• kitabı okumadan genco erkalın bir zamanlar oynadığı oyuna gitmiştim hala oynuyor mu ?bilmiyorum ki bir gün tekrar oynarsa mutlaka gidin!! bu ülkenin nimetlerinden faydalanın derim.

    "bir şey istediğin zaman, bütün evren arzunun gerçekleşmesi için işbirliği yapar."
  • paulo coelho'nun mevlana'nın mesnevi'sinde yer alan küçük bir öyküden yola çıkarak yazdığı masal gibi romanı.
  • sesli kitap dinleyerek yolculuk yapmak güzel oluyor. bugün yolda simyacıyı dinledim. okuyalı çok uzun zaman olunca dinlemek ve not almak hoş oldu. işte o notlar:
    *kimse bilinmezden korkmamalı... elimizdekileri kaybetmekten korkmamalıyız.
    * kişisel menkıbenin peşinden gidersen bütün evren sana yardım eder.
    * (bana geleceğimi söyle sorusu üzerine) gelecek kötüyse şimdiden üzülmeye başlayacaksın ama güzelse hoş bir sürpriz olacak sana...
    * yüreğini tanırsan sana baskı yapamaz. böylece beklenmeyen bir darbe indiremez.
    * düşlerinin peşinden gidersen en çok yüreğin acı çeker o yüzden yürek düşlerinin peşinden gitmeni söylemez .
    * en karanlık an şafak sökmeden önceki andır.
    * gözümüzün önünde büyük hazineler olunca asla göremeyiz onları.
    * başkasının kişisel menkıbesine burnunu sokan kimse kendi menkıbesine asla ulaşamaz.
    * umutsuzluğa teslim olma yoksa yüreğinle konuşmana engel olur.
    * düşün gerçekleşmesine sadece başarısızlığa uğrama korkusu engel olur.
    * sevdiğimiz zaman, olduğumuzdan daha iyi olmak isteriz.
    * (altının azlığından yakınınca) hayat söylediklerini duyabilir ve gelecek sefer daha azını verebilir.
    * kim ve ne olursa olsun yeryüzünde her insan, her zaman dünya tarihinde başrol oynar ve o bilmez bunu.
  • ortaokul yıllarımda okuduğumda çok beğendiğim, daha sonra ana hikayesinin mevlana'nın mesnevi'sinden araklama (belki de esinlenme demeliyim, bilemiyorum) olduğunu duyduğumda beni hayal kırıklığına uğratan kitap. ana hikaye dışında kitabın kurgusu ve yazarın tarzını çok beğenir ve ihsan oktay anar'ın tarzına benzetirim.

    diğer bir tanım olarak simyacı, eski zamanlarda sıradan maddeleri belirli kimyasal işlemlerden geçirerek altına dönüştürebilecek olan felsefe taşı (veya filozof taşı)'nı bulmaya çalışan kişidir. dolayısıyla kimya ilmi (o zamanki adıyla simya) bu muhterem kişilerin eliyle oldukça yol katetmiş olabilir.
  • 188 sayfalık bir paulo coelho romanı. dünyada 80 milyondan fazla okuyucuya ulaşmış. ve oldukca akıcı bir kitap. yeni kitap okumaya başlayacak olanlar için oldukca ideal. sıkılmadan okunulacak, hayatla ilgili bize güzel öğretiler verebilecek harika bir başyapıt. paulo coelho'yu dünya çapında üne kavuşturan bu kitabı tüm kitapseverler okumalı. herkes kendi kişisel menkibesini yaşar. kimisi ise onu yaşamaktan kaçınır.

    kitabın bazı önemli yerlerini şu şekilde derledim.

    not: can yayınları tavsiye edilir.

    "geleceği nasıl seziyorum? şimdinin işaretleri sayesinde. gizin kökü şimdidedir; şimdiye dikkat edecek olursan, onu iyileştirebilirsin. ve şimdiyi iyileştirebilirsen, daha sonra gelecek olan da iyi olacaktır."

    "mutluluğun gizi dünyanın bütün harikalarını görmektir, ama kaşıktaki iki damla yağı unutmadan."

    "bir düşün gerçekleşmesini bir tek şey olanaksız kılar: başarısızlığa uğrama korkusu."

    “biliyorum: her şey boş, bomboş, bomboş! senin de söylediğin gibi, tanrım. ama bazen bir ihtiyar kral da kendisiyle gururlanmak gereksinimi duyabilir.”

    "neden yüreğimi dinlemek zorundayım?
    - çünkü onu susturmayı hiç bir zaman başaramazsın."

    "insan sevdiği için sever. aşkın hiçbir gerekçesi yoktur."

    "çünkü kalbiniz her neredeyse, hazinenizi bulacağınız yer orasıdır"

    "geçmiş ve gelecek yoktur, yalnızca sonsuz bir şimdi vardır."

    ''kitaplar, dinlemek isterseniz size ilginç öyküler anlatır. ama insanlarla konuşurken öylesine tuhaf şeyler söylerler ki..''

    ''henüz sahip olmadığın bir şeyi vaat ederek gidecek olursan, onu ele geçirme arzusunu yitirirsin.''

    "bir şeyi gerçekten istersen"demişti yaşlı adam ona,"onu gerçekleştirmeni sağlamak için bütün evren iş birliği yapar."

    "yüreğine, acı korkusunun, acının kendisinden de kötü bir şey olduğunu söyle. düşlerinin peşinde olduğu sürece hiçbir yürek kesinlikle acı çekmez."

    "insan sevince," diye düşündü, "nesneler daha çok anlam kazanıyor."

    "peki dünyanın en büyük yalanı ne?" diye sordu delikanlı, şaşkınlık içinde. "ne mi? hayatımızın belli bir anında, yaşamımızın denetimini elimizden kaçırırız ve bunun sonucu olarak hayatımızın denetimi yazgının eline geçer. dünyanın en büyük yalanı budur."

    "ister hayatımız, ister ekin tarlalarımız olsun, sahip olduğumuz şeyleri yitirmekten korkarız. ama hayat hikayemiz ile dünya tarihinin aynı el tarafından yazılmış olduğunu anladığımız zaman, bunu anlar anlamaz, bu korku uçup gider."

    "kim ve ne olursa olsun, yeryüzünde her zaman her insan, dünya tarihinde başrolü oynar. ve doğal olarak o bilmez bunu."

    "öyle zamanlar vardır ki insan hayat ırmağının akış yönünü değiştiremez."

    "kimse bilinmezden korkmamalı, çünkü herkes istediği ve ihtiyaç duyduğu şeyi ele geçirebilir."

    ”insanın geride bırakmış olduklarını düşünmemesi olanaksızdır.”

    "yeryüzünde her insanın kendisini bekleyen bir hazinesi vardır."

    "dünyanın ruhu insanların mutluluğu ile beslenir. ya da mutsuzluklarıyla, arzuyla, kıskançlıkla... her şey bir ve tek şeydir. ve bir şey istediğin zaman, bütün evren arzunun gerçekleşmesi için işbirliği yapar."

    "düşümü gerçekleştirmekten korkuyorum. çünkü o zaman yaşamak için bir sebebim olmayacak. sen koyunlarını ve piramitler'i hayal ediyorsun. sen benim gibi değilsin, çünkü sen düşlerini gerçekleştirmek istiyorsun. oysa benim istediğim mekke'yi düşlemek sadece. çölü geçişimi, kutsal taş haceri esved'in bulunduğu meydana varışımı, ona el sürmeden önce çevresinde yedi kez dönüşümü binlerce defa hayal ettim. yanımda kimlerin olacağını, önümde kimin olacağını, konuşacağımız şeyleri, birlikte edeceğimiz duaları bile hayal ettim. ama büyük bir hayal kırıklığına uğramaktan korkuyorum, bu yüzden hayal kurmakla yetiniyorum."

    "çünkü sevdiğimiz zaman, olduğumuzdan daha iyi olmak isteriz her zaman."

    "ihanet senin beklemediğin bir darbedir. ama sen yüreğini tanıyacak olursan, sana baskın yapmayı hiçbir zaman başaramayacaktır. çünkü onun düşlerini ve arzularını tanıyacaksın ve onları hesaba katacaksın. hiç kimse kendi yüreğinden kaçamaz. bu nedenle en iyisi onun söylediklerini dinlemek. böylece, kendisinden beklemediğin bir darbe indiremeyecektir kesinlikle sana."
  • "simyacı bir şişe açıp konuğunun bardağına kırmızı renkli bir sıvı koydu. şaraptı ve ömrü boyunca hiç içmediği en güzel şaraplardan biri. ama şarabı şeriat yasaklamıştı.

    'kötülük,' dedi simyacı, 'insanın ağzından giren şeyde değildir. kötülük oradan çıkandadır.' "

    yazar damardan girmiş. okullarda ders diye okutulmalı bu kitap.
  • gerçekten kendi kişisel menkıbesini yaşayan kimseye hayat cömerttir. yine çok güzel okuma deneyimiydi herkese tavsiye ederim.
  • çok sade anlatımında çok derin anlamlar saklayan, gizemli mesajları olan bir kitap..

    çocukluğumda ve gençlimde bir solukta okuduğum, okurken içinde kaybolduğum bir kitap..
  • yıllar önce okuduğum, sonra sosyal medyada özlü sözlerine tekrar karşılaştığım ve tekrardan okuma istediği duyduğum kitap. kişisel gelişşm kitaplarının baş yapıtı. elbet herkesin kendi hikayesine benzer şeylerin olduğu ve mesajları yakalayabileceği bir kitap. okuduğum sürede kendimce altını çizdiğim ve benim için önemli olan detaylar.

    --- spoiler ---
    - bazen işi oluruna bırakmak, ilişmemek daha iyidir.
    - her zaman, ne istediğini bilmek zorunda olduğunu anımsa.
    - birşey istediğimiz zaman, düşümüzü gerçekleştirmemiz için bütün evren işbirliği yapar.
    - yüreğin hazinenin bulunduğu yerdedir. ve çıktığın yolda keşfettiğin şeyin bir anlamı, olması için hazineni mutlaka bulmak zorundasın.
    - bulduğun şey saf maddeden yapılmışsa, hiçbir zaman çürümeyecektir. ve oraya bir gün geri döneceksin. bir yıldız patlaması gibi bir anlık ışıktan başka bir şey değilse, o zaman geri dönüşğnde hiç birşey bulamayacaksın. gene de en azından bir ışık patlaması görmüş olacaksın. yalnızca bu bile yaşamış olmanın zahmetine değer.
    - böyle konuşmayınız. hayat söylediklerinizi duyabilir ve gelecek sefere daha azını verebilir. ( ağzımızdan çıkan her söze mutlaka dikkat etmeliyiz. )
    - bir kere olan bir daha asla tekrarlamaz. amma ve lakin iki kere olan mutlaka üçüncü defa da olacaktır.
    - aşk, evrenin ruhunu değiştiren ve geliştiren güçtür. ilk kez onun içine girdiğim zaman, onun kusursuz olduğunu sandım. ama daha sonradan onun, yaratılmış olan herşeyin yansıması olduğunu, onun da savaşları ve tutkuları olduğunu gördüm. evrenin ruhunu bizler besliyoruz ve üzerinde yaşadığımız dünya, bizim daha iyi yada daha kötü olmamıza göre, daha iyi yada daha kötü olacaktır. aşk’ın gücü işte burada işe karışır, çünkü sevdiğimiz zaman, olduğumuzdan daha iyi olmak isteriz. her zaman.
    - bütün kalbimizle bir şey istediğimiz zaman, evrenin ruhu’na daha yakın oluruz. olumlu bir güçtür.
  • yıllar önce ortaokul yıllarımda okuyup anlamadığım, anlamadığım için beğenmediğim kitap. ingilizce pdf'inin en çok indirilenler listesinde olduğunu görünce hakkında birkaç bir şey okudum ve maalesef yine kıymetini bilemedim. tüm dünyanın hayranlık besleyip benim kadrini bilemediğim şey nedir acep.

    bir diğeri için (bkz: dönüşüm).
hesabın var mı? giriş yap