• an itibariyle spotify’a gelmiş olan muse albümüdür. bakalım bakalım nasıl olmuş.
  • ekşi sözlük hiç bir siki beğenmeme timi iş başında yine.. yenilikten kaçmayan, sürekli kendini geliştiren bir grubun son albümü olmuştur.. dark side başlı başına sanat eseridir..
  • tamam albüm kötü değil ama manson gitarın pas tuttu be matt kardeşim. ama çalıyor ki diyenlerin ağzına çarparım.
    muse diyince kafam hala on sene geriden geliyor dibine dibine çılgın notalar, gitarıyla ordan oraya zıplamalar, tize çıkmalar vesaire. bilemiyorum, matt bence müzik dünyasının en yetenekli ve zeki insanlarından biri ama bu yoldan vazgeçmeyecek inatla. sen vazgeçme, üzgünüm ama piyasa tipler dinlemeye devam eder böyle sizi. propaganda falan hiç olmamış. dig down, 2nd law albümünü anımsatıyor. algorithm ve dark side’ı sevdim en çok. daha muse olmuş.
  • çok da gömmek istemememe rağmen kendimi tutamayarak bok gibi olmuş dediğim muse albümü...

    tarz değişikliği yap. eyvallah. bak sesimi çıkarırsam insan değilim. ama tarzı değiştirirken karakterinle harmanla. hoca sen karakteri değiştirmişsin direkt.

    matt bellamy şu piyasadaki en nadide vokallerden biri. yahu koca albüm boyunca derinlerden 23 nisan şiiri okuyan bir çocuk gibi elektronik soundlara yancılık yapmış matt.

    yine eksik bir yön; bateri... öyle piyasanın kurdu falan değilim ama kendi çapımda yaptığım muhakemede dominic howard şu piyasada beni benden alan en muhteşem davulcu/baterist. adamı yem etmişler o bok gibi elektronik seslere.

    ne bir "bas gitara bak vuhuuu" dedim ne de "ulan yine konuşturmuşlar elektroyu" dedim.

    hem kızdım, hem üzüldüm.

    vakti zamanında metallica sevenlerin yaşadığı derin sarsıntıyı yakın gelecekte muse sevenler yaşayacak gibi duruyor.
  • sene olmuş 2019.. "günümüzde poser kaldı mı" sorusunun cevabı bu başlıkta! güldüm lan, hem de çok.
  • cd booklet'indeki şarkı sözlerinin okunmaması için siyah üzerine çok koyu mor ile yazılmış muse albümü.
  • çok da mattah bir albüm olmasa da drones'dan daha iyi olduğuna kanaat getirdiğim yeni muse albümü.
    her ne kadar drones'da severek dinlediğim the globalist, the handler gibi şarkılar olsa da revolt, mercy gibi facialar da vardı. ayrıca albüm yeni hiçbir şey de sunmuyordu.
    ha bu albümde de get up and fight gibi muse'a yakışmayacak ucuz pop şarkıları olsa da genel itibariyle drones'dan daha farklı bir albüm olmuş bence.

    bu albümle ilgili rahatsız edici iki konuysa:

    1. tüm şarkılardaki dıp-tıs dıp-tıs veya trap kıvamındaki elektronik davul. sırf bu yüzden the dark side gibi şarkılardaki karanlık hava bozuluyor. thought contagion gibi şarkılar da konserlerde çok daha iyi oluyor örneğin.

    2. konseptin ucuzluğu. muse'un black holes döneminden beri hep bir ''illuminati, haarp, anamızı düzüyorlar'' tarzı conspiracy içerikli şarkıları olmuştu. bu albümde ise bu görece ''ergen'' tema kurt adamlar, zombiler, ucuz bilim kurgu klişeleri gibi ögelerle harmanlanarak ergenliğe değil, 10 yaşındaki twilight hayranı kız seviyesine çekilmiş vaziyette. o klipler size yakışıyor mu matt efendi?

    bir röportajında matt hayranların her yeni albümde şikayet ettiğinden, hiçbir şeyi beğenmediklerinden ve değişime kapalı olduklarından yakınıyordu. acaba hayranlar değişmenizden değil de tabiri caizse ''ucuzlaşmanızdan'' şikayetçi olmasın? neden sound olarak farklı olmasına rağmen the dark side bu kadar sevildi? kimse demiyor ki size her seferinde ilk albümleri ısıtıp ısıtıp önümüze koyun, tabi ki değişeceksiniz. şahsen tabiri caizse ''taptığım'' bir albüm olsa da grubun yeni bir origin of symmetry çıkarmasını istemem. albüm bir yere gitmiyor sonuçta, isteyen tekrardan dinleyebilir. yapılmış bir şeyin tekrardan yapılmasının bir manası yok.
    sorun şu, the beatles da değişti, opeth de değişti, david bowie de değişti, lakin hiçbiri müzisyenliğinden, sanatçılığından ödün vermedi. değişiminden kastı ''radyo grubu'' olmak olan genesis gibi efsanevi gruplar hitleri ile aktif olduğu zaman zarfında büyük bir ün yakaladı, yıllar içindeyse tüm büyük hitleri unutuldu, sadece sanatsal yönü baskın albümleri ile hatırlandı. maalesef muse'a olacak olan da bu. yıllar sonra muse'un büyük bir grup olarak hatırlanacağı kesin, ancak efsane olarak anılacak albümleri simulation theory gibi albümleri değil, origin of symmetry, absolution gibi albümleri olacak.
  • alışılageldiğimiz muse değil tabii ama farklı bir tarza kayıp, yeteri kadar da başarılı olmuşlar kanaatimce.

    özellikle (bkz: the dark side) ve (bkz: pressure) gerçekten çok başarılı.
  • bizim bir bilgisayar oyununda olduğumuzu iddia eden, aslında çok inandırıcı olan teori.
  • albümün 4. parçasındaki "popopopo-propaganda" efekti haricinde an itibariyle taptığım albüm.

    grubun elektronik ögeler kullanmasına yönelik genel tavrımı şu entryde belirtmiştim zaten ki albümün bu belirttiğim nitelikleri taşıması da benim gözümde albüme tapmamın en büyük sebebi.

    (bkz: #80805890)

    olm ismail yk efektine ne gerek vardı yani. parça totalde çok iyi ama o ismail yk efekti girince utanıyorum lan...

    alternatif editler super duper bu arada.
hesabın var mı? giriş yap