• türkiye inşaat sektörüne özet geçen projedir.

    ilk aşamada doğru yerde kankalarınız olunca belediye size lap diye eşşek kadar araziyi tahsis ediyor, etrafta kalan tapulu gecekonduya da üç beş bir şeyler atıyorsunuz, sonra adamların etrafına duvar çekiyorsunuz. elli senedir oturduğunuz dairenin önündeki boktan yol için sizden asfalt katılım payı isteyen belediye buraya anında üç şeritli yolu, altyapıyı çekiyor (gerçi oraya sadece iki giriş olduğundan millet buraya taşınınca trafik yine çok komik olacak). maketten falan da inşaata aç sazan topluma daha bu aradan satışı yapmış oluyorsunuz cepten çok bir şey çıkmadan, bundan sonrası prestij mücadelesi olduğundan malzeme kalitesi şu bu diye çok kasmaya da gerek yok.

    sonra bakıyoruz, heyelan bölgesi, etrafında beş kat görülmeyen yumuşak zeminli çıplak tepeye (zaten bölge çok önceleri çöplükmüş) 35-40 kat izin verilmiş, adamlar da dizmişler yarrak gibi binaları yan yana. yedi defa mahkeme kararı çıkmış durdurulması için ama zaten kim siklesin hukuğu bu memlekette bu saatten sonra. ha bu kadar bedava hayat arasında malzemeciyi çarpma, tedarikçinin parasını vermeme gibi memleketimiz ticaretinin değişmez üçkağıtlarını da unutmamışlar.

    bunlardan sonra da millet hala bitmemiş toplu konut dairesine yarım milyon lira vermek için yırtınıyor. mutlu son.
  • karayalçın zamanında heyelan bölgesi olduğu için imara açlımamış olan imrahor vadisi'nin kuzey yamacına yapılmakta olan milyonluk gecekondular bütünü. doğukent bulvarı'ın o kesimi zamanında heyelan bölgesinin sınırında yapılmıştı. keza yakın zamanda bazı blokları kaydığı için milletin fellik fellik evlerini satmaya çalıştığı proje.
  • bu proje için olduğunu bilmeden o bölgedeki ata topraklarını satan ve annemi de buna mecbur bırakan bütün akrabalarım kafalarını bir binasından diğerine vursunlar diyorum. vatan millete hayırlı olsun
  • geçenlerde gazetede, 3+1 konut için ödeme planını da içeren bir ilanı vardı bu adamların. yegane mülkiyet hedefi bir ev sahibi olmak olan her orta sınıf aile gibi biz de bu ödeme planını mantıklı bularak soluğu satış ofisinde aldık. kıyı konağı satmaktan sıkıldığı için bizimle pek ilgilenmeyen tezgahtar (ya da satış uzmanı, hangisini beğenirseniz onu söyleyin ) gazetedeki ödeme planının sadece kapısı ve pencereleri takılmış evler için olduğunu, oturmak (yani içini yaptırmak) için yüzde 25 daha fazla ödeme yapılması gerektiğini söyledi.
    şimdi fiyakalı bir şirket kuruyorsun, on numara reklamlar, satış ofisinde çay servisleri filan koyuyorsun ama satışı uyanık pazarcı manevralarıyla yönetmeye çalışıyorsun.
    içi yapılmamış evi kim alır? ben kendim yaptıracağım diyen adamın "cazip ödeme seçenekleriyle" ne işi olur? ben anlamadım.
    klasik hikayedir ya, devrim arabasına binip benzini bittiğini öğrenen cemal gürsel "garp kafasıyla araba yaptık, şark kafasıyla benzin koymayı unuttuk" der. bizimki de o hesap; bilmem kaç milyon dolarlık ekonomi yapıyorsun ama ön sırada güzelleri dururken arka sıradaki çürük domatesleri poşete koyan pazarcıdan öteye satış mantığı geliştiremiyorsun.
  • reklamlarından birinde yönetici(kadın)- bilg.müh. (erkek) çiftinin oynadığı ve çocuklarının gelen misafirlerin çocuklarına sitenin broşürü gösterip "işte biz burada yaşayacağız baakkkkk" diye artistlik yapmasının da artık gurur kaynağı olduğunu gösteren reklamlarla satış yapmaya çalışılan site.
    (eskiden ayıptı böyle şeyler, görgüsüzlüktü.komşunun çocuğuna artistlik yapılmaz, onunla aynı peynir ekmek bölüşülüp yenirdi)
    zamanın değiştiğini gösteren reklamlara sahip olan toplu konut.
  • fiyatlarını görünce ömür boyu açık büfe yemek ve yerli içki bedava zanettiğim proje.
  • sadece ilkbahar mahallesi değil oran-yıldız arasında bulunan yukarı dikmen mahallesi sinpaş altın oran, sinpaş çankata the first ve ipek üniversitesi inşaatlarını besleyen kamyon ve tırlar yüzünden tarlaya döndü. hiç bir kamyon şantiye çıkışı temizlenmiyor. kamyonların rotasının yanında bulunan site içindeki arabaların üstünde bir gecede 1 cm kum çamur birikiyor. belediye de göstermelik haftada bir asfalt yıkıyor. çünkü biz gerizekalılar kum ve tozu ıslattığında yok olduğunu sanıyoruz. yoksa çamura dönüşmüyor. ya da kuruduğunda tekrar toz olarak kalmıyor. kamyonların giriş çıkış saatleriyle ilgili hiç bir sınırlama yok. trafiğin doruk noktası olan iş çıkışı saatlerinde onlarca kamyonun terör estirdiğini görebiliyorsunuz. gece gelen giden kamyonlar ise 0-100 hız denemeleri yapıyor.

    kısaca bu 3 inşaat bu bölgenin anasını belledi. ama arkasında büyük başgan olduğu için ne isyanlar ne de şikayetler yerini buluyor.

    ha belirtelim; sinpaş oran kamyonlarının yollarını siktiği ilkbahar mahallesi de 100'e yakın orta-küçük inşaat şirketinin genel merkezlerinin bulunduğu bir mahalle. hiçbirinin de yaşadığı çevreye faydası yok.
  • embesil sehirlilere hitap eden bir baska proje daha.
    750 bin liraya 2+1 evde dis dunyadan izole bir sekilde muthis bir yasam sizi bekliyor. hemen butun birikiminizi bu muhtesem projeye yatirin. size az bile.
  • ankara'nın nefes alabilen yegane bölgesi olan imrahor vadisi'nin, yakın gelecekte de eymir'in talanıdır. üstelik bildiğin heyelan bölgesinde olup *, 7. kez alınan durdurma kararına ragmen, hızla devam etmektedir. projeyle ilgili çok fazla spekülasyon olduğu söyleniyor. oradan ev alanın aklına şaşıyorum.
  • biten kısmının ne kadar üstüste ve çirkin olduğunu görenlerin bir an önce elinden çıkarmaya çalıştığı dairelerin emlak sitelerinde boy gösterdiği site.

    900.000 tl ev alacak parası olan neden tercih etsin orayı zaten anlaşılır gibi değil.
hesabın var mı? giriş yap