• yayınevi diye çıktıkları yolda onu da satalım, bunu da satalım diye, ekolojik, el emeği ne varsa instagram çevrecilerine kakalayan "dükkan". tam bulunduğumuz jenerasyonun ürünü haline geldiler. eskiden sever, kitaplarını alıp okurdum, fakat son zamanlardaki bu sosyal medya trendine dönüşmüş haliyle artık hiçbir şekilde alışveriş yapasım gelmiyor. yeni kitap zaten çıkarmıyorlar, yeni ajandaları da o kadar talebe uygun şekilde pazarlandı ki almamayı tercih ettim. bir ürün satılıyor, birileri o ürünü alıyor, kendi instagramından paylaşıyor -ki aldığı yer de paylaşsın, keza öyle oluyor, sinek sekiz'in storylerine bir bakıyorsunuz ki "ben de şunu aldım, ben de şöyle ekolojik oldum" diye onlarca insanın paylaştıklarını paylaşıyorlar. bu psikolojik bir tutulma bence. hele ki sinek sekiz gibi çok yürekli bir temayla, dayanakla ortaya çıkan markaların böyle hareketlerle kendi kendilerini baltalıyor olmaları marka algısını da tersine çeviriyor ne yazık ki.
  • ağırlıklı olarak ekoloji üzerine kitap çevirileriyle yayın hayatına başlayan, şehir hayatından kaçıp, doğal hayata dönen güzel insanların yayınevi.

    ayrıca kendi elleriyle şahane defterler yapmaktadırlar.

    günlük maceraları için:
    http://sineksekiz.wordpress.com/
  • okuduğum "belirsizlik ve değişimle birlikte güzel bir hayat" kitabında gereksiz "ve" kullanımına sık rastladığım, instagrammer yayınevi.
    bir sebepten iletişime geçmiştim, biraz kibir törpülemeye ihtiyaçları olduğu izlenimi yarattılar, bu sebeple yorumumu buradan iletme ihtiyacı duydum, belki değerlendirip editör gözüyle kitabı bir daha kontrol ederler.
    çok tatlılar orası ayrı, yiğidi eleştirsek de hakkını vermek lazım.
  • doğa ile ilgili yayınlar yapan, doğayı ve ekolojik dengeyi önemseyen ve dolayısıyla yerel üretimi destekleyen bir yayınevi.

    gerçekten öyle mi peki? çevre bilincine sahip oldukları kadar okurlarının da fikir ve taleplerini önemsiyorlar mı acaba?

    insan düşünüyor ki, bu kadar naif düşünceli görünen bir yayınevi okurlarını da önemser ve sahip çıkar. ancak şu an geldikleri noktada sadece onları övenleri paylaşan storyden ibaret yaptıkları.

    defalarca mesaj attım kendilerine bir müşterileri olarak. tek istediğim şu an tükenmiş olan bazı kitapları yeniden basıp basmayacaklarını öğrenmek.

    cevap çok basit: evet basacağız/hayır basmayacağız.
    soruyu okuyup da cevap vermemek ama bu esnada onları öven kişileri paylaşmak çok samimi gelmiyor bana.

    daha önce irem çağıl’ın takipçileri ile yorumlarda atışmasına şahit olmuş ancak sadece izlemekle yetinmiştim.

    sizi seven ve önemseyen insanları siz de sevmek zorunda değilsiniz elbette ancak para kazandığınız müşterinize saygı duyup hizmet etmek zorundasınız.

    mesaja cevap vermemek konusunu bir türlü anlayamıyorum çünkü benim bir sonraki siparişim senin vereceğin cevaba bağlı. o çok önemsediğin yerel üreticinin desteklenmesi benim siparişime benim siparişim de dolayısıyla senin bana olan tavrına bağlı.

    bir daha bu yayınevinden bir şey alır mıyım bilmiyorum.
  • irem çağıl ve zarif denen birinin rezalet iş yaptığı yayınevi.

    ocak ayı bitmek üzere aralık başında verdiğimiz ajanda siparişi henüz kargolanmamış bile. ajanda denilen şey planlama yapmak için sahip olunan bir şey. telefonda siparişiniz ile ilgili bilgi almak istediğinizde terbiyesiz bir şekilde isterseniz iptal edelim diyorlar.

    bu ekolojik tayfanın hepsi mi aynı sorumsuzluğa sahip olur arkadaş.

    işine ve müşterisine saygısı olmayan insanlar.
  • bugün instagram hesaplarında paylaştıkları story üzerinden açıklama yapmışlardır. kulak verelim bakalım ne demişler:
    neden her yerde yokuz? sinek sekiz büyük merkezlerin dışında konumlanmış, küçük ve bağımsız bir yayınevi. günümüz şartları içinde hayatta kalabilmemiz ve üretimlerimize devam edebilmemiz ancak emeğimizin karşılığını alabilmemize bağlı. bu yüzden, bizi sömüren değil, gözete, adil ticaret kurallarına uyan işletmelerle çalışabiliyoruz. büyük internet satış siteleri ve zincir noktalar ise bizden oldukça yüksek iskonto oranları talep ettiğinden buralarda bulunmamız mümkün olamıyor.
    türlerin, kültürlerin, küçük üreticilerin, yerel ekonomilerin ve bilgilerin tüm çeşitliliğinin küreselleşme tarafından yok edildiği bir dünyada iyi olan şeyleri çoğaltmak için üretmeye devam ediyoruz.
  • aşırı minnoş bi yayınevi. sipariş verirseniz ne alırsanız alın ne demek istediğimi net olarak anlayacaksınız.
  • bağımlılık yapan yayınevi. herşey permakültüre giriş kitabıyla başlamıştı. çılgınlar gibi okuma isteği yaratıyor, okuma isteğiyle kalmıyor üretmek, değiştirmek, dönüştürmek istiyorsunuz. bilgi, motivasyon, farkındalık, hepsini içeriyor.
    iyi ki böyle şeyler yapan insanlar var, iyi ki hepimiz hayatımızı metropollerde dev şirketler için tüketmiyoruz. oh be.
  • bir ajandayı kargolamaktan aciz, aşırı amatör iş yapan, buna rağmen burunlarından kıl aldırmayan insanlar çalışıyor burada. sitelerinden alışveriş yapmayı kimseye tavsiye etmiyorum. zira kendilerinin de çok s.kinde değilmiş gibi davranıyorlar. doğayı koruyoruz, ekolojik dengeye saygı duyuyoruz ayağınınızı anladık, keşke biraz da işinize ve müşterilerinize saygı duyabilseniz.
hesabın var mı? giriş yap