimsiz dünya meylimiz çıkıyor halbuki. biraz itiraf, biraz da kibir. sonradan da olsa doğruyu buldum ya da zaten hep doğruydum. değişik bir ruh hali. insanın kendine çektiği numaralardan en fiyakalısı gibi. ben bu numaraları yemeyi severim. büyük bir merakla dinlerim söylenenleri, içimden geçenlerin peşine müthiş bir heyecanla düşerim. "şimdiki aklım olsaydı" hikayelerinin ısrarcı takipçisi, en az "geçmiş zaman olur ki" masalları kadar müptelasıyım. öyle olsaydı nolurdu acaba diye düşünmekten kendimi alamıyorum. salt pişmanlık değil bu, bazen hiç ilgisi bile yok. sadece merak. bugünümü çok halletmişim gibi diğer ihtimallerimi merak ediyorum. bugünün sınavlarından yüz akıyla çıkmışım gibi muhtemel kaderlerimi kurguluyorum.

    ne demiştik, mevzu netameli esasen. serde ipin ucunu kaçırmak da var, marty mcfly gibi, başka bir yerde, başka bir zamanda kendinle karşılaşmak var. çok zor olurdu ve çok kaotik. zamanın bizim için lineer bir kabulden ibaret olduğuna şükreder oluyorum bir kez daha. iyi ki zaman tamamen algılayamayacağımız bir mefhum. iyi ki bir varsın, bir yoksun ile sınırlı.

    "şimdiki aklım olsaydı" ile başlayan macera "bugünüme çok şükür " ile bitiyor. aradaki cevelan ile de oyalanıyoruz işte...
  • şimdiki aklım olsaydı dün yaptıklarımı yapmazdım. ama dün yaptıklarım olmasaydı bugünkü aklım olmazdı.
  • akıl sabit bir şey olmadığından, korkaklık ifadesidir. çünkü bu ifade sadece şimdiki zamanda kullanılır. e ne güzel işte, demek ki geçen zaman sana bir şeyler katmış. oysa başka zamanlar için de kullanılsa çok güzel olabilir. mesela bugün bayram, on yaşımda ki aklım olsa gidip bi erik ağacına dalarım, zillere basıp kaçarım, kendime sığmam taşarım.
  • şöyle bir düşününce, bir imkansızlığı ifade ettiğinin farkına varılan cümle.

    şöyle ki; "şimdiki aklımız"ın şimdiye kadar yaşadığımız tecrübelerin bir toplamı/sentezi olduğunu düşünürsek eğer, bu cümlenin kurulmasına neden olan pişmanlık duygusuna sebebiyet veren olay/davranış olmasaydı eğer şimdiki aklımız olmayacaktı, dolayısıyla sözkonusu olayın yaşandığı zamanda da şimdiki aklımızın olması mümkün olmayacaktı.

    yaa yaa. bu yaman paradoksu, bu aklın kıvrımlarına kördüğümler atan muammayı, bu dublörün dilemmayı* da çözdüğüme göre artık huzur içinde uyuyabilirim.
  • yine şimdiki gibi biri olurdum. aynı hataları yine yapardım. amaan be ya, yaptıklarımız değil, hatalarımız bizi biz yapan şeyler. yaptıklarımız, hatalarımızın öğrettiğiyle becerdiğimiz dünyevi şeyler. zaten çok zor artık; toplumsal sağlığımı tutayım, fiziksel sağlığımı tutayım, ruh sağlığımı tutayım. düşük yoğunluklu iç savaş yaşıyoruz kendi içimizde. aynılarını yine yapardım yani. belki biraz taşşak lazım çünkü yine de inceden bir ürkmem yok değil ama yine olsa yine aynı hataları yaparım. çünkü çoğu zaman kar/zarar ekseninde ne olduysa yaptım hacı. doğru bahisi aldığıma inanıyorum. kimse bize sürekli kazanmayı ya da yaşadığımız dünyanın cennet bahçesi olduğunu vaadetmedi. ama şu da var ki; doğarken de herhangi bir taahhüt imzalamadık. başka entrilerde de değindim. geçmişten korkan var, gelecekten korkan var, sosyal ilişkilerden korkan var.ben en çok pişman olmaktan korktum. ben bi pişman olmaya başlasam yaşayamam güzel kankim; dünya başıma yıkılır, bunu da kaldıramam. o yüzden de böyle biriyim ve bereket kendimi severim. şimdiki aklım olsaydı; şimdiki gibi biri olurdum. ama daha az sigara içerdim.

    hayat, not dilenerek öğrenilen bir ders değil; sıçıp batırmadıkça ya da sıçıp batırılanları iyi gözlemlemedikçe öğrenemezsin. ikincisini tavsiye ederim. hem sorunlu bireyin "yanında görünürsünüz hem de o acı çekerken öğrenirsiniz.

    niccolo machiavelli: zimni?
    abi?
    niccolo machiavelli: çizgimizde öğle yoğun yaşıyorsun ki dayanamadım can buldum da geldim.
    abim :'(
    niccolo machiavelli: özellikle de kavurma yerken böyle şeyleri yazabiliyor olman.. keşke oğlum olsaydın.
  • "öyle yapmazdım" diye devam eden söz konusu tümce "ama öyle yapmasaydım da şimdiki aklım olmazdı" gibi bir paradoks da içerir.

    (bkz: emrah serbes)
    (bkz: hikayem paramparça)
  • ece yörenç & kerem çatay ikilisinin ispanya’da hayata geçirdiği yeni netflix projesi. başka bir dilde başka bir kültüre senaryo yazmalarına rağmen sıkmıyor izletiyor bir şekilde. hiç eğreti durmuyor yani. izleyen ispanyollara da bunu düşündürebilirse bravo, takdir edilesi bir başarı.
  • mezun oldugum gibi (bkz: türkiye'den siktir olup gitmek) eylemini hemen gerceklesitirirdim diyerek katildigim baslik.
  • çok ama çok tatlı bir netflix mini dizisi.

    tam olarak aklımdan ‘ulan ben ne yapıyorum, nasıl boktan bir hayat yaşıyorum, bütün ömrüm bu kısır döngü içinde mi geçecek’ diye geçirirken karşıma çıktı ve soluksuz izledim. izlerken çokça keyif aldım.

    zaman yolculuğu temasını seviyorsanız ve varoluşsal bir takım sancılar yaşıyorsanız bu dizi sizi kendisine bağlayacaktır.
  • tecrübe ile sabit olup, pişmanlık içeren en saf, en orjinal cümledir.
hesabın var mı? giriş yap