• az önce rte'den bahsederek dedi ki: bu adam seçimler kazanmış, şöyle yapmış, böyle yapmış.. biz kimiz ki tartışıyoruz kanalistanbul u dedi.. aday olsak kaç oy alırız ki dedi.. o yüzden proje çok mantıklı dedi. bense öyle baktım ekrana! mal mal baktım sadece.. koyun olduk da ot veriyolar ya bize!!
  • bu akşam ntv'deki haber aktüel programında, "bu köprü mecburidir" ve henry ford'a referansla "araba özgürlüktür, kamunun sizi zorladığı yerler dışında da istediğiniz yere gidebilirsiniz", "toplu taşımayı zaten iyileştiremezsiniz" gibi pek derin fikirleriyle bizleri aydınlatmış, en sonunda da programa ankara'dan bağlanan baykan günay'ın fikirlerini (yeşili korumak, ulaşımın toplumsallığı, boğazın bir varlık olarak önemi, istanbul'daki sermayenin dengesizliği gibi) fazlaca demode bulmuş olacak ki ona da "ankara'daki alt geçitlere karşı çıkın siz önce hıh" şeklinde yine oldukça hoş bir tepki vermiştir.
    akp'nin kadıköy adayı bu mimar amcamdan ankara'da partisinin gözdesi i.melih'in yaptıklarını duymak hoş oldu tabii.
    ayrıca araba da özgürlükmüş... ben istanbulda yaşamıyorum, o yüzden kendisine göre fikir beyan hakkım yok ama istanbullular da eminim arabanın özgürlük olduğunu düşünüyorlardır.
    toplu taşıma da neymiş canım...böyle saatleri belli rotası belli. resmen kölelik.
  • türk hava yolları dergisi skylife'da yayımlanmış röportajını* gidiş yolunda iki, dönüş yolunda bir kez okuduğum mimar. gidiş biraz sallantılıydı...

    şöyle bir soru vardı:
    - yaşadığınız şehrin istanbul olduğunu ne zaman kavradınız ya da fark ettiniz?

    şöyle de bir cevap:
    - böyle bir şehri kavramak ne kadar mümkün, bilemiyorum. 60 yaşımı geçtim, her gün yeni bir şeyler öğrenmeye devam ediyorum. fatih sultan mehmed, fatih camii vakfiyesi’ne yazdığı girişte, "hakiki sanat muhteşem bir şehir vücuda getirmek ve halkının kalbini saadetle doldurmaktır" diyor. sonra bu bilinçle yüzyıl içinde tüm dünyanın hayran olduğu, 16. yüzyılın muhteşem istanbulu yaratılmış. petrus gyllius’a "dünyada bütün şehirler ölüme mahkumdur, fakat istanbul, insanlar var oldukça yaşayacaktır" dedirten işte bu istanbul’dur. mesela, çoğumuz nedim’in istanbul’la ilgili şiirini biliriz. ama ben latifi’nin 16. yüzyıldaki, "öyme ey hace bize hind-i hata vü hoten’i / bundadur lütf-ü şeref buna stanbul dirler" dizesini bu araştırma vesilesiyle öğrendim, demek ki öğrenmenin sonu yok.
  • paranın satın alamayacağı şeyler de var.

    sinan genim onlardan biri değil.

    dolayısıyla kendisi bir "şey" bile değil.
  • türk tipi ideal politikacı-mimardır. alavere dalaverenin, istediğine ulaşmak için kuralları değiştirmenin, hak yemenin yöntemini hiç rahatsızlık duymadan ve malesef bir kısım insanın helal olsun diyeceğini bilerek ifade edebiliyor. kurnazlık ne zaman zeka kabul edilmeye başlandı bu topraklarda bilmiyorum ama malesef böyle adamlar tutulur, böyle adamların sırtı sıvazlanır, böyle adamlar başarılı ve zengin olur.
  • istanbul'un depreme yeni binalarla girmesinin tartışıldığı ve bununla ilgili yapılacak yasal değişikliklerin konuşulduğu, habertürk'te yayınlanan programda, istanbul'un 2. derece deprem kuşağında kabul edildiği, 1998'den önce yapılmış c 14 beton standardındaki 30 - 40 yaşındaki binalar için 100 yıl daha ömür biçmiş mimardır. yargının bilirkişi olarak değerlendirebileceği bir konumda olan hocamızdan ve benzer düşüncedeki bilirkişilere gelecek, yargıya intikal etmiş, ayakta duran ama ilk sarsıntıda hadi bana güle güle diyebilecek binalarla ilgili böyle bir düşüncenin varlığının olduğunu duymak, hakikaten beni deprem öncesinde yaşanacak yenileme faaliyetlerinde nelerle mücadele edileceği konusunda daha da karamsar bir hale sokmuştur.
  • tarafsız bölge programında kanalistanbul u canhıraş biçimde savunurken söylemiş olduğu "geçen yabancı gemilerden para bile alırız" sözüne karşılık aynı programda konuk olan mehmet ali tuğtan montrö boğazlar sözleşlemesini gerekçe göstererek "hayır alamazsınız" demiş, sinan genim ise sözleşmeyi hiçe sayıp gayet kahve ağızıyla "eğer başkalarını para vermeye zorlarsanız,yani biraz bekletirseniz onları, bi süre sonra o devletler para vermeye başlarlar. hatta en önce beni geçir diye daha fazla para verirler" diyerek bizleri bir hayli güldürmüştür. sinan genim'in uluslararası ilişkiler ve uluslararası hukuk'u hiçe saydığı bu cümlesinin ardından mehmet ali tuğtan'ın cevabı ise stüdyoda kapak etkisi yaratmıştır. kapağın vukuu bulduğu dakikalar ise http://video.cnnturk.com/…tarafsiz-bolge-27-04-2011 40.02 dakikayla 41.32 dakika arasındadır.
  • bir sonraki belediye başkanlığı seçimlerinde tekrar akp'den aday gösterilebilmek için kanal kanal gezerek yaptığı can siperane savunma gözleri yaşartıyor. kanal projesi muhteşem, akm'e yıkılmalı, ucube olmamış, rte vizyon sahibi, atatürk'ü çok severim. peki sinan bu sefer seni kadıköy'de değil, bakırköy'de deneyelim.
  • şu nadide restorasyon projesini hazırlayarak mesleğimden beni utandırmış ve kendisine diploma veren, ders veren(!) bütün hocalarını sevgiyle(!) anmama vesile olmuş kişidir.
    o diplomayı çerçeveletip duvara asacağına... neyse...
  • daha uc gun once yani kendisinin vahdettin kosku'nun restorasyonundan sorumlu oldugunu yani o guzeller guzeli sogan basli kubbeyi yikan kisi oldugunu bilmeden hakkinda oldukca edepli saygili entry girdigim "mimar". ama simdi isler degisti bebegim... bugun bu bilgi isiginda diyecegim sey sudur ki, yemisim tezini de profesorlugunu de bilirkisiligini de. kendisi turkiye'nin gelecegine kultur mirasi olarak kalmasi gereken yapilari ucubeye ceviren bunu da kustahlik ve bilgiclikle yapan kisi. kusura bakmasin artik mimar lafini kullanmiyorum kendisini tanimlarken. kendisine tanimim yeni turkiye'nin insaasina cani yurekten katilan toki felsefeli yeni turkiye kanaat onderi. yakisan budur.
hesabın var mı? giriş yap